Sağımız solumuz yine Covid hastalarıyla doldu…

Memleket son bir ayda adeta revire döndü.

Geçen yıldan bu yana pandemi nedeniyle üç kez pik yaşayan Diyarbakır, son bir aydır sayıları her gün hızla artan yeni vakalar nedeniyle dördüncü pik’i yaşıyor.

Ancak bu pik, diğerlerinden daha hızlı, bulaşıcı ve öldürücü.

Çünkü sürü bağışıklığı ve az da olsa aşıya rağmen varyant değiştiren virüs, daha etkili.

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü’nün kentte ilk ilan ettiği pandemi hastanesi olan ve vakaların çoğunun yatışının yapıldığı Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 8 katı ve Yoğun Bakım Servisi, ne yazık ki dolmuş durumda.

Bayramdan bu yana vefat sayısı 40’a ulaştı.

Bir dönem “İkinci Wuhan” diye tanımlanan Diyarbakır, maskesiz, sosyal mesafesiz ve hijyensiz yaşama ne yazık ki çok çabuk ayak uydurdu.

Özellikle 1 Temmuz sonrası alınan normalleşme sürecinde herkes sanki hiç koronaya yakalanmamış, akrabasını kaybetmemiş gibi davrandı.

Oysa o süreçte ne kadar üzüldük ve de kahrolduk.

Yardıma, şefkata en muhtaç anda dört duvar arasında yalnız kaldık.

Süreci ağır geçirenler ve yaşam mücadelesini kaybedenler ne yazık ki yalnız başlarına, kimseden helallik alınmadan ebedi yolculuğuna uğurlandı.

Şimdiden düne baktığımızda yaşadığımız zorlu günleri çok çabuk unuttuk.

Filmi tekrar başa sardık.

Herkes yeniden aynı korkuyu yaşamaya başladı.

Aynı üzüntüleri yaşamadan lütfen bilime ve hekimlerin uyarılarına kulak verelim.

Aşı olalım ve kendimizi muhafaza edelim.

Saygılarımla