Orta yaş üstü her Diyarbakırlı, anne veya babası ile Aşefçiler Pazarı’ndan mutlaka alış veriş yapmıştır. Dicle Nehri’nin asi suyu ile yeşermiş her sebze ve meyvenin satışa sunulduğu bu yer, şimdilerde tarih olmuş durumda. Marulun en göbeklisi, mis gibi kokan naneler, göz alıcı domates ve salatalıklar, kara hübür, karpuz, kavun vb…

Şimdilerde o pazar yok ancak gürül gürül akan Dicle Nehri, 254 kuş türünün üzerinde dolaştığı Mezopotamya’nın en bereketli toprağını içinde barındıran Hevsel Bahçeleri yerli yerinde duruyor. Burada tarımcılık hala devam ediyor. Yetişen ürünler, memleketin her köşesini Aşefçiler Pazarı’na dönüştürmüş durumda. Balıkçılarbaşı, Yoğurtçular Pazarıbaşı, Dağkapı Dörtyol’da tezgahlarda bu ürünleri görmek mümkün.

Bunun yanı sıra Diyarbakır merkeze yakın köylerde de organik tarımcılık gelişiyor. Elde edilen ürünler de Diyarbakır’ın çeşitli yerlerinde satışa sunuluyor. Örneğin; Yenişehir İlçesi’nin Şehitlik Semti’nde, Bağlar’ın Şeyh Şamil Mahallesi’nde her ara sokaklarda sabit olmayan açık pazarları görmek mümkün.

Günümüz çağında kimyevi gübrelerle yetişen pek çok ürüne karşı mücadele başlamışken, yoksul ve orta kesimin organik tarımı geliştirme çabası desteklerle geliştirilmelidir.

Bu konuda Seferihisar Belediyesi’nin çalışması Türkiye’ye örnektir. 31 Mart seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Tunç Soyer’in geçmişte Seferihisar’da öncülük ederek, örnek kooperatifleşmeyi hayata geçirdiği bu konudaki projesi, yerel hizmet görevini yürüten belediyeler için model olabilir.

Salt refüjlere çiçek ekmek, kaldırımları dizayn etmek, alt ve üst yapı sorunlarını gidermekle olmuyor belediyecilik. Organik tarımı geliştirmek için tüm potansiyeller mevcut. Türkiye’nin en bereketli toprakları burada. İşi yapacak Türkiye’nin en genç nüfusu yine burada. Yoksulluğu bir nevi azaltacak, üretim çıtasını yukarı çekecek, en önemlisi de GDO’lu ürünlerden toplumu uzak tutacak bu girişim her yönüyle memlekete kazandırır.

Bu konuda ilk adımı Bismil Belediyesi attı. Eşbaşkanlar Orhan Ayaz ve Gülşen Özer, yakın bir tarihte belediyeye ait atıl durumdaki araziyi, 50 yoksul aileye tarımcılık faaliyeti yapmak üzere tahsis etti. Üstelik tarlanın ilk sürümünü traktör başına geçen iki belediye eşbaşkanı birlikte yaptı. Kadınların ekip biçeceği tarladan elde edilen ürünler kurulacak kooperatifte ekonomik kazanca dönüştürülecek.

Diyarbakır’da belediyelere ait pek çok arazi atıl durumda. Bunlar halka açılabilir. Sonrasında ise, sabit pazarlar kurularak bu ürünler aracısız, hal komisyonları kesintileri olmadan halka daha ucuza satışa sunulabilir. Bu durum bölgemizin en can alıcı sorunu olan işsizliği bir nebze olsun azaltır ve aynı zamanda kooperatifleşmenin de zeminini hazırlar.

Saygılarımla.