Sedat IRMAK

DİYARBAKIR İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan, yaklaşık 3 yıldan bu yana Diyarbakır’da görev yaptığını belirterek, “Buraya ilk göreve atandıktan sonra memleketim olan Balıkesir’e gittiğimde bana, ‘Kendini ne kadar güvende his ediyorsun Diyarbakır’da’ diye sorular sorarlardı. Bende onlara şöyle söylüyordum; ‘En az Balıkesirliler ve en az Bursalılar kadar kendimi güvende his ediyorum’ dedim."dedi

Güneydoğu Ekspres Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ercan Akkar ile TV 21 Genel Yayın Yönetmeni Taner Özbay’ın hazırlayıp sunduğu, Doğan 21 Fm ve sosyal medyadan canlı yayınlanan Soru-Cevap programına konuk olan Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan, soruları yanıtladı.

Diyarbakır’da eğitim durumuna ilişkin açıklamada bulunan Aslan, “23 bin öğretmen 2 bin 700 idare personeli toplamda 25 bine yakın personelle ile kadim kentimize hizmet diyoruz. Diyarbakır’da öğretmen açığımız her yıl giderek azalıyor. Sözleşmeli öğretmenler kadrosunda en büyük payı bizler alıyoruz. Artık Diyarbakır’ın batı illerine göre öğretmen açığı az denecek kadar. Bakanlığımız özellikle kentimize pozitif ayrımcılık yaparak alınan sözleşmeli öğretmenlerin Diyarbakır’a en az dört yıl kalma zorunluğu getirdi. Ben sizlerin aracılığınızla sözleşmeli öğretmenlerimize bir mesaj vermek istiyorum. Sözleşmeli öğretmenlerimiz kadrolu öğretmenler kadar hak ve hukuka sahiplerdir. Öğretmen açığımız olduğu yerlerde ise ücretli öğretmen o okula tayin ederek, eğitim verdiği saat kadar ücretli öğretmene ücretini Bakanlığımız tarafından ödeniyor” diye ifade etti.

“Eğitim seferberliği başlattık”

Diyarbakır’da okul öncesi eğitim ve sonrasına ilişkinde değerlendirmede bulunan Aslan, “Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, göreve başladığı ikinci gününde ilk olarak beni makamına davet ederek şunu söyledi; ‘Benim birinci önceliğim eğitimdir. Ben bu şehirde eğitimi istenilen seviyeye getirdiğim zaman, bu şehirde terörde kalmaz hiçbir şeyde kalmaz’ bana dedi. Bu söylemlerin ardından biz Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu önderliğinde eğitim seferberliği başlattık. Bakanlığımız ve Belediyelerimizin desteğiyle okul öncesi sınıflar açtık. Yaptığımız bu çalışmalarla, okul öncesi eğitimde 2017 sonunda 5 yaş gruplarında yüzde 58’den yüzde 95’e çıktık. 3-5 yaş gruplarında ise yüzde 26’dan yüzde 46’ya çıktık. Her yıl okul öncesi çalışmalarımız devam ediyor. Şuanda 2018 Aralık ayı itibariyle,  5 yaş gruplarında 92’ye geldik ve kayıtlar devam ediyor. 3-5 yaş gruplarında ise yüzde 47’deyiz.Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Hanımefendi Emine Erdoğan himayesinde okur-yazarlık seferberliği başlatıldı. Ben İl Milli Eğitim müdürü olarak onu ver gurur duydum. Yaptığımız çalışmalarda okur-yazar olmayanların yüz 15 bininde 95 binin kadın olduğunu gördük ve eğitim gören 71 bin üzerinde kişiden 60 bin civarında kadın okur-yazarlık eğitimi aldı. Şuanda halk eğitim merkezlerimiz ve okullarımızda kayıt çalışmalarımız tekrardan devam ediyor” dedi.

“Sevginizi veremediğiniz öğrenciye, bilginizi veremezsiniz”

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da her şeyin başının eğitim olduğunu vurgulayan Aslan, “21. Yüzyılda hatta kıyamete kadar da geçerli olan tek söz her şeyin başı eğitim sözüdür. Eğitim asla ve asla ihmal edilmeyecek bir konudur. Ben öğretmenlerime ve idarecilerime şöyle diyorum; Bir fabrika veya bir işletme ürün ürettiğinde ve üründe bir hata var ise bayilerine haber gönderiyor. Diyor ki; ‘Piyasaya sürdüğümüz ürünün belirli bir bölümünde hata var. En yakın servisimize gelin, o hatayı giderelim’ diye uyarıda bulunuyorlar. Üründe hatayı giderme şansı var, ama eğitim da asla ve asla ihmal edilmeyecek bir konudur. Her saniyesi takip edilmesi gereken bir konudur. Bir öğrenciye, ‘9 sınıfta hatalı eğitim vermişiz geri gel’ derseniz, bunu düzeltme şansımız yok. O anı çok iyi değerlendirmek gerekir ve eğitim süreci çok ciddi anlamda takip edilmesi gereken bir süreçtir. Ben her konuşmamada öğretmenlerime şunu söylüyorum. Sevginizi veremediğiniz öğrenciye, bilginizi veremezsiniz. Evde anne babanın bile sevmesini beceremediği çocuğu, siz okulda bu çocuğa sevmeyi tattıracaksınız diyorum. Öğretmenlere bir diğer söylediğim konu ise, siz sınıfa girdiğinizde ve öğrenciye baktığınız zaman, burada benim kardeşim olsa, benim evladım olsa ben bunun nasıl bir eğitim almasını isterim diyerek empatisini yapın ve ona göre eğitim verin diyorum. Çünkü bu çocuklar bize emanettir, biz de bu emaneti asla ihmal etmeyeceğiz” diye konuştu.

“Ev ödevleri abartılı olmamalı”

Daha sonra izleyici ve dinleyicilerden gelen ve çantaların ağırlığı ve ödev konusundaki soruları cevaplayan İl Milli Eğitim Müdürü Aslan, “Çocuklar onlardan istenmeyen ders kitaplarını da öğretmen okuldan ister diye çantalarına bıraktıkları için bazen öyle oluyor. Ödev konusuna da gelince, bakanlığımız ve bizler ısrarla söylüyoruz; ‘Öğretmen dersini sınıfta vermeli’ diye, çocuklara verilen ödevler anne babaya havale edilmemelidir. Çocuğa 36 sayfa ödev verildiği zaman, çocuğun bilinci genişlemez, çocuğa 3-5 sayfa bilinci genişlemesi için ödev verilmeli ama fazlası çocuğa zarardır. Öğretmenler çocuklara ödev verdiğinde, abartılı ödevler vermemelidir” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim