<p><strong> </strong></p><p>“<strong>Hele şu toz duman bir dağılsın, bindiğin at mı, eşek mi anlarsın</strong>” atasözünü çok severim. Rahmetli babamdan duymuştum. Ne zaman bir işe girerken övünsek, hep bu sözü söylerdi bize.</p><p>Ben de seçimlerin hemen ardından değil, bu sözden esinlenerek biraz geçtikten sonra yazmayı yeğledim.</p><p>CHP’nin bindiği at mı, eşek mi bilemem. Tek bildiğim bir şey var, o da seçimlerde CHP oldum olası Lordlar kamarasına, sağ partiler ise, avam kamarasına hitap ediyorlar. CHP, “Köylü milletin efendisidir.” Diyen bir anlayıştan gelmesine rağmen, entelektüellere, sağ partiler ise kırsal kesime, köylüye hitap ediyor.</p><p>CHP’nin vaatleri ile Türkiye insanının talepleri genelde bir türlü örtüşmedi. Sıkıntı burada. Ancak CHP bugüne kadar bunun farkına varamadı. Adeta varmamakta direnmektedir.</p><p>Muharrem İnce, gür sesi ile halkın hoşlandığı bir dille çalışmalarını sürdürdü. Ancak halkın, yani çoğunluğun beklentileri yerine, azınlığın beklentilerini dile getirdi. Nedir bunlar? Söyleyeyim.</p><p>Çoğunluk hava harp okulunun tekrar açılması ile ilgilenmiyor.</p><p>Çoğunluğu, yandaş medyada çıkan ve bizim ‘pes artık’ dediğimiz yalan haberler pek ilgilendirmiyor.</p><p>Kırsaldaki insanların hayatlarında bizi rahatsız ve mutsuz eden değişimin yaşanmadığını, bu nedenle Muharrem İncenin eleştirdiği bu konularla köylünün ilgilenmediğini CHP hala fark etmemiş.</p><p>AKP muhtarlarla toplantı yaparken CHP kapalı toplantılarla elit kesime hitap etmeyi tercih etti.</p><p>CHP; köylüyü, kırsal kesim insanını miting alanlarına getiremedi. Oysa AKP oluk oluk taşıdı.</p><p>AKP, toplunum her kesiminden ailenin ciğerini yakan kurumların üstüne göstermelik bile olsa gitti. CHP ise tam aksine onları korudu ve övdü…</p><p>Yani;</p><p>Aynı dili konuşuyoruz ama ne biz onların dilinden anlıyoruz, ne onlar bizim dilimizden…</p><p>Yani;</p><p>CHP ile kırsal kesim insanı arasında kesişen hiçbir ortak payda kalmadı.</p><p>Yani;</p><p>“Köylü milletin efendisidir” özdeyişi de böylelikle gözardı edilmiş oldu.</p><p>Yani;</p><p>Adeta köylü ve kırsal kesim insanı kendi yurdunda kendini göçmen olarak, mülteci olarak hissetti.</p><p>Yani CHP; ayağını yere basmıyor olması; halkın, kırsal kesimin, köylünün seviyesine çıkamıyor olması, bir türlü onu hükümetle yarışır seviyesine getiremiyor.</p><p>Hani rivayete göre söylenen bir söz var ya; hani Musa halkına kendisini desteklemeyenlere kızınca onlar da Musa’ya; “<strong>Ya Musa sen haklısın lakin bizim karnımızı firavun doyuruyor diyorlar ya!..</strong>”</p><p>Bence CHP üst düzey yöneticileri bu söze kulak vermelidirler…</p><p>Tabi kendileri bilir…</p><p>Benden demesi…</p><p> &</p><p>Şimdi gelelim seçimin kazananına:</p><p>Seçimin kazananı; Selahattin Demirtaş başta olmak üzere yüzlerce yöneticisi, aktif parti üyesi hapiste olmasına rağmen, engellenen çalışmalarına rağmen, suçlu, hatta vatan haini ilan edilmeye varan suçlamalara rağmen; aklıselim, demokrat ve sol kesimden aldığı destekle faşist zihniyetin koyduğu ve bugüne kadar hiçbir iktidarın kaldırmadığı yüzde 10 barajını aşması nedeni ile HDP’dir, diye düşünüyorum.</p><p> &</p><p>Seçimin sürprizi;</p><p>Söylenenlere bakılırsa ‘yetkinlerin yüzde 10’a kilitlediği’ MHP, seçimin sürpriz yapan partisi olmuştur.</p><p> &</p><p>Geçen gün, rutin alışkanlığım olan atasözleri ve özdeyişleri araştırırken Josef Stalin’in bana çok enteresan gelen bir sözüne rastladım. Josef Stalin diyor ki “Oyların kimin verdiği değil, kimin saydığı önemlidir.”</p><p>Sizce de ilginç bir cümle değil mi?..</p><p>Dostça kalın… </p><p>“Diyarbekir 5 Nolu Cezaevi, <strong>MÜZEYE</strong> dönüştürülsün.”</p><p>“SUR İÇİ; <strong>DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ OLSUN.</strong>”</p><p>“Sur İlçesinin adı “<strong>ESKİ DİYARBEKİR</strong>” olsun.”</p><p><strong> “ŞEHRİN STADI, ŞEHRİN ÖZGÜRLÜK MEYDANI OLSUN.”</strong></p><p><strong>Daha da önemlisi;</strong></p><p><strong>YAKIP YIKILAN BÖLGELERDE EVLER, ASLINA UYGU VE DİYARBEKİR EVLERİNE YAKIŞIR BİR BİÇİMDE YAPILSIN. </strong></p>