Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Recep Demir, vertigo olarak da bilinen baş dönmesi hakkında önemli bilgiler verdi. Her 100 insandan yaklaşık 30’unda baş dönmesinin görülebileceğini söyleyen Demir, yaş grubunun artması ile bu olasılığın giderek arttığını ifade etti. Baş dönmesinin yüzde 40’ında periferik vestibüler fonksiyon bozukluklarının, yüzde 25’inde santral nedenlerin, yüzde 15’inde psikiyatrik bozuklukların, yüzde 20’sinde de diğer sistemik hastalıkların saptandığını belirten Demir, birçok hastalığın baş dönmesine neden olabileceğini söyledi.

Baş dönmesi yaşayan hastalara grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi mevsimsel geçişli hastalıklara karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Baş dönmesinin tedavisinde nedenlerin saptanmasının önemini vurgulayan Demir, tedavinin yanı sıra hastaların düşük tuzlu diyete geçmesi ve idrar çıkışını artırmak için kullanılan ilaçlar kullanılması gerekebileceğini belirtti.

“Baş dönmesinin genel popülasyonda görülme sıklığı yaklaşık yüzde 20-30’dur”

Baş dönmesine neden olan hastalıklar ve nedenler hakkında bilgiler veren Demir, “Baş dönmesi kişinin kendi ekseni etrafında dönmesi veya bulunduğunuz yerin sizin etrafınızda dönmesi olarak tanımlanır. Vertigo bir hastalık değildir, denge sisteminden kaynaklanan bir semptomdur. Baş dönmesine, nistagmus, ataksi, bulantı, kusma, terleme ve solgunluk eşlik eder. Baş dönmesi toplumda görülme sıklığı yaklaşık yüzde 20-30’dur. 65 yaş üstü hastaların yüzde 30’u, 85 yaş üstü hastaların ise yüzde 50’si baş dönmesi atakları geçirmektedir” dedi.

“Saniyeler, saatler veya günler sürebilir”

Farklı hastalıkların baş dönmesine neden olabildiğine dikkat çeken Demir, “Vertigo tek atak ya da tekrarlayan ataklar halinde olabilir. Saniyeler, saatler veya günler sürebilir. Vertigo birkaç haftadan uzun sürmez. Denge sistemi hasarları kalıcı olsa bile santral sinir sistemi buna adapte olur ve baş dönmesi birkaç gün veya birkaç hafta içinde azalır. Vertigolar baş pozisyonunun ani değişikliği veya öksürme, hapşırma, valsalva manevrası, kafa travması, barotravma, orta kulak cerrahisi, ağırlık kaldırma, ani tansiyon ve postural değişikliklerle ortaya çıkabilirler” diye konuştu.

“Tanı için işitme testlerinin yapılması gerekebilir”

Baş ödenmesinin türleri ile ilgili açıklamasında önemli bilgilere yer veren Demir, “Benign paroksismal pozisyonel vertigo, erişkinlerde tekrarlayan vertigonun en sık nedenidir” diyerek şu bilgilendirmelerde bulundu:

“Hastalar klasik olarak yatakta dönerken veya başlarını geriye doğru eğince kısa süreli dönme hissi oluşur. Bu durum oldukça kısadır. Genelde saniyeler, nadiren dakikalar sürer. Hastaların bulantısı olabilir ancak kusma nadiren olur. Kulak ağrısı, işitme kaybı ve çınlama yoktur. Tanısı genelde hastanın hikayesi ve ‘Dix-Hallpike’ manevrası ile konur. Vestibüler nörit ise hızlı başlangıçlı, şiddetli ve ısrarlı baş dönmesi, bulantı, kusma ve dengesiz yürüyüş ile karakterizedir. Vestibüler nöritte işitsel fonksiyonlar korunmuştur. Beyin MR’ı normaldir. Meniere hastalığı da hastalar dakikalar veya saatler süren spontan vertigo atakları ile karşılaşırlar. Baş dönmesi genellikle tek taraflı kulak çınlaması, işitme kaybı ve kulak dolgunluğu ile birliktedir. Meniere hastalığıyla ilişkili vertigo sıklıkla ciddidir ve bulantı, kusma ve denge bozukluğu eşlik eder. Dengesizlik birkaç gün sürebilir.”

“Hastalar inme açısından önemli riske sahiptirler”

Baş dönmesinin etkilerine de değinen Demir, “Vertigo atağı yaşayan bir veya daha fazla risk faktörü olan hastalar inme açısından önemli riske sahiptirler. Hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara ve geçirilmiş damar hastalığı öyküsü olanlardaki baş dönmesi vertebrobaziler inmeyi destekler. Baş dönmesinin sebepleri arasında genç hastalarda migren ve multiple skleroz, yaşlı hastalarda ise geçici iskemik ataklar ve beyin damar tıkanıklıkları düşünülmelidir. Akut gelişen ve süreklilik gösteren vertigoların santral mi, periferik mi olduğunu ayırt etmek oldukça zordur. Periferik vertigo düşünülen genç hastalarda 48 saat içinde iyileşme gözleniyorsa hemen görüntülemeye ihtiyaç yoktur. Vertigoda muayene bulguları tamamen periferik lezyon ile uyumlu değilse, inme için belirgin risk faktörleri, nörolojik bulgu veya semptomlar, vertigoya eşlik eden baş ağrısı olması halinde nörolojik görüntüleme yapılmalıdır. Nörogörüntülemede; beyin manyetik rezonans görüntüleme ve manyetik rezonans anjiyografi çektirilmelidir. İnce kesitli bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntülemenin uygun olmadığı veya metal implantı olan hastalarda alternatif olabilir” açıklamalarına yer verdi.

“Vertigoların sebebi ayrıntılı olarak tespit edilip ona göre tedavi edilmelidir”

Baş dönmesinin altta yatan sebebe göre tedavi edildiğini belirten Demir, “Periferik vertigo tedavisinde fiziksel egzersizler, istirahat ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. Santral vertigo beyin damar tıkanıklıklarına bağlı ise sebebe yönelik antiagregan ve antikuagülan ilaçlarla tedavi edilebilir. Beyin sapında kitleye bağlı baş dönmesi ise beyin cerrahisine yönlendirilmelidir” dedi.

“Araç kullanıyorsanız kenara çekip durunuz”

Baş dönmesi yaşayan hastaların dikkat etmesi gereken hususlar hakkında da bilgiler veren Demir, “Havaların soğumasıyla birlikte ortaya çıkan grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi mevsimsel geçişli hastalıklara dikkat edilmeli. Baş dönmesi yaşadığınızda oturun veya uzanın, bu sayede düşmekten korunarak ciddi yaralanmaları önleyebilirsiniz. Bunun dışında hareketli sporlardan ve ani hareketlerden kaçınmalıdır. Araç kullanılıyorsa, kenara çekip durulmalı ve baş dönmesinin geçmesi beklenilmelidir. Baş dönmesi devam ediyorsa araç kullanmayın. Sigara, çay, kahve ve alkol alınmamalıdır. Aşırı yağlı ve aşırı tuzlu gıdalardan uzak durmalıyız. Bol sıvı tüketilmeli. Düzenli uykumuzu almalı ve stresten uzak durmalıyız” diye konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilişim