Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Milliyetçiler, İslamcılar, Atatürkçüler, sosyalistler, devletçiler Türkiye’yi kurtarmak için kavga ediyor fakat ülkeyi gelişmiş ülkeler düzeyine çıkaracak uzun vadeli temel bir program önerilmiyor.

Endonezya, Malezya, Bulgaristan, Romanya, Meksika gibi ülkeler son yıllarda bizi geçtiler.

Farkında mısınız?

Siz hala birbirinizi yiyedurun.

Erdoğan gitsin diyorsunuz. Gitsin. Hadi gitti. Kim gelecek?

Bir ortak payda var mı?

Yok.

Samimi bir el sıkışma, bağrına basma var mı?

Yok

Hala birilerini yok saymak,

Hala o varsa ben yokum demek kavgası,

Hala kaç milletvekili koparırım çabası…

Beyler ben bunları seçmen umutsuzluğa düşsün diye yazmıyorum.

Ben bunları iktidar yerinde dursun niyetiyle de yazmıyorum.

Ben muhalefetin tümüyle el sıkışsın, yok saymaktan vaz geçsin, parti çıkarlarını ön planda tutmak yerine ülke ve ülke insanlarının çıkarları ön planda tutulsun diye çırpınıyorum.

Hiçbir partiyi yok saymadan,

Hiçbir kimseyi diğerinden üstün tutmadan,

Hiçbir çıkarı ülke ve insanın çıkarının önünde görmeden,

Ona oh oldu, buna yazık oldu demeden…

Sözüm art niyetlilerin dışındakilere.

Korkuyorum Ziya Paşa’nın;

“Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez” sözü aklıma geldikçe…

Nokta

&

CHP Liderinin basın açıklaması;

Bence CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Salı günkü açıklamaları, kimilerinin dediği gibi, yalnızca “Muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Benim.” anlamına gelmiyor.

Hadi hayırlısı…

Bekleyip göreceğiz.

&

1 MAYIS

İŞÇİNİN EMEKÇİNİN BAYRAMI

KUTLU OLSUN

&

Bir bakalım kimler ne demiş.

DEDAŞ, elektrik talep eden çiftçiye elektriği kendisinin inşa edeceği direkleri temin edip dikmesi gerektiğini ve kendi trafo tesisi ile enerji nakil hattını kendisinin yaptırmasını istiyormuş.

Hal böyleyse desenize iş şirazesinden çıkmış.

Yandı gülüm keten helva.

15 trilyon doları olan adam söylüyor;

“Fakirler bir gün cennetin olmadığını öğrenirse, dünyayı idare edemeyiz.”

Lort Jacob Rotschild

Boyundan büyük bir laf mı dersiniz.

Karl Popper, demokrasinin; “yanlışların düzelmesini sağlayan rejim” olduğunu söylemişti.

İnşallah bir gün görürüm. Bilmem ömrüm yeter mi?

“Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar.”

Selahaddin Eyyubi

Hay ağzına sağlık.

&

Duymak istediğimiz sözler

Herkes kendine yakışanı yapar.

&

Bir söz de benden

Bugünlerin birde yarını var.

Hatır bilmezler, yarın nasıl yüzümüze bakacaklar göreceğiz.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

Hurafelere kulak asma

AŞI OL KARDEŞİM

AŞI OL!

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

İnsanlara, hazır balık yemeyi öğretmek yerine balık tutmayı öğretmeyi yeğlediğimizde Türkiye düzelir.

&

Unutma ki kadın;

anandır, ablandır, bacındır, kızındır, teyzendir, halandır,

karındır arkadaş, karındır.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Bir yetkiliyi haddinden fazla övmek, övgüde mübalağaya kaçmak... Övülen kişiyi olumlu etkilemez, tam tersi olumsuz etkiler. Yani mübalağalı övgü, en başta övülene zarar verir.

Bu yolu da sevmem, bu yolda gideni de…

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.