Bugünlerde Süper Ligde Demir Grup Sivasspor’un fırtınası esiyor. Ligin 15. haftasında ‘Dört Büyükler’in önünde birinci sırada yer alan Sivasspor, şampiyonluğu Bursa’dan sonra daha da Anadolu’nun içine çekmeye aday gözükmektedir.

Bu yazımızda ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz Anadolu’nun güzel şehirlerinden olan Sivas’ı ve sahip olduğu bazı değerleri tartışmak istiyoruz. 1988-92 yılları arasında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde okurken şehri tanıdım. Dört yıl kaldığım Sivas’ta şehrin yanlış veya eksik tanındığı dikkatimi çekti. Oysa Sivas’ın o kadar olumlu tarafları var ki, maalesef bunlar ön plana çıkmamıştır. Bundaki kabahat Sivaslıların ünlü şahsiyetlerinindir, diye düşünüyoruz. Bu kapsamda biz karınca kararınca sahip olduğumuz az bilgiyle şehri biraz yazmaya gayret edelim.

Milli ve Yerlinin odağında yer alan bu Anadolu şehrinin tarihte güçlü bağlara sahip olduğu bilinmektedir. Sivas’ın Selçuklulara başkentlik yapmış olması tarihsel değerini ortaya koymaktadır. Öte yandan 4-11 Eylül 1919 tarihinde Sivas, ayrıca cumhuriyetinin temelinin atıldığı kongreye ev sahipliği yaparak, Modern Türkiye tarihinde tarihsel bir misyon yerine getirmiştir. Bu bağlamda  Anadolu’nun zengin kültürel dinamiklerine sahip olan Sivas, farklı kültürel değerlerin merkezine spor kültürünü de taşımış durumda.

Şehri daha yakından tanıyabilmek için siyasi arenada öne çıkmış Sivaslı bazı şahsiyetleri anmadan geçemeyeceğiz. Güçlü tarihsel bağları ve kültürel değerlere ev sahipliği yapan Sivas’ta güçlü bir siyasi gelenek de mevcuttur. Nurettin Sözen, Muhsin Yazıcıoğlu, Azimet Köylüoğlu, Ufuk Uras, Abdul Latif Şener, Temel Karamollaoğlu, Ziya Halis gibi siyasetçiler Sivaslı olup adı geçen isimler Sivas Politika tarihinin öne çıkmış örnekleri arasındadır.

Sivas’ta güçlü bir basın geleneği ve buna bağlı olarak bir spor basınından da söz edilebilir. Üniversite yıllarımda hatırlıyorum Sivas Hakikat, Bizim Sivas, Hürdoğan, Yeni Ülke, Anadolu Gazetesi gibi yerel gazeteler çıkmaktaydı. Bu gazetelerin belirli sayfalarını spora ve futbola ayırdıklarını, bu anlamda sporu iyice önemsediklerine tanık oldum. Sivas basınının spora verdiği önem geleneksel bir hal almış ve bugünkü basın bu geleneği sürdürmektedir.

 Sosyal, kültürel ve sportif değerlerle tanınması gereken şehir, ne yazık ki Alevi-Sünni fay hattı ile 1993 yılında meydana gelen Madımak Oteli Yangını ile ön plana çıktı. Kötü imaja yol açan bu durum yıllarca etkisini sürdürdü.  Bu durum şehre yapılan en büyük haksızlık olarak addedilmelidir.  Bundan kurtulmak için Sivas’ın politikacıları ile basınını tarihsel misyon beklemektedir.

Fakat şu aralar Sivas, futbol takımının ortaya koyduğu başarı ile konuşulmaktadır ki, bize göre de şehir her alanda ortaya konulan başarılarla gündemde yer almalıdır. Sadece futbol mu? Elbette ki hayır, şehir çeşitli spor dallarında elde ettiği başarılar ve yetiştirdiği sporcularla spor tarihinde hak ettiği yerde olmalıdır. Sivas, güreşin yanı sıra futbol alanına kazandırdığı futbolcular ile spor tarihine damgasını vurmuş durumda; ancak ne yazık ki bu, tam olarak bilinmemektedir.

‘Pehlivanlar Diyarı’ olarak güreş dalında haklı bir üne sahip olan Sivas, Ahmet Ayık, Sebahattin Öztürk, asrın güreşçisi unvanlı Hamza Yerlikaya ve 2016 Rio Olimpiyatları'nda Türkiye'ye tek altın madalyayı kazandıran Taha Akgül gibi birçok şampiyon güreşçileri yetiştirmiştir.

Rıza Çalımbay’ın yanı sıra İbrahim Toraman ve Hasan Kabze de Sivaslı olan ünlü futbolcular arasındadır. Türk futboluna ‘Atom Karınca’ lakabıyla tanınmış olan Rıza Çalımbay, bugün takımın başında teknik direktör olarak futbola olan hizmetini ve katkısını ortaya koymaktadır.

Sivasspor, ligde en yakın takipçisi Başakşehir ve Beşiktaş’ın önünde ve aradaki puan farkı 6’dır. Fenerbahçe ve Trabzonspor’un da önünde olan Sivasspor’a Sivaslı iş adamları ve siyasetçileri destek olmalıdır. 

Sivaslılar hem birbirlerine, hem de yabancılara hitap ederken ‘Gardaş’ demektedir. Bu seslenişle Sivaslılar hem samimiyetlerini, hem de hiç kimseyi yabancı olarak görmediklerini ortaya koymaktadır. Bu samimiyetin şu anda Türk Futbolunun aynı zamanda ‘Beyefendisi’ olan Rıza Çalımbay’ın yönetiminde başarılı olan takımdaki oyunculara sirayet ettiğini tahmin etmek zor değildir. Altyapısı samimiyet olan takımda oluşan ‘Takım Oyunu Ruhu’ sahaya yansımaktadır.

Sezon boyunca futbolu olumsuz etkileyen dinamikler belirli ve kritik zamanlarda devreye girmektedir ne yazık ki. Eğer bu gibi etkenler ortaya çıkarılmazsa Sivasspor Süper Lig Şampiyonluğu’nu Anadolu’ya ve Anadolululara yaşatmak arzusundadır. Gerçekleştirdiği taktirde Türk Futbolu daha da renklenecek ve Sivasspor Anadolu Futbolu’nun ‘Gardaş’ı olacaktır.

Ummarız Svasspor şampiyon olur ve Anadolu’nun diğer takımlarına emsal olur.

Başarılar ‘Futbol İşçisi’ Rıza Hoca ve oyuncuları,

Başarılar Anadolu’nun Futbol Gardaşı,

Saygıyla…