Ahmet Sünbül Yazı Dizisi (5)

Güneydoğu Ekspres Diyarbakır -Bağdat Valisi iken Sadrazamlığa getirilen Mithat Paşa, Haziran 1872 tarihinde İstanbul'a dönünce bunu duyan Diyarbakır'daki Bulgar sürgünler, ona telgraf çekerek hem Sadrazamlığını tebrik eder, hem de serbest bırakılmaları için yalvarırlar. Bulgar sürgünlerini Tuna Valisi iken tanıyan Sadrazam Mithat Paşa, padişaha durumu bildirdikten sonra, sürgünlerin affedilmesi fermanını çıkartır.

Af fermanları Diyarbakır'a ulaşır

Özgür olduklarına dair gönderilen ferman 30 Ekim günü Diyarbakır'a ulaşır. Dönemin Valisi Kurt İsmail Paşa, sürgünleri makamına çağırarak padişahın fermanını yüzlerine okur ve "Varın oğlum şimdi gidin, devlete dua edin, o sizi affetti, bizim malımız değilsiniz" der. Serbest olduklarını duyan sürgünler, yol hazırlıklarına başlarlar.

Halep'e doğru yola yola çıkarlar

Yola çıkılması için Validen 'azat tezkeresi' alan sürgünler, 11 Kasım 1872 tarihinde bir kervan ayarlayarak İskenderun-İstanbul-Odesa üzeri deniz yolu ile memleketlerine gitmek için Halep'e doğru yola çıkarlar. Ancak sürgünlerden 4'ü, eşleri burada olduğu için kervana katılmaz. Diyarbakır'da edindikleri dost ve arkadaşlarıyla vedalaşan sürgünleri Karaköprü'ye kadar dostları uğurlar.

Fırat nehrini sallarla geçerler

Kervan, 13 Kasım tarihinde Siverek'e, 17'sinde ise Urfa'ya ulaşır. Birecik'e varan kervan, sallarla Fırat nehri üzerinden geçerek Kilis'e, bir gün sonra da Nizip ilçesine ulaşır. Halep'e doğru yola çıkan sürgünler, kent yakınlarında bir süre konaklamak zorunda kalırlar. Kervan, uzun  bir yolculuk sonrasında 21 Kasım gecesi Halep'e ulaşıp Vezir Han'a yerleşirler.

Konsolos taleplerini kabul eder

Burada 6 gün kalan sürgünler, Halep'teki Rus konsolos N.İvanov'a başvurarak İskenderun-İstanbul-Odesa hattında sefer yapan Rus vapurunda kendilerine ucuz bilet ayarlanması ricasında bulunurlar. Talepleri kabul edilen Bulgar sürgünler, karayolu ile İskenderun'a gitmek için gerekli hazırlıklarını yaptıktan sonra yola çıkarlar. Sürgünler katır ve deve üzerinde yapılan yolculuk sonrasında 30 Kasım tarihinde İskenderun'a ulaşır.

Vapur, Sakız adasında demirler

İskenderun'dan İstanbul'a 1 Aralık'ta demir alan Rus bandıralı Azov vapurunda yer ayıran sürgünler, 3 Aralık tarihinde Kıbrıs'a, sonraki gün ise Rodos adasına yaklaşırlar. Burada yaşanan şiddetli bir fırtına nedeniyle kaptanın talimatıyla geminin yükünü hafifletmek için kömür denize dökülür. Vapur, fırtına dindikten sonra Sakız adasına demirler. Burada karaya çıkan sürgünler, gece adada kaldıktan sonra İzmir'e doğru yola çıkarlar.

İzmir üzerinden İstanbul'a gelirler

6 Aralık tarihinde İzmir'e ulaşan vapur, burada yük indirme ve boşaltma için üç gün kentte kalmak zorunda kalır. Bunu değerlendiren Bulgar sürgünler, Rum kilisesini ziyaret eder. Üç günün sonunda yola çıkan vapur, 9 Aralık tarihinde İstanbul'a ulaşır. Bir süre İstanbul'da kalmak zorunda olan sürgünler, zamanlarının olması nedeniyle Tuna'dan tanıdıkları ve serbest bırakılmaları için çaba sarf eden Sadrazam Mithat Paşa'nın huzuruna çıkarlar.

Mithat Paşa'nın huzuruna çıkarlar

O günü hatıralarında yazan sürgünlerden İvanitsa İvanov, Mithat Paşa ile karşılaşmalarını şöyle anlatır: "Mithat Paşa, padişah affından memnun olup olmadığımızı ve akıllanıp akıllanmadığımızı sordu. Herkesin işine bakmasını ve bir daha komitacılık yapmamamızı nasihat etti; 'İstanbul öyle kolay alınmıyor' dedi. Acele ettiğinden daha çok konuşamadık, kaldı ki konuşulacak bir şey de yoktu artık."

Varna'ya ulaşan sürgünler Vali ile görüşür

İstanbul'da hanlarda konaklayan Bulgar sürgünler, 16 Aralık tarihinde Türk bandıralı bir vapurla Odesa'ya gitmek için denize açılırlar. Ama boğazda fırtına yaşandığı içiin geri dönmek zorunda kalırlar ve iki gün Anadolu Kavağı'nda beklerler. Üçüncü gün yola çıkan vapur Burgaz'a ulaşır. Anhialo, Mesembria üzerinden Varna'ya ayak basarlar. 21 Aralık tarihinde trenle Gebece ve Pravadı, Vetova üzerinden Rusçuk'a ulaşan sürgünler, burada iki gün kaldıktan sonra Valinin huzuruna çıkarlar.

Yıllar sonra memleketlerine dönerler

Vali, onların padişah fermanı ile affedildiklerine dair Ziştovi kaymakamına verilmek üzere onlara bir mektup verir. Sürgünler 23 Aralık günü ise Ziştovi'ye ulaşırlar.

İsyan hazırlığında oldukları gerekçesiyle tutuklanan ve sürgüne gönderilen Bulgar devrimcilerden 7'si Samsun-Diyarbakır yolunda soğuk ve hastalıklardan dolayı yaşamını yitiriyor. Sürgünlerden dörtü, burada evlendikleri için bir süre daha eşleriyle birlikte Diyarbakır'da kalır. Bunlar da, sonraki yıllarda eşleri ve çocukları ile birlikte memleketlerine dönerler. (Bitti)

Editör: TE Bilişim