Rahmetli babam derdi; ”Elinden bir iş gelmez, bir şeyler yapmak isteyenlere de aman vermez.”

Şimdi muhalefet, sözüm ona muhalefet yapıyor. Bunların yanında bazı aklı evveller de güya muhalefet yapmaya çalışıyor. Neymiş efendim “Doçent ve profesör olarak üniversitelerde dersler veren Ahmet Davutoğlu, başbakan baş müşavirliği ve büyükelçilik görevine atandı. Milletvekili olarak görev yaptı. Dışişleri bakanı, AK Parti Genel Başkanı olduğu dönemde, hatta başbakan olduğu sırada bugüne kadar niye konuşmadı da şimdi konuşuyor.”

Allah aşkına bu günlerde bunu sormak senin görevin mi ey muhalif geçinen…

 Efendim “Ali Babacan madem bunları biliyordu da neden milletvekili, ekonomiden sorumlu devlet bakanı, baş müzakereci,  dışişleri bakanı, devlet bakanı ve başbakan yardımcısı olduğu o günlerde söylemedi de bugün söylüyor.”

Ey muhalefet partileri bu gün bunu sormak size mi düşer?

“Akp genel başkan yardımcılığı, milletvekili, dış işleri bakanı, başbakan yardımcısı, başbakan, cumhurbaşkanı olduğu dönemde ağzını bıçak açmayan Abdullah Gül, yeni mi aklı başına geldi de şimdi o gün olan olumsuzlukları bu gün dile getiriyor” diyen bay muhalif sizin muhalefet tekniğiniz bu mu? Şimdi sırası mı bu şekilde takılmanın?

Daha sayayım mı?

Neymiş, vay efendim “AKP içinde çeşitli görevler üstlenmiş, milletvekili Abdurrahman Kurt, daha yeni mi duydu makamların para ile satıldığını. Milletvekilliği döneminde bunlar yapılmıyor muydu? O günlerde neye dile getirmedi?”

Böyle söyleyerek yani şimdi muhalefet mi yapmış oluyorsunuz? Pes yani.

İlaveten;

“AKP’ de çeşitli görevler üstlenmiş, milletvekili Cuma İçten, madem bunları söylemeyi biliyordu da neden o gün söylemedin?”

Ya hu bırakın bari bugün söylesinler.

Ve benzeri bir fındığın bile kendi kabuğunda toplanmasına izin vermeyeceği yersiz ve vakitsiz laflar.

Adama demezler mi düne kadar dilin cebinde dolaşıyordun. Senin de bugün mü akıl başına geldi. Bugüne kadar neredeydin?

Şu muhaliflere, muhalifliğe bakın Allah aşkına AKP’lilerin söylemesi gerekenleri, bu gün bu beyefendiler söylüyorlar. AKP’lileştiklerinin farkında bile değiller.

Ya hu söylenmesi gereken onlarca haksızlık, onlarca yanlış … Varken her şey bitti de sıra yeni parti kuranların eskilerini hem de şimdi mi dile getirmek kaldı.

İşte iktidar neden bugüne kadar ayakta; böyle başa böyle tarak, boşuna dememişler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan boşuna; “Allah CHP’nin başından Kemal Kılıçdaroğlu’nu eksik etmesin demiyor.

Bilmem anlatabildim mi?

Fazla söze gerek yok sanıyorum.

                                    &

Kadim Dostum Hikmet Baran'ı da Akciğer Kanseri illetinden kaybettik. Diyarbakır çok güzel bir insanı yitirdi. Ocağın yıkılsın kanser...

DİTAV Diyarbakır şubesi yönetim kurulu üyesiydi. Diyarbakır sevdalısıydı. Çok sevdiğim değerli arkadaşımdı. Üzüntüm sonsuzdur.

Allah rahmetini üzerinden eksik etmesin. Yeri aydınlık olsun. Ailesine ve dostlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Yeri doldurulmayacak kadim bir dostumdu. Üzüntüm sonsuzdur...

En son rahmetli arkadaşım, kardeşim, kadim dostum, yüreği Diyarbekir sevgisi ile dolu Hikmet Baran’ı gene kadim bir dostum, sevgili kardeşim Edip Paçal ile evine giderek ziyaret etmiştik. Diyarbekir’in ve DİTAV’ın Diyarbekir şubesinin geleceği ile ilgili yararlı sohbetler etmiştik.

Özü-sözü bir Dostum; “Galiba atlattım demişti.” Ne çok sevinmiştik.

Kanser gözün kör olsun. Bomba Mevlüt abemi de sen bizden koparmıştın.

                                &

Neyse bu muhalefet ve muhalifler bana unutturmadan ben kirveme de sesleneyim.

Kirveme öğütler;

Kirvem, Hz. Ali'ye sormuşlar;

Devletin dini var mı?

Cevap vermiş;

Var, devletin dini adalettir... Adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir!” demiş.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir Balıklıgöl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Suriçi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski stadı, ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.