Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Benim bir takım hobilerim var diye. En önemlilerinden bir tanesi boş zamanlarımda; buluşları ile, yararlı sözleri ile yazdıkları, çizdikleri ile, sanatı ile… Topluma yararlı olmuş dünya insanlarının yaşam öykülerini okumak. Onlardan ders almak. Aldığım dersleri siz sevgili okuyucularıma duyurmak. Gerçekten insanları tanımak, yaptıklarını, özlü sözlerini okumak çok hoşuma gidiyor.

Hele bu öğrendiklerimi; öğretmenlik geçmişi olan benim için siz okuyucularıma aktarmaktan büyük zevk alıyorum.

“Evde Kal” sloganı beni evde tutuyor ve bu araştırmaları yapmama neden oluyor.

Demek ki “Korona”nın bir faydası da var.

Geçelim konumuza.

Yine merakla, ünlü kişiler ansiklopedisini karıştırıyorum. Bir okuyayım istedim.

İbni Haldun dikkatimi çekti.

İbni Haldun;

Eski ve soylu bir ailenin çocuğudur. 27 Mayıs 1332 tarihinde Tunus'ta doğmuş. Gençlik yıllarında dönemin ünlü hocalarından fıkıh, hadis, tefsir, akaid, mantık, felsefe, matematik, tabiat bilimleri, dil bilimleri, şiir ile edebiyat dersleri almıştır. 20 yaşındayken ülke yönetimini elinde tutan Beni Hafs hanedanından Sultan Ebu lshak'ın kâtipliğine getirilmiş.

Fas Emin Ebu İnan kendisini bilim meclisine kabul etmiştir. 1362 yılında da İspanya'ya giderek eski bir dostu olan Gırnata Emiri Ebu Abdullah Muhammed'in hizmetine girmiştir. Bir süre sonra da Kuzey Afrika'ya dönerek Bicaye'de başvezirlik makamına getirilmiş. Bunun yanında ilmi çalışmalarını da devam etmiş.

Siyasi sürtüşmeler sebebiyle ülkeden çıkarılarak yeniden Afrika'ya gönderilmiş… Siyasi çalkantılardan bıkıp usanan İbni Haldun, bu dönemde İbni Selame denilen bir kaleye yerleşmiştir. Kendisini bütünüyle ilmi çalışmalara vererek ünlü eseri Mukaddime'yi 1374'de burada tamamlamış.

İbni Haldun 1406 yılında Kahire'de hayata gözlerini yummuş.

Önemli eserlerinden biri “Kitab el-Mantık”tır.

Daha çok eserleri var merak edenler “Google”den’ araştırabilirler

Şimdi gelelim İbni Haldun’u yazıma konu etmemin gerçek nedenine. Okumaya devam ederken; İnsanlık için, yönetenler için, yarınlarda yönetime talip olanlar için, ülkesini sevenler için bir manifesto özelliğinde olan sözlerini aşağıya almayı uygun gördüm.

Yararlanacağınız dileğiyle.

İnsanlık için gerçek bir manifesto olan sözler şöyle;


BİR TOPLUMUN ÇÖKÜŞ ALAMETLERİ

1. Dayanışmanın yok olması,

2. Üretimin zayıflaması,

3. Tüketim çılgınlığı,

4. Vergilerin artması,

5. Liyakatin dikkate alınmaması,

6. Adaletsizliğin yaygınlaşması,

7. Umutların kırılması,

8. Göçün hızlanması,

9. İblisane bir gurur ve kibir,

10. Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık.

Ve en kötüsü de her şey normalmiş gibi, bütün bunları görmezden gelen ve kabullenen bir topluluğun olması.

Ben yüzlerce kitap okusam bu kadar net, bu kadar eğitici, bu kadar öğretici bu kadar insandan yana olmayı öğrenemezdim diye düşünüyorum.

Ya siz?..

&

Türkiye nasıl düzelir

Adolf Hitler, İkinci Dünya Savaşı’nı bahane ederek çeşitli faşist yasalar çıkarır. Ve hemen uygulamaya koyar. Olan bitenlere karşı koyanlara:

"Alman halkı bize yönetme yetkisi verdi. Şimdi de sonuçlarına katlanmak zorundalar” der.

Biz öyle demezsek

Söz sırası kirvemde…

Kirveme öğütler;

Kirvem,

Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar.

İkisi arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer, siyasi hırsızı ise siz seçerseniz…

&

  1. bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.