Her ne kadar AK Parti seçimin 2023’te yapılacağını söylese de, son dönemlerde siyasetteki karşılıklı hamleler ve son bir haftada liderlerin yaptığı ikili görüşmeler, birçok çevrede erken bir seçimin ayak sesleri olarak nitelendirildi. Bu çevreler, erken seçimin önündeki tek engelin ise taraflı-tarafsız tüm anketlerde AK Parti’deki yaşanan oy kaybı olduğunu gösteriyor. Bende böyle düşünenlerdenim. AK Parti, yeniden iktidarda kalabileceği oy oranını yakalamadığı veya ittifakı genişletmediği sürece bir erken seçime gitmeyecektir.

Bunları bir tarafa bırakarak merkezi Diyarbakır’da bulunan Rawest Araştırma Şirketi’nin geçen hafta Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Van gibi bölgenin dört büyükşehri ve 20 ilçesinde, bin 497 kişiyle yaptığı araştırmaya bir göz atalım. Araştırmanın her bir maddesinin üzerinde tek tek durulması gerekiyor. Fakat biz sadece oy oranlarını ele alalım.

-Araştırmada, 2018’de kullanan oy dağılımı baz alındığında AK Parti'nin oy oranı 6 puanlı bir kayıpla yüzde 34,7’den, yüzde 28,5’e geriledi.

AK Parti’deki bu gerilemenin en önemli nedenleri olarak, araştırmanın diğer birkaç sorusuna verilen yanıtlarla izah edebiliriz. Bunlar kayyımlardan duyulan rahatsızlığın yüzde 76’den, yüzde 82’ye yükselmesi, hanede ekonomik durumlarının kötüye gittiğini söyleyenlerin oranının yüzde 67’ye, hayattan memnun olmayanların oranının yüzde 61’e, iki dilli eğitim isteyenlerin oranının yüzde 54’e yükselmesini gösterebiliriz.

Bunlara MHP ile yapılan ortaklıktan duyulan rahatsızlığı da eklemek mümkündür. Ayrıca AK Parti bu politikalarını sürdürdüğü takdirde oy oranında düşüş devam edecektir. Fakat Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun getirisine-götürüsüne bakacaktır. Eğer ki uyguladığı politikalar batıda daha fazla oya dönüşüyorsa bölgedeki 6, hatta 10 puanlık düşüşe bakmayacaktır.

-Araştırmada, yüzde 52,4 oy oranıyla bölgenin birinci partisi konumunda olan HDP, 2 puanlık bir düşüş ile yüzde 50,5’e geriledi.

Gördüğüm kadarıyla HDP’de siyaset yapan bir kesim bu düşüşü üzerine almayarak baskı ve gözaltılara bağlıyor. Ancak HDP’de siyaset yapanlar gerçek anlamda bir özeleştiri mekanizmasını devreye sokmalı, partiye neden yeni katılımların sağlanmadığını, kendi kitlesinin dışındakilere yönelik siyaset anlayışı geliştiremediklerini sorgulamalıdır.

Ayrıca, aday belirleme süreçlerinde mutlaka daha dikkatli olmalı, 3 dönem milletvekilliği yapmış kişilerin bir anda gemiyi terk etmekle kalmayıp, gemiyi batırmaya yönelik hamlelerde bulunmasını sorgulamalıdır.

Yine Türk solu ve bölgedeki Kürdistani partilerle yapılan ittifakları daha sağlam temeller üzerinde kurmalıdır. Yoksa Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın yakaladığı yüzde 13.1’li oy oranına hiçbir zaman erişemez, üzerine çıkamazlar, barajın altında kalırlar.

-Araştırmada, oylarını en fazla yükselten parti CHP. CHP 2.7 olan oy oranını yüzde 7.4’e yükselterek, en başarılı parti olarak üçüncü sıraya yerleşiyor.

Bunda CHP’nin yerel seçimlerde özellikle HDP tabanına ve bölgedeki gençlere ulaşmasının etkisi büyük oldu. Bunlara CHP’deki siyasi renklilik, Kürtlerle sağlanan işbirlikleri, son seçimde büyükşehirler de sağlanan ittifak ve Ekrem İmamoğlu gibi bazı CHP’lilerin bölgeye yönelik sıcak yaklaşımını sayabiliriz. Tabi yerelde CHP il ve ilçe başkanlarının daha aktif muhalefet yapmalarını da ekleyebiliriz.

-Araştırmada, AK Parti’den kopan Ali Babacan liderliğindeki Demokrasi Atılım Partisi (DEVA) yüzde 5, yine AK Parti’den kopan eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi ise, yüzde 3.1 oy oranında bulunuyor.

Bölgede AK Parti’den kopan seçmenler, kendilerine daha yakın buldukları Gelecek ve DEVA partisine yöneliyorlar. Özellikle AK Parti içinde siyaset yapma fırsatı bulamayanlar veya küskünlerde bu iki partiye katılıyor.

Söz konusu araştırmada eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve partisinin bölgede daha fazla bilinmesine rağmen, Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde bölgeye yönelik politikalar nedeni ile DEVA Partisi'ne daha fazla ilgi duyulmasına neden oluyor. Yereldeki DEVA Partili siyasetçilerin, AK Parti politikalarını daha fazla eleştirmesini de bir artı puan olarak sayabiliriz.

Bu araştırma da gösteriyor ki bölgedeki vatandaşlar, kim bölgeye yönelik daha gerçekçi politikalar üretiyor ise, onlarda bölgedeki siyasi dengeleri değiştiriyor.

Sevgiyle kalın.