31 Mart yerel seçimleriyle birlikte 3 yıl süren kayyum tartışması sona ermiş, demokrasi adına hak sandıkta tecelli etmişti. O dönemi bilen hatırlar. Yine gerilimli günlerden geçti Diyarbakır. 2014’teki yerel seçimlerde oyların yüzde 55.11’ini alarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Gültan Kışanak tutuklanmış, yerine Cumali Atilla kayyum olarak atanmıştı. O dönem günlerce süren sokak protestolarına şahit olduk. Şimdi de dejavu yaşıyoruz.

31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Seçimleri’nde 490 bin 571 bin (yüzde 62.93) oy alan Dr. Adnan Selçuk Mızraklı, Pazartesi günü geçici olarak görevden alındı ve yerine Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Başkan Vekili olarak görevlendirildi. Ortalık yine savaş alanına döndü.

Peki neden?

İçişleri Bakanlığı’nın gerekçesine bakalım; “PKK ve uzantılarının, bazı belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânlarını illegal amaçlar için kullandıkları belirlenmiştir. Bakanlığımızca terör örgütleri ile iltisak-irtibatı olan, terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunan belediye başkanları Anayasanın 127’nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47’nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediye Kanunu’nun 45'inci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir. Adnan Selçuk Mızraklı hakkında ‘Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme’, ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’ ve ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övmek’ suçlarından dokuz ayrı soruşturma veya kovuşturma yürütülmekte; bakanlığımızca da üç ayrı soruşturma yürütülmektedir.”

Görevden alınan Adnan Selçuk Mızraklı ve HDP çevresi ise, yürütülen soruşturma ve davaların yeni olmadığına dikkat çekip, olayın siyasi olduğunu belirtiyor. Diyarbakır’da birkaç gündür yaşanan ve ülke gündemine oturan bu konuyu asıl muhataplarına sorduk. Aldığım yanıtlar HDP yöneticilerinin değerlendirmesiyle aynı paralelde. Diyarbakır’da HDP’ye oy veren seçmenler de haklı olarak soruyor;

*Madem kayyum atanacaktı neden seçim yapıldı?

*Madem davalar gerekçe gösteriliyor; o zaman YSK Adnan Selçuk Mızraklı’ya neden seçilme hakkını tanıdı?

*Seçme hakkımız varsa seçtiğimiz kişilerin neden bizi temsil etmelerine izin verilmiyor?