Hayat pahalılığının bu kadar arttığı, mülteci sorununun zirve yaptığı bir dönemde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülkenin yüzde 21.7 büyüdüğünü açıklaması ile birlikte kış gelmeden elektrik ve doğalgaza peş peşe yapılan zamlar, bunun aksini söylediği gibi vatandaşın yükünü kat ve kat arttırdı.

Böylesi bir süreçte, bir internet haber sitesi, 2020-2021 seçim anketlerini derlemiş. Habere göre, Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı AK Parti'nin oy oranı yüzde 28 ile 35, küçük ortak MHP’nin oy oranının ise, yüzde 7 ile 10 bandında gidip-geldiği gözleniyor.

Habere göre, Millet İttifakı’nın büyük ortağı CHP’nin iktidarın bu kadar yıpranmışlığına, yerel seçimde büyükşehirlerdeki başarısına rağmen, oylarının halen yüzde 25’in üzerinde çıkmadığının gösterilmesi dikkat çekerken, ittifakın ikinci büyük partisi İYİ Parti de ise, kurulduğundan bu yana devam eden yükseliş sürüyor.

Her iki ittifakın diğer küçük partilerinde küçük küçük kıpırdamalar olsa bile, asıl yükselişi AK Parti’den kopan Ali Babacan’ın kurduğu DEVA Partisi ile Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’nde yaşanıyor. Daha önce bir-iki bandında görülen partilerden DEVA yüzde 5’i zorlarken, Gelecek Partisi de 2 ile 3 arasında dolaşıyor.

İki ittifakın dışında kalan ve her iki ittifakın da oyunu istediği, fakat aynı karede görünmek istemediği HDP’nin oyları bazı anketlerde baraj altı görünse dahi yüzde 10’un üzerinde olduğu, Cumhur İttifakı’nın son baraj hamlesi ile sanırım bir kez daha netleşti.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hiç gündemde yokken seçim barajını yüzde 7’ye çekeceklerini söyledi ve topu ortağı MHP’ye attı. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, ‘baraj yüzde 7 olacak’ demesiyle barajın yüzde 7’ye ineceği kesinleşti.

Ortakların baraj hamlesi her ne kadar kamuoyu önünde spontane gelişmiş gibi görünse de, aslında arka planında konunun ortaklar arasında önceden karara bağlandığı ve bunun erken ya da zamanında yapılacak bir seçimin ön hazırlığı niteliğinde olduğu, devamının da geleceği herkesin malumu.

İktidar ortakları barajı düşürerek ilk etapta HDP oylarını hedef aldı. Olası bir seçimde hem HDP’ye gittiği varsayılan emanet oyların geri döneceği düşünülüyor, hem 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin ürünü olan seçim barajını düşürerek propaganda yapmayı hesap ediyor, hem de HDP çatısı altında toplanan sol, sosyalist ve bazı muhafazakar parti ve grupların ayrılacağını düşünmüş olabilirler.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, barajın düşürüleceğini açıklamasının ardından, çoğunluğu HDP ile ittifak yapan veya dışarıdan destekleyen sol ve sosyalistleri hedef alan ilk açıklamasını Rize’deki açılışta yaptı.

Erdoğan, “Şimdi biz İkizdere'de lojistik tesislerini yapıyoruz. Bunlar çıkıyor Ankara'dan geliyor, bizim bu lojistik tesisin yapımını durdurmak için gayret sarf ediyorlar. Türkiye'nin değişik yerlerinden ne kadar sol varsa, komünist varsa, alıp buraya geliyorlar. Neymiş bizim önümüzü kesecekler. Siz bu milletin önünü kesemezsiniz. Kesemeyeceksiniz. Bu tesisleri yapacağız. Bu yolları yapacağız. Sizin gücünüz bunların önünü kesmeye yetmez" dedi.

İktidar böylece bugüne kadar yüzde 7 barajını geçemeyen Kürt siyasetinin tek başına seçime girmeye zorlayarak, mümkünse baraj altında kalmasını sağlamaya çalışacak. Bu olur mu? Olabilir de olmayabilirde. Hatta ters tepip baraj hamlesi muhalefetteki parti ve ittifaklara yarayabilir, yeni ittifaklar oluşabilir.

Bu arada HDP’ye yönelik kapatma davası devam ediyor. Eğer HDP kapatılır ve yüzlerce siyasetçiye yasak gelirse, tüm hesapların yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir.

Sevgiyle kalın.