Geçen hafta sonu (12 Şubat) bir dostumun vefat eden halasının taziyesi münasebetiyle Diyarbakır’ın Silvan ilçesine gittim. Tabi bu, Silvan’a ilk gidişimdi. Daha önce Silvan’ı Mervani Kürt Devleti’nin başkenti ve Diyarbakır Eski Belediye Başkanı Mehdi Zana’nın şehri olması ile bilirdim. Fakat birçok bilinmeze sahip olan Silvan, benim için bir gizem olmuştur. Tarihte lanetlenmesi gereken Hendek-Çukur sürecinde (2015) bu gizemli şehir payına düşeni almış bundan dolayı da şahsen çok üzülmüştüm.

Silvan’da tek gazeteci olarak meslek hayatını zor koşullarda sürdüren değerli dostum, 40 yıllık gazeteci diye tabir edebileceğim İhsan Yılmaz bizi karşıladı. Taziyeye birlikte gittikten sonra Silvan’a kısa bir gezinti yaptık. Kısa gezinti ama içerikçe çok zengin olan bir gezintiydi.

Şehirde tarihi yerler Hendek Olaylarından hasar gördü mü şeklindeki soruma Gazeteci Yılmaz “Çok zarar oldu tarihi değer ve yapılara. Hala binalarda mermi izleri varlığını koruyor” diyor ve bu izleri göstererek bu nahoş sürece tekrar Silvan’da tanıklık etmenin üzüntüsünü yaşıyorum.

Neyse üzüntü bir yana önce şehirde birçok hatırayı içinde barındıran insansız Azizoğlu Konağı’nın önünden geçiyoruz. Silvanlı Siyasetçi Dr. Yusuf Azizoğlu (1917-1970), İsmet İnönü’nün kurduğu 27. Hükümette Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (26.6.1962-5.11.1963) görevinde bulundu. İşte konağın sahibi bu değerli şahsiyettir.

Mehdi Zana (Bilici), Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO)’nın yöneticilerinin arasında yer aldı. Türkiye İşçi Partisi (eski TİP) Silvan Şubesi’nin kuruluşuna öncülük etti ve iki yıl bu kuruluşun ilçe başkanlığını üstlendi. 1978 yerel seçimlerinde bağımsız aday olarak Diyarbakır Belediye Başkanlığı’na seçildi. İşte Silvan, Mehdi Zana’nın da şehridir. Asıl mesleği terzilik olan Mehdi Zana’nındükkânınınakıbetini sorduğumda Gazeteci Yılmaz “Dükkân mekan olarak duruyor ama tabiki devredilmiş başka birine” diye not düşüyor. Tabi ki Xûşka Leyla Zana’nın da şehridir Silvan. Kürtlerin abisi Muhterem Biçimli de Silvanlıdır ve daha kimler bu şehirde doğmuş, tarihsel anlamda siyasi deneyimler şehri olarak niteleyebileceğim yüzlerce insan burada siyaset sanatının inceliklerini öğrenmiştir.

Mustafa Kemal de Silvanlı Olarak Kabul Edilebilir

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal de bir dönem Silvan’da kalmış ve Silvanlı olmuştur. Gazeteci İhsan Yılmaz, Mustafa Kemal 16. Kolordu Komutanı iken altışar ay halinde iki resmi ikametini Silvan’a getirdiğinin altını çiziyor. Eee 40 yıllık gazeteci böyle diyorsa bu, böyledir. Mustafa Kemal’ın bu süre zarfında karargah olarak kullandığı bina şu anda Gazi İlkokulu olarak Silvanlı çocuklara eğitim yuvası olma fonksiyonuna sahiptir. Bununla beraber Mustafa Kemal’in kaldığı ev şu anda restore edilmektedir.

Atatürk’ün kaldığı ev, bugün restore edilerek müzeye dönüştürülecek

Şehirde bir Üstünler Konağı bulunmaktadır. Üstünler Ailesi, Mustafa Kemal ile yakından bir dostluk geliştirmişlerdir. Burada Mirliva (general) olarak terfi edilen Mustafa Kemal’in Sadık Üstün ile mektuplaşması bilinmekte ve bu mektupların hala muhafaza edildiği söylenmektedir.

Bu çerçeveyi daha da temellendirmek için kısa bir Silvan tarihçesini de yapalım.

Neredeyse Diyarbakır ile ortak bir tarihe sahip olan şehrin Tigran tarafından kurulduğu ileri sürülen Silvan, Helenistik Çağın en büyük ve en önemli kentlerinin biri olma özelliğine sahip olmuştur.

Bizanslılar şehre “Matryropolis” (Şehitler Şehri) adını vermişlerdir çünkü Mar Marutha, İranlılar tarafından katledilen 40 Hristiyan şehidinin kemiklerinin getirterek kalede gömmüştür. İşte bu ismin kökü buradan gelmektedir.

639 yılında Hz Ömer tarafından fethedilen Silvan, sonraki dönemlerde Hamdaniler, Mervaniler(984-1085), Büyük Selçuklular, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluların egemenliğine girmiştir. Moğollar tarafından viraneye çevrilen şehir, İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular döneminde toparlanmıştır. 1506 yılında Safevilerin idaresine geçen Silvan, 1514 Çaldıran zaferiyle 1524 yılında Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1873 yılında ilçe merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanan Silvan, Meyyafarkin adıyla Mervani Kürt Devleti’nin başkenti, Artuklu Devletinin ikinci başkenti, Eyyubilerin ana merkezi olmuştur.

Silvan’da, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmanın misyonuylauygarlıkların somut bir ifadesi olan birçok tarihi eser bulunmaktadır. Malabadi Köprüsü, Kemuk Köprüsü(baraj altında kaldı); Bizans Bazilikanı sütunlarında kullanmak suretiyle yapılan ve bölgenin büyük camilerinden olan Selahattin-i Eyyubi Camii(Ulu Camii), Karabehlülbey Camii, Kıldan Kilisesi(Şimdiki adı Belediye Camii), Eyyubi Camii(Kırık Minare), Boşat Kalesi, Helda Kalesi, Şemak Kalesi kalıntıları, Roma Eseri olan Başıka Kalesi bunlardan bir kaçıdır.

Görüldüğü üzere tarih boyunca döneminin üç büyük devlete başkentlik yapan Silvan, siyasetin ve diplomasinin ana merkezlerinden biri olmuştur. Bunu iyi bilen Mustafa Kemal’in, bu şehirde hatırı sayılır bir süre kalmış ve ileride cumhuriyet fikrinin temellerini atacağı düşünsel olgunluğu buradagerçekleştirmeye çalıştığını söylemek mümkündür. Bilindiği üzere cumhuriyete merkezlik yapacak olan Ankara bir kasaba idi. Silvan merkezli siyasi ve diplomatik deneyimleri Ankara’ya taşıyan Mustafa Kemal, adeta bir başkenti yoktan var etmiştir.

Bu çerçevede diyebiliriz ki, Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olmasında Silvan şehrinin özelinde Kürtlerin siyasi inceliklerinden süzülen deneyimler katkı yapmıştır.

Bir şehri bir gazeteci rehberliğinde gezmek ayrıcalıklı bir durum olur. Silvan’da bu ayrıcalığı yaşadım. Bu tarihsel deneyimi yaşamama katkı sahibi olan gazeteci dostum İhsan Yılmaz’a teşekkür eder, başarıların devamını dilerim.