Diyarbakır Kulp ilçesinde evine odun taşıyan 5 masum köylü hayatını kaybediyor. İnsanların ölümle cebelleştiği bugünlerde bile yollara tuzaklar döşeniyor, bombalar patlatılıyor.

 

Bu “Yaşam hakkının ihlalidir." Bu sözü kim söylerse söylesin çok doğru bir tespittir. Altına imzamı atarım.

Fail kim olursa olsun, bu fiili işleyenleri öncelikle lanetliyor, kınıyor, protesto ediyorum.

Emekli MİT Ajanı Mahir Kaynak’ın bir tespiti bir anda hayalimde canlanıyor. Diyor ki “Bir eylem olmuşsa her şeyden önce kimin yaptığı değil, önemli olan kime yaradığıdır.”

Mahir Kaynak’a cevabımdır.

Kime yarıyorsa yarasın, kim yapmışsa yapsın; o kimlere, lanet olsun. Kökleri kurusun.

Adamlar, çocukları soğuktan donmasın diye, ya da toplayacakları odunları satarak kazandıkları üç beş kuruşla erzak alıp çocuklarının karnının doyması için onca riske dayanan o garibanlara kıymak; vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır, caniliktir, tekrar diyorum; “Yaşam hakkını ihlal etmektir.” 

                                    &

Çıkarılacak olan infaz düzenlemesi eşitlikçi olmalıdır.

Kamuoyunda af yasası olarak da bilinen infaz düzenlemesiyle ilgili görüşmeler Meclis'te devam ederken; konuyla ilgili açıklama yapan, AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan; infaz düzenlemesine ilişkin, "Terör suçları, cinsel suçlar, kasten öldürme, uyuşturucu madde imal, ithal ve ticareti yapan baronlar. Aynı şekilde vicdanlarımızı yaralayan kadın cinayetleri ve yine FETÖ’nün itibar suikastlerinde kullanmış olduğu özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar da bu düzenleme kapsamından istisna tutuluyor" dedi.

Genelde bu saptamalara katılmamak mümkün değil.

Ancak terörün tanımı yapılmamış.

Eylem yapılan bir ortamda işi gereği oradan geçen, merak ettiği için uzaktan seyreden, yere düşmüş bir dövizde ne yazıyor diye eline alan… Birçok insan apar topar yakalanarak kopyala yapıştır suçlamalarla aylardır, hatta yıllardır hapisteler. Bunlar ağır ceza mahkemelerinde terörle suçlanarak yargılanmaktadırlar. Bunar hala terörist muamelesi görüyorlar.

Ayrıca artık 21. yüz yılda düşünce suçları diye bir kavramın yasalarımızdan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.

İçinde hakaret olmayan görüşler, siyasi düşünce farklılıkları,

Düşündüklerini yazmaktan başka bir sabit eylemi olmayan siyasiler, gazeteciler, akademisyenler,

Ayrıca; El-Kaide ve IŞİD ve benzeri Türkiye’ye büyük zararlar vermiş örgüt adlarından bahsedilmiyor. Bu tasarıda adları geçmiyor.

Endişe ettiğim bir konu da bu…

Endişemi haklı kılan bir haber de bu;

Gazetelerden.

Türkiye’deki IŞİD yapılanmasından sorumlu olan ve kamuoyunda Ebu Hanzala olarak bilinen Halis Bayuncuk bugün çıkarıldığı mahkemece tahliye edildi.

Sonuç olarak;

Mahpus yakınları sesleniyor: Salgın nedeniyle endişeleniyoruz, adalet istiyoruz!

Bence bu infaz yasası iktidar için bir fırsattır. Her koşulda kendi seçmeni kendisine zaten oy veriyor. Ancak geniş tutar, adil davranır, hukuku üstün tutarsa üstüne yaftalanan yakıştırmalardan kurtulmuş olur, değişik çevrelerden de beklenenin üstünde oy alır.

Hangi görüşten olursa olsun; siyasiler, akademisyenler, gazeteciler ve diğer kopyala yapıştır suçlamalarla özgürlükleri elinden alınanlar bu yasadan tam anlamıyla yararlanabilmelidirler.

Ben böyle düşünüyorum.       

                                                   &                              

Bu da kirveme gelsin.

Kirveme öğütler;

Kirvem, halkın, ‘İnfazda eşitlik, herkes için adalet’, ‘Eşit infaz yaşatır’, ‘Ayrımcı infaz yasasına hayır’ haykırışlarına kulak ver.

                                &

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun       

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir Balıklıgöl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

KENDİN İÇİN

TÜRKİYE İÇİN

EVDE KAL