<p>&nbsp;</p><p>D&uuml;n&uuml; bilmeyince bug&uuml;n&uuml; anlamak zordur.</p><p>Hani Tevfik Fikret diyor ya:</p><p>&ldquo;Onlar ni&ccedil;in sem&acirc;da, ni&ccedil;in ben &ccedil;ukurdayım?</p><p>G&uuml;ls&uuml;n neden cihan bana, ben yalnız ağlayım?&rdquo;</p><p>Neden mi? S&ouml;yleyeyim.</p><p>Avrupa&rsquo;da 15. ve 16. y&uuml;zyıllarda &ouml;nce İtalya&rsquo;da başlayan, daha sonra diğer Avrupa &uuml;lkelerine yayılan edebiyat, sanat, d&uuml;ş&uuml;nce ve bilim alanındaki b&uuml;y&uuml;k yenilik, gelişme ve anlayışlara ne yazık ki Osmanlı ilgi duymamış, aksine big&acirc;ne kalmıştır.</p><p>Yunanca, Latince ve İbranice metinleri inceleyenlere &ldquo;H&uuml;manist&rdquo;, bunların &ccedil;alışmalarıyla ortaya &ccedil;ıkan akıma da &ldquo;H&uuml;manizm&rdquo; denilmiştir. İtalya&rsquo;da R&ouml;nesans; edebiyatın yanı sıra mimari, resim ve heykeltıraşlık alanlarında da etkili olmuştur.</p><p>Avrupa&rsquo;da &uuml;st&uuml;n yetenekli sanatk&acirc;rların yetişmesi, yazar, şair ve sanatk&acirc;rları koruyan kişilerin bulunması, bu akımın gizli gelişmesine ve sindirilmesine neden olmuştur.</p><p>Şimdi diyeceksiniz ki o d&ouml;nemde şairler yok muydu? Vardı. Hem de &ccedil;ok vardı. Saraylarda, padişah, paşa ve de vezirlerin meşk sofralarında beyit dizerlerdi. S&ouml;ylediklerinin hi&ccedil;bir sosyal i&ccedil;eriği yoktu.</p><p>Avrupa&rsquo;da bilim alanında deney ve g&ouml;zleme dayanan pozitif d&uuml;ş&uuml;nce yayılmıştır. Bunun sonucunda skolastik d&uuml;ş&uuml;nce yıkılmıştır. Bizde ise skolastik d&uuml;ş&uuml;nce inatla inşa ediliyordu.</p><p>Avrupa&rsquo;da; bilim, teknik, sanat ve edebiyatta yeni d&uuml;ş&uuml;nceler ortaya &ccedil;ıkmıştır. Eğitim ve &ouml;ğretime &ouml;nem verilmiştir. Bilimsel alandaki buluş ve gelişmeler teknoloji ve sanayinin gelişmesine ortam hazırlamıştır.</p><p>Bizde ise 1730&rsquo;un 29 Eyl&uuml;l g&uuml;n&uuml;, Patrona Halil isyanında olduğu gibi; arabanın &uuml;st&uuml;nde; elinde megafon, &ldquo;<strong>Teknolojik ara&ccedil; ve gere&ccedil;leri kullananlar, cehenneme gideceklerdir, şeriat isteriz.</strong>&rdquo; diyerek avaz avaz bağırıyorlardı. Ve hi&ccedil; kimse de &ccedil;ıkıp yahu teknolojiyi sen kullanıyorsun işte, demedi, diyemedi, demeyi d&uuml;ş&uuml;nemedi bile.</p><p>Din adamları ve kilise eleştirilerek Reform hareketlerinin başlaması sağlanmıştır. Bizde din adamlarını, camileri eleştirmek olası mıdır?</p><p>Matbaa&rsquo;nın icadıyla İncil&rsquo;i Latince&rsquo;den İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi ulusal dillere &ccedil;evrilmesi ve b&ouml;ylece Hıristiyanların din adamlarının s&ouml;yledikleriyle İncil&rsquo;de yazanların birbiriyle uyuşmadığını g&ouml;rmeleri&hellip;</p><p>Şimdi anlıyor musunuz Kuran ni&ccedil;in T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;ye &ccedil;evrilmiyor.</p><p>&Ouml;zellikle end&uuml;l&uuml;jans satışına karşı olan Martin Luther, 1517&rsquo;de Wittenberg kilisesinin kapısına astığı bildiriyle, &ldquo;<strong>Papalığın g&uuml;nahları affetme yetkisi olmadığını, Allah ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini, end&uuml;l&uuml;jans belgesi satan din adamlarının su&ccedil; işlediğini</strong>&rdquo; a&ccedil;ıkladı.</p><p>Bizde b&ouml;yle bir a&ccedil;ıklamada bulunan olabilir mi? B&ouml;yle biri &ccedil;ıksa başına neler gelebileceğini d&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz?</p><p>Bu durum Osmanlıda b&ouml;yleydi. Cumhuriyet T&uuml;rkiye&rsquo;sinde de b&ouml;yle. Anlaşılan ki gidişat bunu g&ouml;steriyor, bundan sonra da b&ouml;yle olacak. Bunun i&ccedil;in bahane de &ccedil;ok.</p><p>Ancak bu d&uuml;zenin korunması i&ccedil;in de, bilim olabildiğince az kullanılmalı. Hatta hi&ccedil; kullanılmamalıdır!</p><p>Eh bizim de zaten pek kullandığımız yok ya.</p><p>Pozitif bilim karanlığın panzehiridir.</p><p>Avrupa ta 1500&rsquo;l&uuml; yıllarda R&ouml;nesans ve reformu yaşarken <strong>biz ise arta &ccedil;ağın kahpe karanlığında boğuşuyorduk.</strong> Saltanat uğruna evlatlarımızı, kardeşlerimizi boğazlıyorduk.</p><p>Ş&uuml;k&uuml;rler olsun ki bug&uuml;n&uuml;m&uuml;z d&uuml;n&uuml;m&uuml;z&uuml; aratmıyor(!)</p><p>Biz hala benim babam senin babanı d&ouml;ver yarışındayız.</p><p>Hal b&ouml;yle olunca; ey Tevfik Fikret, biz &ccedil;ukurdan hi&ccedil; kurtulabilir miyiz?</p><p>Sorduğu soruya bakın &Uuml;stadın: &ldquo;Onlar ni&ccedil;in semada, ni&ccedil;in ben &ccedil;ukurdayım?&rdquo;</p><p>Ni&ccedil;ini var mı &Uuml;stat? Her şey apa&ccedil;ık ortada&hellip;</p><p>Kirveme &ouml;ğ&uuml;tler;</p><p>Kirvem; &ldquo;<strong>Niceleri geldi, neler istediler</strong></p><p><strong>Sonunda d&uuml;nyayı bırakıp gittiler.</strong></p><p><strong>Sen hi&ccedil; gitmeyecek gibisin değil mi?</strong></p><p><strong>O gidenler de hep senin gibiydiler.&rdquo; &Ouml;mer Hayyam</strong></p><p>Dost&ccedil;a kalın.</p><p>&ldquo;Diyarbekir 5 Nolu Cezaevi, <strong>M&Uuml;ZEYE </strong>d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ls&uuml;n.&rdquo;</p><p>&ldquo;SUR İ&Ccedil;İ; <strong>D&Uuml;NYANIN EN B&Uuml;Y&Uuml;K A&Ccedil;IK HAVA M&Uuml;ZESİ OLSUN</strong>.&rdquo;</p><p>&ldquo;Sur İl&ccedil;esinin adı &ldquo;<strong>ESKİ DİYARBEKİR</strong>&rdquo; olsun.&rdquo;</p><p>&nbsp;&ldquo;<strong>ŞEHRİN STADI, ŞEHRİN &Ouml;ZG&Uuml;RL&Uuml;K MEYDANI OLSUN.&rdquo;</strong></p><p><strong>Daha da &ouml;nemlisi;</strong></p><p><strong>YAKIP YIKILAN B&Ouml;LGELERDE EVLER, ASLINA UYGU VE DİYARBEKİR EVLERİNE YAKIŞIR BİR Bİ&Ccedil;İMDE YAPILSIN.&nbsp; </strong></p>