Güneş Ocağa / Özel Haber

Diyarbakır - İki yıldır Lilav Kitap Evi kurulmuş olmasına rağmen, yayıncılık yapan Diyarbakır’da kitap okurlarının en çok uğradığı bir durak noktası durumuna gelmiş bulunmaktadır. Diyarbakır’daki yazar ve okurların önemli buluşma noktası olan Lilav Kitap Evi’nin müdavimleri arasında yediden yetmişe herkes bulunmaktadır. Lilav Kitap Evi olarak nasıl çalıştıklarını okuyucunun ne istediğini nasıl ayakta kaldığını Lilav Kitap Evi çalışanlarından Berfin Turan ile konuştuk.

 Lilav Kitap Evi şehrin merkezinde, okurun ve özellikle genç nüfusun yoğun olarak gün içinde hareketli olduğu bir semtte kuruldu. Kitap evi iki katlı olup içinde binlerce çeşit kitabı barındırmaktadır. İkinci kat okurun kitap okuyup çalışabileceği, okuma ve tartışma gruplarının buluşup etkinlik düzenleyebileceği şekilde düzenlenmiştir. Aynı şekilde yazarların okurla bir araya getirildiği, imza ve söyleşi aktivitelerinin yapıldığı bir mekan olma özelliği taşımaktadır. Bugüne kadar bu yönde yapılmış etkinlikleri okurlar sosyal medya hesaplarından ve çeşitli basın ajanslarının dijital arşivlerinden takip edebilirler.

Lilav Kitap Evi çalışanı Berfin Turan Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e şöyle konuştu:

-Lilav Kitap Evi nasıl yola çıktı?

Lilav Kitap Evi kentin kültürel dokusuna hizmet etmeyi amaçla niyetlenen fikirlerin sonucunda yola çıktı. Biz kitap evini devraldığımızda, önceki adla faaliyet gösteren kitap evi epey hizmet vermişti ve o dönemler için kentin sınırlı sayıdaki kitap evlerinden biriydi. Bizden sonra da bu strateji doğrultusunda okura hizmet vermeye devam etmek asgari hedefti. Bizce bu konuda önemli mesafeler kat ettiği gibi okurlar tarafından da beğeni almıştır. Tabi ki yetersiz olduğumuz noktalar vardır ve temel hedefimiz eksikleri giderip güncel olarak da okurun beklentilerine cevap olmaktır.

-Lilav Kitap Evi’nin diğer kitap evlerinden farkı ne peki?

Diğer kitap evlerinden temel farkımız kültürel okumayı yaygınlaştırmak ve kârdan önce kendi kendine yeten ancak, öncelikli ilke olarak okura ulaşmayı hedef alan bir kitap evi kültürünü oluşturmaktır. Mümkün oldukça da diğer illerde şubeleşmeye gidip buradaki anlayışı yaymaktır. Bir diğer önemli konu, kentimizde ya da hizmet verdiğimiz yerellerde okurun kitapla buluşmasına aracılık etmektir. Temini mümkün ve baskısı mevcut olan her kitabı bir şekilde raflarımızda bulundurmak ya da dağıtım ağımıza dahil etmek de kendi kitap evimizi farklı kılan noktalardan biri yapmaya çabalamaktayız.

-Çalışma çizginizi belirleyen kriterler nelerdir?

Çalışma çizgimizi belirleyen kriterlerimiz sadece satış ve dağıtım değil, okuma, araştırma, yorum yapma, eleştirme ve tartışma kültürüne katkıda bulunmaktır. Bu da öncelikle, iyi okurun ve kitabın buluşturulma merkezi haline gelen bir model olmaktır. Şayet bu konuda bir model olabilirsek, bileceğiz ki önemli bir adımı atmış olduk ve mevcut zemin üzerinde daha da kalıcılaşmak ve birikimi yeni ihtiyaçları karşılar hale getirmeye çalışmak artık kitap evimizin yeni hedefi olacaktır. Sadece gelişen teknoloji ve kitap dünyasının seyrini izleyen değil, buna ayak uyduran prensipleri süreklileştiren bir çalışma kültürünü kalıcı hale getirmek de kriterlerimizin bir parçası olmak zorundadır.

-En çok hangi yazarlar ve türler tercih ediliyor?

Kitaplarımızda edebiyat bir adım daha fazla ilgi görüp okunuyor. Bunun yanında kadın araştırmaları, felsefe ve politika da çok tercih edilmektedir. Yazarlar skalası oldukça geniş, ama dünya klasikleri sürekli okunan kitaplardır, modern edebiyatın yeni kalemleri de kendilerine bu geniş skalada yer bulmaktadır. Bu soruya verilecek cevabın listesi oldukça uzun ama kısaca dünya klasikleri denince akla neler geliyorsa hâlâ satışta karşılık buluyor diyebiliyoruz. Aynı şekilde her başlık altında klasikleşmiş yazarlar vardır; bu felsefe, tarih, edebiyat, politika söz konusu olduğunda geçerliliğini koruyor. Bir de yeni yazarlar var ki satış detayları döneme ve tanıtılma yoğunluğuna göre değişiyor. Bunların da listesi oldukça geniş. Şunu söyleyebiliriz, okur kendi okuma ve takip etme dinamiğinin ortalamasına göre bizim kitap evimize de alaka gösteriyor.

 -Diyarbakır’da okunan kitaplarda bir değişiklik oldu mu?

Hem ülkemizde, hem Diyarbakır’da okunan kitaplarda sürekli bir değişim var. Bu değişimin bir parçasını yeni kitaplar bir kısmını ise farklı dillerde çok önceleri yayınlanmış olup yeni çevirilerden oluşuyor. Bundaki temel değişken çeviriye dayalı kaliteli yeni yayıncılığın yapılmasıdır.

Yayıncılık sektörü kendi içinde farklı problemlere sahipler. Ekonomi bunun başlıca problemi. Dolayısıyla basılacak kitabın dağıtım ve satış kaygısı da güdülmekte. Burada öne çıkan bir detay maalesef ajans yayıncılığı oluyor yani yazarın basım yayın bütçesine dahil edilmesi. Oysa yazar hiçbir durumda kitabın masraflarının parçası yapılmamalıdır. Maalesef bu durumda yazılan her şey basılacak gibi bir algıya dönüşecek. Kötü de olsa yayıncı için maddi bir külfet taşımayacağı ve böylece yayınlanacak ancak ne gibi bir katkısı olacak esas dert olmayacak.

 -E-kitap konusuna nasıl bakıyorsunuz yayınevi olarak?

E-kitap önüne geçeceğimiz bir mesele değil. Zira yayıncı artık buna göre strateji geliştirmeli. Dijital makineleşmenin olduğu bir çağda okunan şeyin nesnesi de aracı da değişiyor. Haliyle okur gündelik yaşamda çok şey okuyor ama ne okuyor diye sorarsanız cevabı değişir. Sadece sosyal medyada okunan şeyin kelime sayısının toplamı sayfaları dolduruyor ama bundaki içerik nedir diye sorsanız kocaman bir tekrar da olabilir ki, günlük konuşmamızın da önemli bir kısmı tekrar ve gürültüden ibaret. Yine araçları düşünürsek, aynı metnin E-kitap formatını yayıncı sektörel bakış açısından ziyade metnin okuma yaygınlığını düşünebilir. Metin okunsun da nasıl okunursa okunsun kaygısı da bazen öne çıkabilir, bazen de okuma biçimi. Bizim bu konudaki fikrimiz okur kendi motivasyonlarını nasıl oluşturabiliyorsa öyle yapsın yeter ki biz bu esnekliğe açık olalım.

-Kitapevine giren bir okur genelde tercihi ne olur?

Okur kitapevimize geldiğinde şayet önceden ne alacağını kararlaştırmışsa ona yöneliyor ama aynı zamanda bir tarama da yapıyor. Bazen de öncesinde bir ön fikri yoksa yeni çıkan veya çok satan raflarına da yönelebiliyor. Tabi aynı zamanda sohbet ve tanışma esnasındaki diyalogumuzdan da öneriler çıkabiliyor ve okur buna göre de üzerine konuşulan kitaba yönelebiliyor.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Biz okur nerdeyse biz orda olmalıyız prensibiyle kitapevimizi bir değer haline getirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla okur temel eleştirmenimiz. Biz de bu kültürel eleştiri atmosferinde kentimize ve bulunduğumuz yerlere bu anlayışla hizmet veriyorsak ne mutlu bize. O bakımdan okurumuza kapılarımız hep açık, kitaplarımızı ve birbirimizi tanımaya davet ediyoruz hepsini.

Editör: TE Bilişim