Değerli dostlar; genelde maç yazılarımızda takımların oyunu mücadelesi yaptığı doğru ve yanlışları yazar kendimizce fikir üretir ona göre sizin beğeninize sunarım.

Başlığı okuyup ne bu şimdi diyeceksiniz.

Cuma günü Erzincan da Amedspor için çok önemli ve değerli bir maç vardı.

Eski teknik direktörü Mesut hocanın antrenörlüğü yaptığı rakibimiz toparlanma evresine girmiş ve bizim için ne kadar önemliyse onlar içinde o kadar değerli bir 3 puan için sahadaydı.

Maç öncesi kadroyu görüp  oyun yapısını biraz tahmin edebilsek de çok erken yenilen goller ile bir anda 2-0 yenik duruma düştük.

Bakın bu futboldur;

Yenecek yenilecek sevinecek üzüleceksin,  bu işin doğasında bu var. Ama saha da yaptıkların hem seni hem formadaki armayı hem de sevenlerini temsil ettiğini unutmayacak ve ona göre davranacaksın.

Sinir harbi, stres kontrolü ve tabi ki psikolojik durum ne kadar önemliyse de bulunduğun konum yüzlerce insanın hayali olan formayı taşımandan dolayı geleceğin açısından hep dikkatli olacak ve ona göre de örnek olacaksın.

İnanın maçta bu oldu 10 kişi ile 2-2 geldi bu tercihler yanlış veya doğruydu son 15 dakika da 3 gol nasıl yenildi hiç içimden yazmak çizmek söylemek ve yorumlamak gelmiyor.

Ben sadece şuna takılıyorum,bu takım ve oyuncu grubu bu hale nasıl geldi sebepleri ne ve çözüm ne bütün konu bu olmalı.

Net fikrimi söyleyeyim;

Gerekirse sezon veya sezonlar heba edilsin ama bir daha bu görüntü verilmesin, görünmesin, yazılıp çizilmesin.

Şimdi sakin kafa ile oturup iyi düşünülmeli, çözümler günü birlik olmadan gelecek kurtarılarak yapılmalı o formanın değeri iyi anlatılıp ona göre hareket edilmeli.

Başlıkta yazdığım gibi bir kangren varsa çözüm tüm vücuda yayılmadan onu temizlemektir.

Bu kadar net.

Oyun veya gelecek maçlar mı?

Şimdi dursun onlar bu konunun çözümü çok daha önemli.

Sadece ilimiz için değil tüm ülke futbolu için son olarak şunu söyleyebilirim;

Bırakın artık psikolojilerini anlayalım, taraftar sabırlı olsun, oyuncunun da insan olduğunu unutmayalım söylemlerini.

Tabi ki onlarda insan ama.

Hem çoğu insanın hayatında göremeyeceği parayı kazan.

Hem hayalleri süsleyen formayı giy.

Hem binlerce insan seni takip edip alkışlasın.

Gündelikli veya asgari ücret kazanmasına rağmen maçına gelsin, formanı alsın.

Ama üzülen hep onlar olsun.

İnanın yok öyle bir dünya.

Eğer birisi anlaşılacak, saygı duyulacak, psikolojisine göre hareket edilecekse o da o takımın sevenleri ve taraftarıdır.

DİYARBEKİR GALİBİYET İLE KENDİNE GELDİ

Geçen hafta Aytekin hoca ile başlayan Diyarbekirspor’da değişim saha da mutlaka kendini göstermeli, alınacak sonuçlar ile ilk yarı bitimine kadar en iyi yerde bitirilip yapılacak hamleler ile ikinci yarı çok daha farklı bir Diyarbekir izlenmeli demiştik.

Belki Turgutlu maçında son dakika golü de olsa mağlubiyet gelse de bu hafta takım içinde ki eksik oyuncuların dönmesi istenen mücadelenin saha da daha da artması ve top oynamaktan zevk alan bir ekip oluşma evresi adına Serik maçı tam bir gözlem olacaktı.

Açıkçası görev icabı maçı izleyemesem de aldığım bilgiler rahat ne istediğini bilen rakibe oyununu kabul ettiren ve 3 puanı 3 golle almış bir takım saha da varmış.

Aytekin hoca adına bu 3 puan çok önemli olurken, sabırlı,  destek ve disiplin ile bu takımın bazı kesimlerce uzak görünen Play -Off için şansının devam edebilir tezimi halen savunuyorum.

Özellikle Emrullah ve onun gibi gençlerin de forma giyip maçta kendini göstermeleri de ayrıca bir mutluluk tabi .

Önceden de belirttiğim gibi ilk yarı bitimine kadar ki fikstür takımımız için bir şanstır yeter ki saha da bunun meyvesini yiyecek sonuçları alabilelim.

Tekrardan hem teknik ekibi hemde takımı kutlar, galibiyetlerin devamını dilerim.

Başka bir yazıda görüşmek üzere...

Esen Kalın Spor'la Kalın...