<p>31 Mart 2019 se&ccedil;imlerine hazırlanılan bir d&ouml;nemde siyasi a&ccedil;ıdan tansiyon giderek y&uuml;kseliyor. S&ouml;z&uuml; edilen tansiyon se&ccedil;imlere yakın bir s&uuml;re kala daha da y&uuml;kselecek gibi. Y&uuml;ksek tansiyonun nedenleri iki grupta toplanabilir:</p><p>Birincisi, d&uuml;nyada genel olarak yaşanan politik s&uuml;recin T&uuml;rkiye &uuml;zerine yarattığı tazyik,</p><p>İkincisi, T&uuml;rkiye&rsquo;de i&ccedil; siyasetin ve akt&ouml;rlerinin s&ouml;ylem ve davranışları sonucunda ortaya &ccedil;ıkan tazyik.</p><p>Bu her iki etken grubu siyasetin bir yansıması olarak toplumsal zeminde bir tansiyona yol a&ccedil;makta ve bu tansiyon da hi&ccedil; ş&uuml;phesiz halk nezdinde bir gerilimin oluşmasına neden olmaktadır.</p><p>T&uuml;rkiye&rsquo;de bazen dış siyasetin etkisiyle, bazen de i&ccedil; siyasette meydana gelen bir gelişme nedeniyle hem iktidarın akt&ouml;rleri, hem muhalefetin akt&ouml;rleri s&ouml;ylemlerini sertleştirmektedir. Tabiri caizse bu sertleşme/restleşme s&uuml;recinde politikacılar se&ccedil;ime giden yolda oy toplamayı ama&ccedil;lamaktadır. T&uuml;rkiye toplumu psikolojik tarafı ağır basan bir toplum olduğu i&ccedil;in politikacılar bu zayıf noktadan &ccedil;almak istemektedir. Fakat politikacıların bu tavrı nereye kadar devam edecektir? Halk her zaman bu gibi tavırlara nasıl cevap verecektir?</p><p>Gelinen noktada, yıllardır se&ccedil;im &ouml;ncesi s&uuml;re&ccedil;lerde halkın yaratılan bu gerilimden hoşnut olmadığı hatta giderek yorulduğu g&ouml;zlemlemekteyiz. Bununla beraber bu yorgunluk halkta mutsuzluğa ve umutsuzluğa da kapı a&ccedil;maktadır. Hal b&ouml;yle olunca halkın artık memlekette politik gerilimi istemediğini s&ouml;yleyebiliriz.</p><p><strong><em>Halk, Sandıklara Rahat Gitmek İstiyor</em></strong></p><p>Siyasi akt&ouml;rler tarafından kullanılan siyaset dilini aslında halkın tasvip etmediği, hatta mahkum ettiği bir ger&ccedil;ek. Hele meclis oturumlarında yaşanan kavgalara halk artık kimi zaman g&uuml;l&uuml;p ge&ccedil;mekte, kimi zaman da bu duruma &uuml;z&uuml;lmekte, bazen de &ldquo;Siyaset&ccedil;ilere yazıklar olsun&rdquo; şeklinde tepki g&ouml;stermektedir.</p><p>&Ouml;rneğin gerilime yol a&ccedil;an politik s&ouml;ylemin yansımalarını bazen TV programlarında da g&ouml;rebiliyoruz. Bu durum programlara konuk olan muhalif taraflar arasında yaşanan tartışmalarda b&uuml;t&uuml;n &ccedil;ıplaklığı ile g&ouml;r&uuml;lmektedir ki, olgunluk sınırlarını zorlayan veya aşan bu programlardaki katılımcılarının tavırlarını halkın onaylamadığı bir ger&ccedil;ek. Adeta birbirlerine tuzak kuran bu program katılımcılarının itibarlarının halk katında tartışma konusu olduğu gibi burada yaşanan davranış ve s&ouml;ylemleri savundukları partilere zarar vermektedir.</p><p><strong><em>K&uuml;rtlerin Yaşadıkları Yerlerde Gerilim Daha Y&uuml;ksek</em></strong></p><p>K&uuml;rt se&ccedil;menler deyim yerindeyse &ldquo;dinamit lokumu&rdquo; gibi bir hal almaktadır se&ccedil;imi s&uuml;re&ccedil;lerinde. Tabii bunun sebebi yine politik dilde aranmalıdır. K&uuml;rtler adına politika yapma iddiasında olanlar oy&rsquo;a &ldquo;namus&rdquo; değeri bi&ccedil;mekte ve bununla se&ccedil;menin psikolojisini normalin &ouml;tesine taşımaktadır. &Uuml;lkenin doğusunda oy namusa eşdeğer tutulmak isterken, ancak batıda oy&rsquo;un namusla alakası yokmuş gibi bir se&ccedil;im dili kullanılmaktadır. Bu yaklaşım K&uuml;rt se&ccedil;men psikolojisini b&ouml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi ardından bir gerilim hattının oluşması da ortaya &ccedil;ıkmaktadır. Daha a&ccedil;ık bir ifadeyle se&ccedil;menin psikolojisini esaret altına almak anlamına gelmektedir bu yaklaşım.</p><p>&ldquo;Demokrasinin abidesiyiz&rdquo; diyen bir anlayışın mensupları burada nasıl bireysel &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerden bahsedebilir? &lsquo;Seni devletin esaretinden kurtaracağım ama bana esir ol&rsquo; mantığı burada g&ouml;r&uuml;lm&uuml;yor mu? Bu dayatıcı yaklaşım halka ne kadar demokratik bilin&ccedil; aşılayabilir?</p><p>Doğu yakasında yaşanan bu durum kuşkusuz sonu&ccedil;ta totaliter bir anlayış ortaya &ccedil;ıkarmakta ve bir gerilim de buradan t&uuml;remektedir. K&uuml;rtlerin yaşadıkları şehirlerde yıllardır &ccedil;atışma s&uuml;reci hakim ve bu s&uuml;re&ccedil; bireyi tamamen kuşatmış durumda. Bu ger&ccedil;eklik bile bireyde y&uuml;ksek bir tansiyonun adı olmaktadır. Toplumsal yaşamı kuşatan bu durumdan halk kurtulmak istiyor.</p><p>Evet, gerek doğuda, gerekse batıda; gerek kuzeyde, gerekse g&uuml;neyde halk artık se&ccedil;imlere rahat girmek istemektedir. T&uuml;rkiye&rsquo;nin d&ouml;rt tarafı yangın yerine d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml; bir s&uuml;re&ccedil;te, halk huzur i&ccedil;inde yaşamakta ve bunun devamını istemektedir. Evet, memlekette ekonomik sıkıntılar var, işsizlik var, pahalılık var eskiye nazaran vs&hellip; Ama b&uuml;t&uuml;n bunlara rağmen halk Suriye, Mısır, Libya gibi olmak istememektedir. &Uuml;lkede istikrarsızlık yaratmak isteyenlere halk prim vermemektedir. Zor şartlarda yaşamasına rağmen halk huzur demekte, i&ccedil; savaş istememektedir.</p><p>Bize g&ouml;re iktidarıyla muhalefetiyle hatta mecliste grubu olamayan partiler de dahil b&uuml;t&uuml;n siyasi partilerin mensupları memlekette gerilime neden olacak, halkı gereksiz yere yoracak s&ouml;ylem ve davranışlardan uzak durmalıdır. Memleketin y&uuml;ksek gerilim hatlarıyla se&ccedil;ime gidecek takat-ı mecali bir t&uuml;kenişe doğru yol almaktadır.</p><p>Saygıyla&hellip;</p>