Bir ırgat kapıyı çaldığı zaman,
“Kahya oradadır git derdini yan”
Köylü aç yatarken, ahırı saman,
Kileri un, pirinç, doludur ağam.
&
Üç avrada on evlada bakıyor,
Meydanda üfleyip, güzel şakıyor.
Şehire inince foter takıyor,
Nerede olursa bellidir ağam.
&
Kaymakam önünde, vali önünde,
Resmiyeti bilir özel gününde,
Mazlumu hor görmek, vardır kanında.
Doğuştan şekerli, ballıdır ağam.
&
Arada bir takılır, bir kaç pavyona.
Kafayı bulunca döner maymuna,
Sanki her yer Ulus, her yer Haymana,
Yolu lüks otelin yoludur ağam.
&
İki kelimesi bir cümle etmez,
Benim ağamda film, fırıldak bitmez.
Bazen o da söylenir, böyle gitmez,
Şeytan ordusunun kuludur ağam.
&
Elinde tesbihi, ağır kehribar,
Yeleğin cebinde, bir saati var.
Mersedese binince hava basar,
Yerine göre de, delidir ağam.
&
Sözü, kanun hükmünde kararname.
Hesabına gelmezse der bana ne.
Çobanın aklında, köylü gözünde,
El, ayağı, uzun kolludur ağam.
&
Sanırsın bahçesi, Hevsel bahçesi.
Ağamın çok eskidir tarihçesi,
Kabadır aksanı, dili, lehçesi,
Kapıda köpeği, zillidir ağam.
&
Sanki köyde kurmuş metropol şehri,
Yağcılık yaparak geçirir devri,
Evi, köyün en güzel, büyük evi,
Pencere, kapısı, güllüdür ağam.
&
Bazen pireyi üç odunla yakar,
Bıkmadan Demirin canını sıkar.
Karşı gelen olsa ahıra tıkar,
Paraya güvenir dillidir ağam.