Amedspor çok önemli bir galibiyeti, hem de 39. dakikadan itibaren 10 kişi kaldığı maçta 1-0 ile aldı.

Sahaya ideal kadrosu ile çıkan son dakika da Yiğit’in kadrodan çıkarılması ve Hasan’ın katılması, bunun yanında her takıma lazım Bünyamin’in eşsiz performansı ve bu maçta takımın etkiye tepki vermesi mücadelesi sonucu alınan 3 puan ile hem rakipleriyle puan farkını açmamış oldu, hem de ilerisi için Umut verdi.

Bana göre ilk yazılması gereken, maçta stoper ve orta saha anlamında her yerde Bünyamin imzası vardı.

Bu genç kardeşimize büyük bir dikkat çekmek gerekiyor.

Çok büyük oynuyor.

Oyun tarzı ve mücadelesi böyle devam ederse ben çok değil iki yıl içinde çok daha iyi yerlerde, çok daha büyük takımlarda onu göreceğimize inanıyorum.

Amedspor’un artık iç sahada maç kaybetmemesi, oynayacağı Manisa maçından sonra iki tane iç saha maçının da olacağını düşününce, bu mücadele ile sınır gördüğümüz 20 puan baremine ulaşmak zor olmayacaktır.

Ayrıca unutmayalım ki Amedspor da kişiler gelip geçicidir, önemli olan arma ve formasıdır, biletlerin bir işadamı tarafından alınıp ücretsiz olması, ücretsiz otobüs seferleri olması, maçın Pazar günü gündüz güzel bir havada olmasına rağmen seyirci anlamındaki düşüklük gerçekten hiç yakışmadı.

Maçta hiç olumsuz bir şey yok muydu,

Tabii ki vardı.

Birincisi Burak’ın 39. dakikada alkışlamadan dolayı sarı kart görmesi, buna rağmen aynı hareketten, aynı saniye içinde bir daha alkışlayıp takımı yalnız bırakması hiç yakışmadı.

İkincisi haftalardır süren bir sıkıntı, maçta 3 oyuncu değişiklik hakkımızın sakatlıktan dolayı olması tabi ki oyumuzu çok etkiledi. (hele ki 10 kişiyle şampiyonluk adayı Afyon’a karşı 39. dakikadan sonra mücadele etmek gerçekten çok zordur.)

İlk yarıyı 20 puan barajında tamamlarsak, ikinci yarıya daha istekli daha inançlı yapılacak transferlerle beraber çok daha güçlü başlayabiliriz.

Unutmamak gerekiyor başka Amedspor yok, sadece iyi günde değil, kötü günde de destek olmak gerek, bunu da hatırlatmakta yarar var.

Diyarbekirspor özellikle Selahattin Hocanın ayrılmasından sonra bir türlü kendini toparlayamadı.

Hem iç saha da, hem de dış saha da, büyük takım hüviyetinden çıkıp sıradan bir takım haline geldi. 

Bakın hoca bizim babamızın oğlu değildi, biz o zaman çokta kötü olmayan bir yerde bu değişikliğin olmasının mantıklı olmayacağını belirttik, söyledik.

Takımda ki sıkıntıları aslında herkes biliyor, burada bir daha  yazmaya gerek yok, sadece şunu söylüyorum, yedinci sezon gerçekten büyük miktar para, emek ve ortada hala üçüncü lig kabusu görüntüsü olması hem bizleri, hem bu takıma gönül verenleri çok büyük şekilde sıkıntıya düşürüyor üzüyor.

Bunun için söylenecek tek bir şey var.

Diyarbekirspor en kötü ihtimalle Play-Off oynamalı ve oradan ilki başarıp şampiyon olmalı, yoksa bu kadar para ve taraftarın sevgisi yine boşa gidecek.

Başka bir yazıda görüşmek üzere,

Esen Kalın Spor’la kalın.