Ahmet Sümbül / Yazı Dizisi (3)

Güneydoğu Ekspres Diyarbakır  - Sular altında kalacak olan Hasankeyf'i de içine alan Dicle Vadisi, doğal özelliklerini yitirmeden günümüze ulaşmış nehir ekosistemlerinin en güzel örneklerinden birisidir. Bu eşsiz ekosisteme sahip bölge, Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından hazırlanan "GAP Biyoçeşitlilik Araştırma Projesi 2001-2003 Sonuç Raporu"nda korunması gereken alan olarak belirlenmişti.

Dicle Vadisi, Fırat Nehri'nin barajlarla doğal yapısını kaybetmesi sonucunda birçok endemik tür için kalan son yaşam alanıdır. Dicle Vadisi, birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türüne ev sahipliği yaparken, yapılması planlanan HES ve barajlarla; canlı türleri, yok olmayla karşı karşıya kalıyor.

Yaşam alanları yok olacak

Dicle Vadisi özellikle yırtıcı kuşlar için doğal göç koridoru görevi görmesi, çeşitli türlerin dünyadaki dağılım alanlarının uç noktalarında yer alması, nesli tehlike altında olan türlerin önemli nüfuslarını içermesi ve birçok endemik türün son yaşam alanı olması sebebiyle küresel ölçekte önem taşımaktadır.

Ilısu Barajı alanında balık türlerinin dışında bölgede yaşayan bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanları daralacak ya da tamamen yok olacaktır. Bölgede endemik ve nesli tehlike altında olan türler de vardır. Hasankeyf’te yapılan üç farklı araştırma ve Dicle Üniversitesi araştırmacılarından elde edilen bir listeye göre, Hasankeyf çevresinde 266 endemik bitki türü olduğu, bunlardan 66 türün GAP ile sınırlı ve 129 türün Türkiye’de ender olduğu tespit edilmiştir.

Kanatlı canlıların nesli tehlikede

Yapılan araştırmada sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunduğu tespit edilen 66 türden 44’ü sadece Dicle havzasında olduğu belirlenmiştir. Barındırdığı kültürel ve doğal özellikleri ile uluslararası boyutta önemli bir turizm merkezi olan sular altında kalmaya başlayan Hasankeyf çevresi ve nehir ekosistemi doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemciliği açısından da büyük öneme sahiptir. Sadece Hasankeyf ve etrafında 123 kuş türü tespit edilmiş bu türler içerisinde nesli tükenme tehlikesi altında olan küçük kerkenez de bulunmaktadır.

Birçok kuş türünü barındırıyor

Akdeniz, bozkır ve yarı çöl yaşam birliklerinin iç içe geçtiği Dicle Vadisi, bu birliklere özgü nadir ve hassas canlı türlerine ev sahipliği yapar. Dicle Vadisi'nin orta bölümünde bulunan Hasankeyf, tarihi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra üreyen yırtıcı kuşlar için de büyük önem taşır. Dik kayalıklar tavşancıl (Hieraaetusfasciatus), küçük kerkenez (Falconaumanni), küçük akbaba (Neophronpercnopterus) ve kızıl akbaba (Gypsfulvus) gibi yırtıcı kuşların bölgedeki en önemli popülasyonlarını barındırır. Sarp yamaçlar küçük ebabil (Apusaffinis), eğimli ve çorak yamaçlar boz kiraz kuşu (Emberizacineracea), nehir kıyısı bitki örtüsü ve kumlu yamaçlar ise alaca yalıçapkını (Cerylerudis) gibi nadir kuşlar için önemli üreme alanlarıdır. 

Hasankeyf bölgesi yırtıcı kuşlar için de yaşam alanıydı

Fırat kaplumbağası (Rafetuseuphraticus), tüm dünyada Türkiye’nin güneydoğusundan başlayarak sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşar. Dicle Nehri’nin su hattına yakın olan kıyılarındaki kumullarda yuvalar.

Dicle Vadisi Güneydoğu'ya özgü nehir kıyısı habitatlarının en iyi korunmuş örneklerini barındıran Dicle akarsu vadisini ve güneye doğru uzanan dağ bozkırlarını içerir. Vadinin orta bölümündeki Hasankeyf, tarihi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra üreyen yırtıcı kuşlar için büyük önem taşır.

Hazırlanan Ilısu Barajı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda, 400 kilometre çapta bir alanı etkileyecek barajın sadece yüzde 5’i ekolojik açıdan ortaya çıkarılabildi. Oysa Dicle Vadisi’nde Gökkuzgunlar, Fırat Kaplumbağası, Kızıl Akbaba, Çizgili sırtlan, Alaca Yalıçapkını, Dicle Semenderi, Küçük Kerkenez gibi bu topraklara has hayvanlar yaşıyor.

Dicle Vadisi önemli doğa alanları

Ilısu Barajı ile birlikte sular altında kalacak olan Dicle nehir kıyısı, doğal yaşam alanlarının tüm çeşitlerini barındırıyor. Su seviyesinin ve hızının mevsimsel değişimi, bu değişimler sonucu oluşan taşkın sahaları, taşlık veya çalılık adacıklar, sarp kayalıklar ve sulak çayırlardan oluşan alan birçok canlı türüne hem yuva hem de besin sunuyor.

Akdeniz, bozkır ve yarı çöl yaşam birliklerinin bir araya geldiği bölge, bu birliklerin nadir ve hassas türlerine ev sahipliği yapıyor. Bozçinte (Emberizacineracea), maskeli örümcek kuşu (Laniusnubicus) ve zeytin mukallidi (Hippolaisoliverotum) gibi Akdeniz biyomuna özgü kuş türleri de Dicle Vadisi'nde yaşamaktadır.

Dört önemli doğa alanına sahip

Hasankey çevresi ve Dicle Vadisi, yarıçöl koşullarına uyum sağlayan önemli türleri ve bu türlerin kuzey uzantılarını da barındırıyor. Dağmukallidi (Hippolaislanguida), küçük serçe (Passermoabiticus) ve boz alamecek (Rhodospizaobsoleta) gibi yarı çöl biyomu türleri de en çok bu bölgede yaşamaktadır.

Dicle Vadisi'nde, biyolojik ve coğrafi farklılıklar gösteren dört önemli doğa alanı vardır. Batıda genişleyen vadi Bismil Ovası'nın doğusunda daralmaya başlar. Hasankeyf civarında kıvrımlar ve sarp kayalıkların ilk örnekleri belirir. Küpeli Dağı'na ilerledikçe mendereslerin sayısı ve kıvrımları artış gösterir.

Bismil ovası

Diyarbakır'ın doğu kısmında, Dicle Nehri'ni ve nehrin güneyindeki çayırlar ile geniş tarım alanlarını içine alan bir ovadır. Fırat kaplumbağası (Rafetuseuphraticus) nehir ve kolları boyunca yuva yapar. Türkiye'nin en büyük leylek nüfusunun bulunduğu ovada doğal nehir kıyısı bitki toplulukları içermesi sebebiyle kuş çeşitliliği yüksektir. Toy (Otis tarda) ve alaca yalı çapkını (Cerylerudis) için önemli olan alan, bölgedeki en önemli Kuzey Mezopotamya (Ağaç) Bozkırı kalıntısının bir kısmını içerir.

En iyi korunan örneklerden biriydi

Güneydoğu'ya özgü nehir kıyısı habitatlarının en iyi korunmuş örneklerini barındıran Dicle Vadisi, akarsu vadisini ve güneye doğru uzanan dağ bozkırlarını içerir. Vadinin orta bölümündeki Hasankeyf, tarihi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra üreyen yırtıcı kuşlar için büyük önem taşır. Dağkeçisi (Capraaegagrus) ve çizgili sırtlan (Hyaenahyaena) gibi önemli memeli türlerinin bulunduğu bölgede 11 tür yırtıcı kuş bulunur. Alanda koruma önceliğine sahip kuş türleri tavşancıl (Hieraaetusfasciatus), küçük kerkenez (Falconaumanni), kızıl akbaba (Gypsfulvus), alaca yalıçapkını (Cerylerudis), küçük ebabil (Apusaffinis) ve boz kirazkuşudur (Emberizacineracea).

Hasankeyf Yaşatma Girişimi’nden kapsamlı rapor

Hasankeyfi Yaşatma Girişimi tarafından hazırlanan raporlarda, Ilısu Barajı Projesi'nin, Önemli Doğa Alanı’nın biyolojik çeşitliliğinin büyük ölçüde yok olmasına neden olacak en büyük tehdit olduğu kaydedilmişti.

Hazırlanan raporlarda, bölgenin sular altında kalmasıyla doğal alanların ve canlı türlerin nasıl etkileneceği konusunda şunlara yer verilmişti: "Dicle Nehri’nin kollarından olan Batman Çayı ile Botan Çayı’nın birleştiği alanın ortasında yer alan Hasankeyf’te üreyen kuş çeşitliliğinin oldukça yüksek olması ve gözlenen 11 yırtıcı kuş türünün varlığı bu kesimde bozulmamış habitatların varlığını kanıtlamaktadır. Hasankeyf ve çevresindeki dik kayalıklar ender kuşlar için oldukça önemli üreme alanı oluşturmaktadır. Baraj projesi ile bu kuş türlerinin yaşam alanları önemli derecede etkilenecek.

Ilısu Baraj Projesi,  karada yaşayan canlıları etkilediği gibi aynı zamanda sucul ortamda yaşayan canlıları da etkileyecektir. Dicle ve Fırat nehirlerinde önemli miktarda yaşayan midye ve salyangoz türü, suyun temizliğini sağlamaktadır. Baraj gölü sularının fiziksel ve kimyasal yapılarındaki değişimler çok sayıda yumuşakça türünün üremesinde azalmaya sebep olacaktır." 

Hasankeyf hakkında bilinmesi gerekenler

* Hasankeyf ve yakın çevresindeki Dicle Vadisi, yapılan bağımsız uzman araştırmasına göre UNESCO’nun 10 adet Dünya Mirası Listesi kriterlerinden, 9 tanesini kapsayan dünyadaki tek yer. Fakat Hasankeyf Dünya Mirası Listesi’nde değil. UNESCO bu statüyü ancak hükümetlerin talebiyle onaylayabiliyor.

* Dünya Mirası Listesi’nde olmamasına rağmen Hasankeyf, sivil toplum kuruluşların başvurusu üzerine 2016 yılında Avrupa’nın Tehlike Altındaki 14 Kültürel Miras Alanı listesine girdi.

* Hasankeyf’in tarihi, buradaki en eski arkeolojik alan olan Hasankeyf Höyük ile 11.500 yıl öncesine dayanıyor. Etrafında günümüze kadar keşfedilen 550 kültürel ve tarihi varlık bulunuyor. Alman Arkeoloji Enstitüsü eski müdürü Prof Adolf Hoffman’a göre, 1986 yılından beri kazıların yapılmasına rağmen kazılması gereken yerlerin sadece %5-7’si kazılabildi.

* Hasankeyf Antik Kenti’nin ismi 3 bin 600 yıldır biliniyor. İsmiyle ilgili ilk yazılı kayıt Suriye’deki Mari Antik Kenti’nde bulunmuş çivi yazılı bir tablette bulunuyor ve Akadca/Asurca “kipan, keypan”, yani "kaya" olarak geçiyor. Hasankeyf yerli halk arasında son yüzyıllarda “HisnKayfa” veya “Heskif” isimleriyle de tanınıyor.

* Hasankeyf'in içinde bulunduğu Dicle Vadisi ekosistemi ile sadece kültürel değil, aynı zamanda çok önemli bir doğal mirasa sahip. Dicle Üniversitesi’nin araştırmasına göre, barajdan etkilenecek alanın sadece %5’i ekolojik olarak araştırılmış durumda.

* 1997 yılında ilan edilen Ilısu Projesine karşı ilk tepki Batman ilinden geldi, ancak kısa sürede yayıldı. 1999 ile 2002 arası bir çok protesto düzenlendi. 2006 yılından beri Ilısu Projesine karşı ve Hasankeyf’in yaşatılması için çok sayıda grubun yer aldığı aralıksız aktivite ve kampanyalar yapıldı. Ancak ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan bu aktivitelere rağmen, Hasankeyf'in kaderi değişmedi.

* Ilısu Barajı'nda su tutulmaya başlanmasıyla birlikte Hasankeyf yağış durumuna bağlı olarak 4 yada 8 ay, en geç ise bir yıl içinde tamamen sular altında kalacak. Ilısu Baraj gölünün ise en geç iki yıl içinde tamamen dolacağı tahmin ediliyor.

(Bitti)

Editör: TE Bilişim