CHP, Ankara ve İstanbul ile birlikte bölgedeki il kongrelerine de bu defa daha fazla önem veriyor. Önceki dönemleri de hatırlıyorum, bu kadar kongreler önemsenmemişti. İl kongreleri tamamen yerelin insafına bırakılıyordu ve çok sağlıklı sonuçlar alınamıyordu. CHP'nin son süreçteki yeni paradigması bölgede ne kadar etkili olabilecek hep birlikte göreceğiz.

Ama gördüğüm kadarıyla bu yönde bir çalışma var. Bölgede kime sorarsanız sorun, CHP'den çok fazla bir beklentisi yoktur. Nedeni ise CHP'nin yıllardır ortaya koyduğu politikalar. Kılıçdaroğlu yönetimi ile birlikte CHP'de zaman zaman kafası karışık politikalar uygulanıyor. Suriye ve Irak'ta yaşananlara ilişkin verilen demeçler, çıkarılan tezkereler ve bunlara CHP'nin de destek vermesi Kürtler'in hiç hoşuna gitmiyor.

Son cumhurbaşkanlığı seçimi ve son yerel seçimlerle birlikte gizli de olsa CHP ile bir ittifak yapıldı. CHP'nin büyükşehirlerin hepsini kazanmasında bu ittifakın rolü yüzde yüzdür. Kürtler olmasaydı CHP ne İstanbul, ne Ankara, ne Adana ne de Antalya ve Mersin'i alabilirdi. Bunun karşılığında CHP'nin de artık gözle görülür adımlar atması gerekiyor. Bu yönde umutlu muyum? Evet umudum var. CHP'nin Diyarbakır Kongresi için Diyarbakır'a gelen PM üyesi ve 24. dönem İstanbul Milletvekili Müslim Sarı ile bu mevzuları derinlemesine konuşma fırası bulduk.

Kendisinin kullandığı kavramlar ve söylemleri CHP'nin klasik bakış açısının dışında. Örneğin Kuzey Suriye'den bahsederken 'Rojava' demesi bile başlı başına önemli bir adımdı. CHP'nin bu kavramlar ile paradoksu çok derindir çünkü. "Türkiye'de Kürtler ile Türkler arasında çok güçlü bir birliktelik iradesi var" diyen Sarı, partisi açısından da önemli özeleştirilerde bulundu. Yeni bir toplumsal uzlaşmadan bahsetti.

Bu toplumsal uzlaşmanın da ancak Türkler ile Kürtler ve diğer halklar arasında olacağını söyledi. Bu konuda önemli kaygıları olsa da Kürtler'in dinlemeye ve denemeye uzak değil. Müslim Sarı gibi genç dinamik, özgüveni olan ve özeleştiri kültürü olan kişilerin CHP yönetiminde söz sahibi olması CHP ile 80 yıldır yıkılan köprülerin yeniden onarılması anlamına gelebilir. Peki klasik CHP dediğimiz partide buna ne kadar olanak tanınabilinir onu açıkçası çok kestiremiyorum.

Bölge artık iki parti iki zihniyet arasına sıkışıp kalmak istemiyor. CHP'nin bölgeye yönelik ciddi adımlar atması gerekiyor. Sarı gibi kavramları kullanmaktan korkmayan kişiler olması gerekiyor. Yeni bir zihniyet ile CHP bölgede AK Parti'nin oy potansiyelinin bir kısmını alabilir. Bölgede AK Parti'nin oylarının yarıya inmesi bile CHP için iktidarın önünü açacaktır. Ama yok eğer CHP, Yozgatlı'nın hasassiyetlerini daha fazla düşünüp söylemlerini o şekilde seçerse 70 yıldır devam eden süreçten farklı bir süreç beklemiyorum.

Kılıçdaroğlu ile bu ne kadar mümkün olabilir açıkçası o konuda da çok emin değilim. CHP'de Selahattin Demirtaş dinamikliğinde bir enerjinin ortaya çıkması lazım. Kürtler bu enerjiyi hissettikleri andan itibaren de zaten ön yargısız bakarlar. Ama kim gelirse gelsin CHP'nin HDP'den 1 oy bile alacağını tahmin etmiyorum.

CHP'nin bölgeden alacağı tek oy kitlesi AK Parti'nin seçmenleridir. Çünkü şuanda AKP'nin bıkmış usanmış başka seçeneği olmayan bir kitle var. Bakalım yeni dönemde Müslim Sarı gibi dinamik isimler ne kadar etkili olabilecek parti içerisinde göreceğiz. Ama benim temennim bu kişilerin bu fikirlerin CHP'de çoğalması yönündedir.

CHP’nin yeni İl Başkanı da Gönül Özer oldu. Yıllardır Mehmet Sayın İl Başkanlığı yapıyordu. Sayın'ın bölge hassasiyetlerinden çok uzak biri olduğunu kimse söyleyemez. Umarım Gönül hanım başarılı olur. Kendisini ve yeni yönetimini de tebrik ediyorum.