Mevcut rejimin denildiğinde; diğer anlamı yönetme biçimi olan rejim kavramının aslında yönetilemezliği barındırdığından eleştirisini yapmak da modern çağın en popüler çıkmazı şeklinde tanımlamak haksızlık olmayacak sanırım.

“Bir de her toplum hak edildiği biçimde yönetilir” şeklinde dışlayıcı vicdan ve değerden yoksun yorumlar da son zamanlarda yoğunlaşmış iken, bizlerde siyasi iddiası olan siyasi partilerden yönetme/ yönetememe durumlarına değinmezsek olmaz.

Söz konusu onlarca medeniyete başkentlik yapmış spesifik tarihe sahip kadim bir geleneğe sahip bölgemizde ise, bu ciddiyetle yaklaşmaları gerektiğini söylemekte boynumuzun borcudur. Bölgeyi hele ki Diyarbakır'ı ve ilçelerini yönetmek sıradan bir ili veya ilçeyi yönetmeye benzemez. Bu misyonu anlamayan,  bilmeyen seçilmişlerle ve atanmışlarla il veya ilçeyi yönetmek sanıldığı kadar kolay değildir, olmayacaktır.

Son seçimde olduğu gibi önceki 20-25 yıldır bölgenin, ilin, ilçenin yerel ve genel seçim sonucunda HDP ve benzeri olan Kürt siyasi hareketi adayları seçimlerde ezici bir çoğunlukla seçim galibi olmuştur.  Tabi önceki dönem iktidar partileri gibi 18 yıllık AK Parti iktidarı dönemi partilerinin de eleştirileriyle sık sık karşılaşmıştır. Haklı- haksız tartışılabilir. Bir kez daha gördük ki eleştirdiğin şeye dönüşebiliyorsun. Dolaylı yollardan il veya ilçe belediyelerini ve mutlak otoriter yönetim şekliyle tüm ülkede olduğu gibi ilimiz ve ilçemizde de Ak Parti’den habersiz yaprak kımıldamayacak haldeyken, özellikle bölgemizdeki il ve ilçeler neden halen bu halde.

Yönetilemiyor mu? Yönetilmek mi istenmiyor? Yoksa tabiri caiz ise herkes yoluna mı bakıyor?

Geçenlerde AK Parti Genel Merkezi tarafından ilimize bağlı 13 ilçe mevcut başkanlarının istifası istendi. Ancak mevcut başkanlara istifa ettirip aldığımız duyumlara göre onlara tekrar açık bir kapı bırakılıyor ne hikmetse artık. Madem adamlar bu işi iyi yapıyor niye istifa ettiriyorsun? Hadi istifa ettirdin neden tekrar kapı aralıyorsun? Anlamış değiliz.

İllerimizde veya İlçelerimizde hizmet etme konusu ise oldukça karmaşık. Doğrudur birkaç alanda hizmet yapıldı. Ama bu hizmetlerin hiç birinde AK Parti ilçe yönetimlerinin katkısı olmadığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Ya da olmuşsa da biz göremedik. Neden mi?  Herhalde başka işlerin peşindeydiler; bireysel menfaatler, aile ilişkilerini tüm memleketin üstünde tutup kendi adamını kayırma,  İş-Kur maaşlarına dikilen gözler. Daha sayılacak çok şey var. AK Parti öyle küçümsenecek bir parti değil elbette. Ancak ortaya çıktığındaki vizyonu, misyonu yerine getirme söz konusu ise şimdilerde hak getire.

Ak Parti, 2023 hedefine sağlıklı bir şekilde emin adımlarla yürüyebilmesi için, parti içinde var olan küçük, büyük kusurları ve engelleri görmeli ve ortadan kaldırmalıdır.

Mevcut il ve ilçe başkanları ve yönetimleri hiç bir varlık göstermeyip, siyasi çalışmalarına ne tabana, nede kendine hiç bir şekil verememiştir. Bu koltuğa getirilecek kişi ne şekilde mi olmalı? Tabi ki yetenekli, samimi, kutuplaştırıcı olmayan, derdi memleket olan, siyasi kariyeri ve tecrübesi olan bir şahsiyet olmalıdır. Yoksa yine tekerrür.

Siyasiler önce halkı dinlemeli, dinlediklerini devletin resmi bürokratlarına anlatarak çözüm üretmelidirler. Hangi fakir vatandaşın derdine derman oldunuz. Hangi garibanın sorunun çözdünüz.  Diye sorulduğunda cevap vermeli. Kendi çıkarı ahbaplarının sorunları için bürokratları arama samimiyetsizliği son bulmalıdır. Geçmişte yapmış oldukları hatalar gelecekte yapılacak hataların teminatı olmamalıdır.

Mesele memleket ise buna uygun işler yapılmalıdır.