Biraz dinlenmek, uzun süreden bu yana görmediğim sevdiklerimi görmek ve hasret gidermek için Kurban Bayramı tatili çok iyi bir fırsat oldu. Diyarbakır’a göre daha serin olan Van’da çok güzel birkaç gün geçirme fırsatı buldum. 

Annemin elini öptüm, babamın mezarını ziyaret ederek dua ettim, kardeşlerimle ve bazı arkadaşlarımla sohbet etme imkanı buldum. Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği sokaklarda, caddelerde mahallelerde gezmek ve eski günleri hatırlayarak uzun süredir tatmadığım yöresel lezzetleri tattım.

Yaklaşık 5 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Van, başta Urartular ve Medler olmak üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapması ve coğrafi konumu nedeniyle adeta bir açık hava müzesini andırmaktadır. Ülkemizin en büyük, dünyanın ise sayılı gölüne sahip olan Van, bu konumu nedeniyle tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuş ve bir birinden önemli tarihi eserlere sahip kentimizdir.

Tarım ve hayvancılığın yanı sıra Van’ın geçmişten bu güne en önemli gelir kaynaklarından biri de hiç kuşkusuz turizmdir. Özellikle çatışmalı süreçle birlikte turizm de önemli bir gerilemenin yaşandığı Van’da, hayvancılık da bu süreçle  birlikte yayla yasakları nedeniyle büyük bir darbe almış ve dolayısıyla kent, iki önemli gelir kaynağından büyük ölçüde mahrum kalmıştı.

Turizm tüm ülkelerinin en önemli gelir kaynaklarının başında geliyor. Ülkemizde, son yıllarda gerçekleşen yatırımlarla birlikte turizmden önemli bir pay almaya başladı. Batı da kum ve güneşe dayalı turizm her geçen gün geliştirilip yatırımlar arttırılırken, maalesef kültür turizm açısından önemli olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yatırımlar da, tanıtımlar da bir türlü istenilen düzeye ulaşmadı, ulaştırılmadı.

Ülkemizin içinde bile yanlış algıya sahip olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yeterince yabancı turist ağırlayamıyor. Bunda en önemli etkenlerden biri de ülkemizdeki tur operatörleri ve acentelerin bölgecilik yapması, hatta bölge kentlerinin komşularıyla yapılan turizmi bile farklı bölgeleri kaydırmak istemelerinden kaynaklanıyor.

Van gezim sırasında özellikle hizmet sektöründe onlarca eksik ve yetersizliklere rağmen otel sayısının sürekli artması ve komşu İranlı turistlerin bayram tatili için Van’ı tercih etmesinden son derece mutlu oldum. Bu durum bir kez daha gösterdi ki, eğer Avrupa veya dünyanın farklı ülkelerinden yeteri kadar turist ağırlayamıyor isek, komşularımızla turizmimizi  daha da geliştirmeliyiz.

Van bölge kentleri için güzel bir model. Newroz, Kurban ve Ramazan  bayramlarında binlerce turist ağırlayan ve neredeyse tüm otellerin tam kapasite ile dolu olması, başta yiyecek-içecek ile giyim sektörü olmak üzere yaşanan olağanüstü hareketlilik, Vanlıların yüzünü güldürüyor. Buna Vangölü'nde bulunan Akdamar Adasın'da Ermenilerin yapacağı ayin için kente gelecek binlerce turisti de eklemek gerekir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kentleri yönetenler, sürekli olarak turizm de hedefler ve vaatler yerine biran önce realist adımlar atmalı ve bunun için güç birliği gerçekleştirerek, aşağıdaki adımları varsa başka adımları da atmalılar. 

-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kentleri yönetenler, komşularla turizme önem vermeli, bu alanda ilgisiz-alakasız yerlerde tanıtım yapacaklarına, burunlarının dibindeki komşularda tanıtımlara ağırlık vermeli.

-Hizmet sektöründeki eksikleri gidermek için kalifiyeli elaman yetiştirilmesine katkı sunmalı.

-Önemli cadde ve sokakları seyyar satıcılardan temizleyerek gezilebilecek hale getirmeli.

-Vangölü, Diyarbakır Surları, Balıklıgöl, Nemrut Dağı, Dara Antik Kent gibi birçok önemli değeri daha iyi korumalı.

-Çoğu zaman kapalı olan tarihi mekanları sürekli açık tutmalı ve çevre temizliğine önem vermeli. (Hoşap Kalesi gibi)

-Tüm bölge kentleri birleşerek ortak bir komisyon veya çalışma gurubu kurarak, komşularla turizmin daha ileriye getirebilmek için çalışma yapmalı.

-Vatandaşları turizmin önemi konusunda kitle iletişim araçlarıyla sürekli bilgilendirmeli.

-Yerel ile merkez yöneticileri arasında partizanlık bir tarafa bırakılmalı.

-Hasankeyf ve Muradiye Şelalesi (Bendimahi) gibi tarihi değerler baraj ve HES'lere kurban edilmemeli.

Sevgiyle kalın.