<p>&nbsp;</p><p>Se&ccedil;im doğası gereği bir yarış ve rekabet &ouml;zelliği taşıdığı i&ccedil;in bu s&uuml;re&ccedil;te yer alanları bir heyecan sarmaktadır, sarmalıdır da. Ş&uuml;phesiz bu s&uuml;recin en &ouml;nemli unsuru se&ccedil;mendir. Herkes onun g&ouml;nl&uuml;n&uuml; kazanmak, onun g&ouml;z&uuml;ne girmek ister. Makamda iken se&ccedil;meni sıralarda bekleten siyaset&ccedil;iler ve b&uuml;rokratlar se&ccedil;im s&uuml;recine girildiği zaman adeta se&ccedil;mene karşı r&uuml;tbesizleşir, makam ve mevkiini &ldquo;kaybeder&rdquo;. Hatta herkes birden se&ccedil;menin hizmetkarı oluverir.</p><p>Mart 2019 yerel se&ccedil;imlerine g&uuml;nler kala politik s&ouml;ylemlere bakıldığı zaman retorikler klişeleşmiş şekilde devam etmektedir. Biri diğerinden daha &ldquo;hizmetkar&rdquo; yarışına girmiş durumda ve bu yaklaşım se&ccedil;im g&uuml;n&uuml;ne az kala daha incelecek gibi.</p><p>Ancak ş&ouml;yle bir manzaraya bakıldığı zaman bir se&ccedil;im heyecanının olmadığı ve se&ccedil;men kişilik olarak sabitleşmiş durumda sanki. Bu durum bize &ldquo;nerede o eski bayram heyecanları!!&rdquo; s&ouml;yleminin benzerini &ldquo;nerede o eski se&ccedil;im heyecanları?&rdquo; bu aşamada dedirtiyor.</p><p>Evet, &ouml;zcesi se&ccedil;im heyecanı yok tıpkı yağını kaybetmiş bir bulgur pilavı misali var ortada. Se&ccedil;men ise heyecanını kaybetmiş, sorgulama &ouml;zelliğini adeta yitirmiş durumda. Siyaset s&ouml;yleminin yaratmış olduğu kutuplaşma ekseninde &ccedil;akılmış bir pozisyonda. İdeolojik kuşatma kıskacında olan se&ccedil;menler kendi partisinin s&ouml;ylemi dışında b&uuml;t&uuml;n s&ouml;ylemlere kapalı durumda. T&uuml;rk&rsquo;&uuml;yle, K&uuml;rt&rsquo;&uuml;yle, Arap&rsquo;ıyla, &Ccedil;erkez&rsquo;iyle velhasıl 80 milyon ger&ccedil;eğimizle her birimiz kutuplaşmış durumda.</p><p>Bir tarafın se&ccedil;meni diğer tarafının politikacılarının dediklerine inanmadığı ve bununla kalmayarak su&ccedil;layıcı yaklaşıldığı gibi bu durumun yaratmış olduğu durum se&ccedil;menler arasında da g&ouml;r&uuml;lmektedir.</p><p>B&ouml;yle bir ortamda aday siyaset&ccedil;iler se&ccedil;meni kazanmakta zorlanmaktadır, hatta bir se&ccedil;meni ikna etmek bile neredeyse imkansız hale gelmiştir. Her bir partinin tabanı kendi partisinin eksikliklerini g&ouml;rmeyip hata ve yetmezlikleri kendi dışında aramaktadır.</p><p>&Ouml;rneğin ş&ouml;yle bir bakıldığında Millet İttifak&rsquo;ında yer alan partilerin se&ccedil;menleri genel başkanlarının yetersizliklerini g&ouml;remeyerek eleştiri dozunu iktidara karşı y&uuml;kseltmektedir. Bu, bir yere kadar anlaşılır ama ondan sonra tepki bi&ccedil;imlerini &ccedil;eşitlendirerek iktidarın hi&ccedil;bir yaptığına inanmaz duruma gelir ve kendi de eleştiriyi bırakarak kutuplaşmış bir ruh hali ile davranmaktadır.</p><p>Ya da iktidar cephesine mensup siyasi akt&ouml;rlerin &ldquo;ekonomik savaş&rdquo; dayatılıyor bize dedikleri durumda gıda fiyatları başta olmak &uuml;zere &uuml;lkede se&ccedil;menin cebini direk etkileyen bir sıkıntı s&ouml;z konusudur. Bir bakıma &ldquo;iktidar partisinin aşınma payı&rdquo; olarak nitelenebilecek bir durumda iktidara g&ouml;n&uuml;l vermiş se&ccedil;menlerin de eleştirmesi gereken bir durumdur aslında. Ancak bu noktada da se&ccedil;men kutuplaşmış bir &ccedil;arkın d&ouml;ng&uuml;s&uuml;nde ve muhalefette politikacıların s&ouml;ylemlerine inanmayacak bir psikolojik ger&ccedil;eklik ortaya koymak koymaktadır.</p><p>K&uuml;rt yakasında da durum aynıdır. Hendek s&uuml;recini yaşamış K&uuml;rtlerin HDP politikacılarının s&ouml;ylemlerini sorgulayarak eleştirel bir duruş sergilenmesi beklenirdi ya da beklenir. Ancak g&ouml;r&uuml;nen o ki, hi&ccedil; kimsede ne bir sorgu ne de bir eleştiri belirtisi g&ouml;r&uuml;lmemektedir. K&uuml;rtlerin, 100&rsquo;&uuml; aşkın kazanılmış belediye ile 80 milletvekilinin g&ouml;m&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; hendek siyasetinin sahiplerinden hesap sorulması (sandıkla) reel politikanın felsefesi gereğidir ama bakıldığında bunun emareleri yok gibi.</p><p>Memlekette Beka Sorunu stratejisi ile &ldquo;Bu se&ccedil;im K&uuml;rtler i&ccedil;in bir referandumdur&rdquo; yaklaşımı birlikte sorgulanması ve eleştirilmesi gereken bir durumdur. Eğer referandum ise bu se&ccedil;im K&uuml;rtler i&ccedil;in o zaman batıdaki K&uuml;rt oyları neden Millet İttifak&rsquo;ına y&ouml;nlendirilecektir? Bu se&ccedil;im sonucu d&uuml;nya kamuoyuna &ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin batısında K&uuml;rtler yoktur&rdquo; sonucunu ortaya &ccedil;ıkaracaktır. Zira batıdaki K&uuml;rt oyları K&uuml;rtlerin hanesine yazılmayacaktır.</p><p>&Ouml;zetle manzaraya bakıldığında araştırma şirketlerinin de heyecanını kırdığı bir se&ccedil;imle karşı karşıyayız. Tutumunun sabitlendiği ve &ldquo;Her şeye rağmen oyum yine partime&rdquo; denildiği bir se&ccedil;im s&uuml;reci yaşanmaktadır.&nbsp; Bu kapsamda bir &uuml;lkede yaşanan en b&uuml;y&uuml;k tehlike halkın sorgulama &ouml;zelliğini yitirmiş olmasında yatmaktadır.</p><p>Halkın sorgu g&uuml;c&uuml;n&uuml; ortaya koyacağı bir se&ccedil;im beklentisiyle&hellip;</p><p>Saygıyla&hellip;</p>