ABD basınından Washington Post’a konuşan Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’e “Erdoğan’ın, Türkiye’ye yerleşen milyonlarca Suriyeli sığınmacıyı göndereceği bir ‘güvenli bölge’ yaratma planı hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltildi.

Miçotakis, “Erdoğan, Türkiye'nin Kürtleri ile Suriye’nin Kürtleri arasında bir tampon istiyor, nüfusunu Sünnilerin oluşturacağı güvenli bir bölge. Amaç bu. ABD'nin veya Avrupa'nın bu öneriyi kabul etmesi son derece düşük bir ihtimal" dedi.

'Kapıları açarız' çıkışını hatırlattı

Büyük bir göç sorunu yaşadıklarını, geçen hafta Afganistan’dan ve Afrika’dan 3 bin kadar mültecinin Yunanistan’a geldiğini anlatan Miçotakis, “Onlar Erdoğan tarafından mı gönderildi?” sorusu üzerine Erdoğan’ın “Kapıları açarız” çıkışını hatırlattı.

Miçotakis, “Eğer Avrupa ile dürüst bir tartışma istiyorsa, yüz binlerce mülteciyi göndermekle tehdit etmek bunun en iyi yolu değildir. Avrupa’yla baş etmenin ya da Yunanistan ile işleri ele almanın yolu bu değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dürüstçe tartışabiliriz. Maddi desteğe ihtiyacı var. Türkiye’de çok sayıda mülteci var. Fakat bu, daha iyi bir anlaşma yapabilmek için bir tehditler oyununa ve masum insanları kullanmaya dönüşmemeli” diye konuştu.

 “Erdoğan’ın yaptığı bu mu?” sorusu karşısında Yunanistan Başbakanı net bir şekilde “Evet” yanıtını verdi.

'Daha fazla mülteci kabul etmesi için Türkiye'ye para verilmeli'

Kiriakos Miçotakis, İdlib’deki 3 milyon kişinin göç etmek zorunda kalması halinde ise çözümün topraklarında ‘daha fazla mülteciyi barındırması için Türkiye’ye daha fazla para vermek’ olduğunu söyledi.

Miçotakis, “Umuyorum ki savaş bir noktada sona erecek ve bu insanlar geri dönecek. Avrupa nezdinde bakarsak, yük paylaşılmalı. Diğer Avrupa ülkeleri tek bir mülteci kabul etmezken, Yunanistan’ın tek başına bu sorunu yönetme yükünü taşıması gerektiğini kabul edemem. Bu hiç adil değil” dedi.

Yunanistan Başbakanı şu anda 70 bin mülteciye ev sahipliği yaptıklarını da söyledi.

F-16 uçuşları: 'Tehlikeli bir oyun'

Söyleşide, Yunan adaları üzerinde uçuş yapan Türkiye’ye ait F-16 jetlerine de değinildi.

Bunu hava sahasının ve egemenliğin ihlali olarak niteleyen Kiriakos Miçotakis, “Bu, uzun süredir oynanan tehlikeli bir oyun. Durumu çözmeye başlamak herkesin çıkarına olmalı” dedi.

Sondaj krizi: 'Türkiye, hukuk tanımıyor'

Türkiye'nin Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında, denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerinin artırılması amacıyla TPAO tarafından satın alınan Türkiye'nin ikinci sondaj gemisi Yavuz, 25 Haziran 2019'da Antalya Körfezi'nin Konyaaltı Plajı açıklarında demirlemişti.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetlerini de ‘egemenlik haklarının ihlali’ olarak tanımlayan Miçotakis, “Türkiye geçen yıl boyunca oldukça saldırgan bir tutum benimsedi. Ne uluslararası hukuku ne de deniz hukukunu tanıyor” ifadelerini kullandı.

Muhabirin “Erdoğan’ın ne istediğini düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, şu yanıtı verdi; “Doğu Akdeniz’in enerji kaynaklarına erişmek istiyor. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, hangi kaynak bulunursa bulunsun adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini, tüm Kıbrıs’ın bundan faydalanması gerektiğini oldukça açık bir şekilde ifade etti. Erdoğan hangi gaz bulunursa bulunsun eninde sonunda Türkiye’ye akacağından emin olmak istiyor.” (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim