<p>&nbsp;</p><p>Ge&ccedil;en yazımızda Hakkın rahmetine kavuşmuş olan Abdulkadir Timurağaoğlu i&ccedil;in &ldquo;Sosyal Liderliğin Son &Ouml;rneği&rdquo; nitelemesini yapmıştık. Sosyal yanına ağırlık verdiğimiz ilk yazımız da bu &ouml;nemli şahsiyetin başka bir yanına bu yazımızda yer vermeye &ccedil;alışacağız.</p><p>Bir anlamıyla T&uuml;rkiye&rsquo;nin tarihi olan darbeler tarihine Abdulkadir Timurağaoğlu bug&uuml;ne kadar yapılan darbelerin t&uuml;m&uuml;ne tanıklık etmiş, tanıklık etmekle kalmamış şu veya bu şekilde T&uuml;rkiye&rsquo;nin demokrasiye ge&ccedil;işine engel olan bu m&uuml;dahalelerin sonu&ccedil;larından etkilenmiştir.</p><p>Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atat&uuml;rk hayata g&ouml;zlerini yumduğu zaman Abdulkadir Timurağaoğlu 8-9 yaşlarındaydı. Bu yaşlarda iken K&uuml;rtlerin son isyanları olan Dersim İsyanları yaşanmış ve bu isyanlar kurumsallaşmakta olan cumhuriyetin askeri g&uuml;&ccedil;leri tarafından bertaraf edilmişti.</p><p>T&uuml;rkiye tek parti iktidarı d&ouml;nemini yaşıyordu Timurağaoğlu&rsquo;nun yetişkinlik ve de gen&ccedil;lik yıllarında&hellip; &Uuml;lkede merkezi bir otoriter anlayış egemendi, padişahlıktan cumhuriyete ge&ccedil;iş s&uuml;reci s&ouml;z konusuydu ve &uuml;lke demokrasiye ge&ccedil;iş sancılarını yaşamaktaydı. B&uuml;t&uuml;n bunlar siyasi yaşama g&ouml;z diken bir Mardin&rsquo;yi etkiliyordu.</p><p>Demokrasiye ge&ccedil;işte inat eden ve s&uuml;rekli bu anlamda hamle yapan T&uuml;rkiye 1950&rsquo;de Demokrat Parti&rsquo;nin 14 Mayıs se&ccedil;imlerini kazanarak &ccedil;ok partili hayat s&uuml;recinin ilk galibi ve ilk iktidarı olmuştu. Bu yıllarda Abdulkadir Timurağaoğlu yirmi yaşlarındadır ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu &ouml;nemli deneyimini daha bilin&ccedil;li ve bilgili olarak yaşamıştır. Bu &ouml;nemli s&uuml;re&ccedil; kuşkusuz onun &uuml;zerinde izler bırakacaktır.</p><p>T&uuml;rkiye tarihinde 1950-60 yılları arasında Demokrat Parti&rsquo;nin (DP), iktidar yılları olarak tarihe ge&ccedil;ti. İlk defa muhalefet konumuna ge&ccedil;en CHP, iktidarı devirmek i&ccedil;in sert muhalefet y&ouml;ntemlerini kullanmaya başladı. Biraz da sertlik &ouml;tesi olan bu muhalefet anlayışı belki de T&uuml;rkiye tarihinde ilk defa sistematik olarak &ccedil;eşitli algılara yapmak suretiyle CHP tekrar iktidarı ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in DP&rsquo;yi otoriter bir y&ouml;netim uygulamaya zorluyordu. Bu tuzağa d&uuml;şen DP, giderek yıpranıyordu; yetmedi 1960 yılında ordu y&ouml;netime el koydu. T&uuml;rkiye&rsquo;de siyasi hayat kesintiye uğradı ve demokratik s&uuml;re&ccedil; artık bu noktadan sonra kesintili olarak T&uuml;rkiye&rsquo;de işleyecekti.</p><p>B&uuml;t&uuml;n bu olup bitenler Milli G&ouml;r&uuml;şe mensup kitleyi etkiliyor ve onları yeni stratejiler &uuml;retmeye zorluyordu. B&uuml;t&uuml;n bunlardan elbette ki Abdulkadir Timurağaoğlu da etkilenecekti.</p><p>1970 yılında kurulan Milli Nizam Partisi&rsquo;nde denilebilir ki, profesyonel politik hayata başladı Timurağaoğlu&hellip; Bu tarihe kadar inan&ccedil;larında muhafazakar olan kesim DP ve AP (Adalet Partisi) de politik m&uuml;cadelelerini s&uuml;rd&uuml;rmekteydi. Milli G&ouml;r&uuml;ş hen&uuml;z r&uuml;şeym halde iken 12 Mart 1971 Muhtırası yaşandı. Milli G&ouml;r&uuml;ş&ccedil;&uuml;lerin kurduğu partinin &ouml;mr&uuml; bir yıl s&uuml;rm&uuml;şt&uuml;.</p><p>Milli G&ouml;r&uuml;ş&ccedil;&uuml;ler bundan sonra 11 Ekim 1972&rsquo;de Milli Selamet Partisi&rsquo;ni kurdu ve Abdulkadir Timurağaoğlu, Mardin&rsquo;de bu doğrultuda teşkilatlanmaya başladı. 1977 se&ccedil;imlerine giren MSP&rsquo;den Mardin Milletvekili se&ccedil;ilen Timurağaoğlu&rsquo;nun meclisteki g&ouml;revi sadece &uuml;&ccedil; yıl s&uuml;rd&uuml;. Zira ordu 12 Eyl&uuml;l 1980 tarihinde y&ouml;netime el koyarak b&uuml;t&uuml;n siyasi partileri kapatmış, liderlerini ve &ouml;nemli akt&ouml;rlerini cezaevine tıkmıştı.</p><p>Abdulkadir Timurağaoğlu, cezaevine girmemişti, ancak partisi kapatılmış, lideri cezaevinde olan bir siyaset&ccedil;inin psikolojisini yaşamaktaydı. Liderinden &ouml;ğrendiği sabır ve ketum davranma stratejilerini izleyen Timurağaoğlu&rsquo;nun lideri Necmettin Erbakan ile teması s&uuml;r&uuml;yordu, her hafta onu Ankara&rsquo;da cezaevinde ziyaret ediyordu.</p><p>T&uuml;rkiye demokrasi tarihine giren Postmodern darbeler, e-muhtıralar ve nihayetinde 15 Temmuz 2016 yılında FET&Ouml;&rsquo;n&uuml;n yaptığı darbe girişimlerine tanıklık etmiş bir şahsiyettir Abdulkadir Timurağaoğlu&hellip;</p><p>Abdulkadir &nbsp;Timurağaoğlu beyefendiyle yaşadıkları bu darbeler silsilesini, nasıl değerlendirdiğini konuşma fırsatım olmadı; ancak sosyal yapısının verdiği ipu&ccedil;larından hareketle rahatlıkla diyebilirim ki, darbeler karşısında olan bir şahsiyettir kendileri. &Ouml;yle anlaşılıyor ki, gerek T&uuml;rkiye&rsquo;de gerekse yaşadığı Mardin&rsquo;de tercihini her zaman huzurdan ve barıştan yana kullanmıştır. Huzur ve barışa verdiği &ouml;nemini, arkasında bıraktığı başta ailesinin fertleri olmak &uuml;zere dost ve akrabalarının davranışlarına bakarak da g&ouml;rebilmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.&nbsp;</p><p>&Ouml;zetle Abdulkadir Timurağaoğlu, T&uuml;rkiye&rsquo;nin ve G&uuml;neydoğu B&ouml;lgesi&rsquo;nin ge&ccedil;irmiş olduğu bir tarihsel &ouml;zetti.</p><p>Bir kez daha kendilerine Allah&rsquo;tan rahmet diliyoruz. Mekanı cennet olsun inşallah!</p><p>Saygıyla&hellip;</p><p><strong>&nbsp;</strong></p>