Sedat IRMAK

Diyarbakır’da toplanan bölge baroları HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vermiş olduğu kararın uygulanamaması nedeniyle ortak basın açıklaması yaptılar

 

Aralarında Adıyaman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Muş, ŞanlıUrfa, Şırnak, Tunceli ve Van’ın olduğu Bölge Baroları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM)  HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vermiş olduğu kararın uygulanamaması nedeniyle ortak basın açıklaması yaptılar

 

Diyarbakır Barosu adli yardım binasında yapılan basın açıklamasına, Adıyaman Baro Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, Bingöl  Baro Başkanı Av. Hanifi Budancamanak, Bitlis Baro Başkanı Av. Fuat Özgül, Diyarbakır Baro Başkanı  Av. Cihan Aydın, Muş Baro Başkanı Av. A. Baki Çelebi, ŞanlıUrfa  Baro Başkanı Av. Abdullah Öncel, Şırnak Baro Başkanı  Av. Nuşirevan Elçi, Tunceli Baro Başkanı Av. Kenan Çetin ve Van Baro Başkanı  Av. Zülküf Uçar ile çok sayıda avukat katıldı.

 

“Cumhurbaşkanı’nın açıklaması hukuken kabul edilemez”

 

Bölge Baroları adına ortak basın açıklamasını okuyan Muş Baro Başkanı Av. A. Baki Çelebi,” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile 2017 yılında AİHM'e yaptığı başvuru 20.11.2018 tarihinde görüşülüp karara bağlanmış ve AHİM tarafından, Selahattin Demirtaş’ın “özgürlük ve güvenlik hakkı” ve “seçme ve seçilme hakkı ‘nın ihlal edildiğine karar verirken ilk defa Selahattin Demirtaş' ın tutukluluk halinin devamının siyasi nedenlerden kaynaklı olduğunu belirterek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 'nin 5. Madde 3. fıkrası , Özgür Seçimlerle ilgili 1.protokolün 3. maddesi (Serbest Seçim Hakkı), AİHS'in 18. maddesi yönünden (Hak ve Özgürlüklere Getirilen Sınırlamaların Öngörülen Amaç İçin Kullanılması Gereği) ihlal edildiğine karar verilmiştir. AİHM’in bu kararının açıklanması üzerine; Cumhurbaşkanı’nın karara yönelik yaptığı, “AİHM’in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz.” beyanı hukuken kabul edilmesi imkânsız olan bir açıklamadır” dedi.

 

“AİHM kararının uygulanması zorunluluktur”

 

AİHM kararının uygulanması Anayasal bir zorunluluk olduğunu belirten Çelebi, “Türkiye AİHS'e imza atmış ve AİHM'in yargılama yetkisini kabul etmiştir. AİHS'in "kararların bağlayıcılığı ve infazı" başlıklı 46. Maddesi'ne göre AİHM kararlarının AİHS'e taraf Türkiye dâhil tüm Avrupa devletleri için doğrudan bağlayıcılığı bulunmaktadır. İlgili Anayasa ve milletlerarası sözleşme maddelerinden açıkça anlaşılacağı üzere AİHM kararları Türkiye açısından doğrudan bağlayıcıdır. Bu hususu Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi de teyit etmiştir. Ancak Yerel Mahkemenin, AİHM kararını kesinleşmediğinden bahisle uygulamaması hukuka aykırıdır. Şöyle ki hukuk sistemimizde tutuklunun serbest bırakılmasına ilişkin kararların uygulanması için kesinleşmesi şartı hiçbir aşamada yoktur. Kişinin özgürlüğü söz konusu olduğu zaman mahkeme kararları derhal  uygulanması gerekir. Uygulamada da tahliye kararı derhal uygulanır. Daha sonra itiraz mercilerine itiraz edilir.Ankara 19.Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluğun devamı kararının gerekçesinde, AİHM kararının kesinleşmediğini açıkça ortaya koyarken 3 no’lu ara kararında kararın kesinleşip kesinleşmediğini “Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı'na sorulmasına” karar vermiştir. Bu da büyük bir çelişkidir. Bu durumu hukuken izah etmek mümkün değildir” diye ifade etti.

 

“AHİM kararına uyuması adalete güveni artıracaktır”

 

Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini savunan Çelebi, “Devlet, AİHM tarafından tespit edilen ihlale son vermek ve zararları telafi etmek amacıyla, Bakanlar Komitesinin denetimine tabi olarak, bireysel tedbirleri almakla yükümlüdür. İnsan haklarının korunmasının asıl önemli olduğu husus devletin tüm kurumu ve kuruluşları tarafından özümsenerek yerine getirilmesi ile mümkün olacaktır. Yargı kararlarının uygulanması hiçbir otoritenin onayına bağlı değildir. Bağımsız yargının AİHM kararına uygun olarak hakkaniyet ile karar vermesi, AİHM kararının ruhuna uygun hareket etmesi, tutukluluğun devamına ilişkin kararının geri alınarak derhal tahliye kararı vermesi ülkemize, hukukumuza ve adalet sistemimize olan güveni artıracaktır” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim