Butik Zeytin ve Zeytinyağcılar Derneği Başkanı Eczacı Atilla Totoş, son yıllarda çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine katkı sağladığına inanıldığı için kullanılan balık yağının, oleik asit açısından zeytinyağından çok az değerlere sahip olduğunu bildirdi.

Tekli doymamış yağ asidi olarak yüksek tansiyon riskini azalttığı, kolesterolü dengeleyerek kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağladığı yapılan araştırmalarla tespit edilen oleik asidin, şeker hastalarının insülin ihtiyacını azaltmakta ve kanser türlerine karşı koruyucu etki yaptığını kaydeden Totoş, “Besin zincirindeki yağların yerini bilmek gerekiyor. Oleik asit, diğer yağlara oranla bozulmaya karşı dirençli olduğu için çok kıymetlidir. Bu yağ molekülü, zeytinde yüzde 85’e kadar çıkarken ayçiçek yağında yüzde 60’a kadar, soya ve mısırözü yağında ise yüzde 50’ye kadar çıkabiliyor. Eğer yağların önemi oleik aside göre olsaydı badem yağında yüzde 75’e, fındık yağında ise yüzde 77’ye kadar oleik asit oranı yükselebiliyor. En meşhur yağ kaynaklarımızdan birisi de balık yağıdır. Balık yağını da bu açıdan değerlendirdiğimizde bizim kara sularımızda yetişen bir balığın yüzde 12 oleik asit içerdiğini, Atlantik Okyanusu’ndaki ringa balığının yüzde 13, Pasifik Okyanusu’nda yetişen ringa balığının ise yüzde 23’e yakın oleik asit içerdiğini görüyoruz” dedi.

Totoş, insanoğlunun oleik asitten olabildiğince doğal yollarla faydalanması gerektiğini kaydederek, “Oleik asit önemli çok önemli bir yağ molekülüdür. Eğer oleik asit, yağ rafinasyon işlemi görmediyse bu bizim hücrelerimizin üç ayda bir yıkılıp yeniden yapılması sürecinde esnek ve güçlü hücre zarı yapılmasına son derece katkı veren bir yağ molekülü olarak karşımıza çıkıyor. Zeytinyağının önemini anlatırken sahaya baktığımızda eczanelerde en çok satılması gereken yağ zeytinyağı olması gerekirken balık yağı olduğunu görüyoruz. 'Balık yağının oleik asit oranı düşükken neden balık yağı tercih ediliyor' diye baktığımızda içindeki farklı yağ moleküllerinin farkı ortaya çıkarken, balık yağının sıkımında yüksek ısı gördüğümüzü sonrasında ise rafinasyon işlemi sırasında değişik kimyasal ve distinasyon dediğimiz özel bir yöntemle tekrar ısıl işlem gördüğünü ve defalarca üzerinde oynanan bir yağ olduğunu gördük. Zeytinyağı böyle bir yağ değil. Zeytinyağının soğuk sıkımı sırasında görebileceği en yüksek sıcaklık 25 derece iken balık yağı sıkılırken 100 derecede işlem görmek zorundadır. Balık yağı daha sonra farklı ışıl işlemler ve kimyasallara maruz kalırken zeytinyağı bunlardan etkilenmemektedir” diye konuştu.

Totoş, şöyle devam etti:

“Besin zinciriyle gelen nano plastiklerin ve denizlerin kirlenmesinin dünyanın gidişatını olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bu kadar kirli denizlerden saf ve kaliteli ürün elde etmek çok iyi bir rafinasyon gerektiriyor. Türkiye’deki zeytin bölgelerinin çoğu kimyasallardan uzaktır. Hızla organik üretim belgesi alabilecek, dağlarda ve ulaşılması güç yerlerde zeytinlerimiz var. Bizler sağlıklı bir toplum olmak ve çocuklarımızı sağlıklı bir şekilde geleceğe hazırlayabilmek için hekim tavsiyesi olmadan bir yağ kullanılıyorsa, bu iyi bir zeytinyağı olmalıdır. Butik Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Derneği’nin üyelerinin ve Zeytindostu Derneği’nin yarışmasında ödül kazanmış yağlar güvenle içebileceğiniz yağlardır. Ülkemizin değerlerini yüceltip hak ettiği yere taşımamız gerekiyor. Bu yüzden zeytinyağını diğer yağlardan ayırın. Uzmanların da önerdiği gibi çocuklarınıza sabahları zeytinyağı içirin, hem daha sağlıklı hem de daha zeki bir gelecek için bu altın bir anahtardır.” (İHA)

Editör: TE Bilişim