Bizim toplumda gelenektir; her bayram büyükler ziyaret edilir, eller öpülür, küçükler sevilir, dost, akrabalarla bağlar güçlenir, küsler bile yan yana gelir.

Savaş dönemleri hariç Türkiye, ilk kez geçen bir Ramazan Bayramı’nı, sokağa çıkma yasağı uygulayarak evinde geçirdi.

Sebebi malum, koronavirüs pandemisi.

Lafı çok dolandırmadan konuyu Diyarbakır’a getireceğim.

1 Haziran’da ülke yönetimi pandemiyle mücadele sürecinde “normalleşme süreci”ne girdi.

Tedbir amaçlı yasakların bir çoğu kalktı, bir çoğu da gevşetildi.

Ancak toplum bu süreci, “korona bitti” diye algılamış olsa gerek ki sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen Ramazan Bayramı’nda akraba ziyaretlerine gitti, kucaklaşmalar, sarılmalar, el öpmeler gerçekleşti.

Sonrası mı?

Verilerle açıklayalım;

Önceki gün, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya’yı ziyaret ettim.

Verdiği bilgiler gerçekten vahim.

Dr. Halis Yerlikaya’nın anlatımına göre her gün Diyarbakır’da 300 kişinin testi pozitif çıkıyor. Yatılı olarak pandemi hastanelerinde tedavi gören 616 hasta var. Yapılan testlere göre her 100 kişiden 15-20’si koronalı çıkıyor.

Türkiye ortalaması her yüz kişide 8-10 arasında değişirken bizdeki tablo iki misli.

Hal böyle iken şimdi önümüzde iki kritik sınav var. Birincisi Kurban Bayramı, diğeri de sonbahar, yani grip mevsimi geliyor.

Umarım bu bayramda da bir önceki bayram gibi dikkatsiz ve duyarsız davranmayız toplum olarak.

Aksi halde felaketi hep birlikte yaşayacağız.

Bu bayramda da sağlıklı yarınlar için sosyal mesafeye- maske kullanımına dikkat edelim.

Doyasıya sarılacağımız bayramlarda buluşmak üzere,

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun.

Saygılarımla