Son yıllarda özellikle de 2020 küresel virüs salgını ile beraber vitamin ve minerallerin tüketimi, tüketim şekli, çok popüler oldu ve kanımca da her zaman olduğu gibi fırsatçılar yollarını buldu.

Çok gerekli olmadığı zamanlarda ben tüm vitamin ve mineralleri besinlerden alabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü besinlerle aldığımız tek şey vitamin değil. Hepimizin malumu son yıllarda bağırsak sağlığı da çok konuşulan ve benim de çok önemsediğim bir konu. Şimdi vitaminlerle ilgili şuraya bağlayacağım. Biz vücudumuza sade vitaminleri alarak beklenen faydayı sağlayamayabiliriz. Nedenine gelince besinlerle vitamin ve minerallerin yanı sıra onların emilimini biyoyararlılığını olumlu yönde etkileyen lifler ve yardımcı maddeler de alıyoruz. Bu sebeple besinle aldığımız vitamin miktarı az olsa dahi biyoyararlılığı yüksek olduğu için daha faydalı.

Her ne kadar yine son dönemde besinlerin vitamin mineral içerikleri eskisi gibi değil şeklinde bir inanış olsa da, siz yine de doğal yollardan bu ihtiyacınız karşılayın. Tabii bu arada vitamin mineral kullanımına kesinlikle karşı değilim. Yoğun ve modern şehir hayatında bahsi geçtiği gibi her besin istediğimiz kalite de olmayabiliyor, tarladan sofraya gelene kadar günler, hatta bazen haftalar bile geçiyor. Bu durumda oksidasyon ile içerik kaybına uğrayabiliyor besinler. Ayrıca hatalı pişirme teknikleri ile yaşanan vitamin mineral kayıpları ve birbirinin emilimini engelleme riski bulunan besinleri bir arada tüketmek derken, besinlerden beklen performans bazen karşılanamayabilir. Bu sebeple ben de danışanlarıma zaman zaman gıda takviyesi öneriyorum. Yalnız kafanıza göre gıda takviyesi kullanmamakta fayda var.

Her ne kadar günlük ihtiyacımızı besinlerle karşılayabilsek de sağlığımızı geliştirmek içim C vitamini ve bazı takviyeler ekstra olarak alınabilir, şayet sigara kullanımı veya kirli havada yaşamak gibi bir mecburiyetimiz de varsa, bu seçenek kaçınılmaz olabiliyor. Size tavsiyem sağlık profesyonelinizle birlikte bunlara karar vermeniz ve optimum kilo programınızda kalmanızdır. Optimum kilo ve optimum beslenme size temel yapıtaşlarını sağlar ve siz de amacınıza uygun diğer şeyleri beslenmenize ekleyebilirsiniz.

Size ayrıca yaşlanma konusundan da bahsetmek isterim;


1. Kan şekeri yüksekliği: yüksek seyreden kan şekeri dokuların erken harap olmasına ve yaşlanmaya sebebiyet verir.


2. Aşırı insülin: Bilhassa aşırı kilolularda bunun yanı sıra kan yağları yüksek olanlarda aşırı şeker tüketenlerde insülin fazla salgılanır ve bu insanı çabuk yaşlandırır.


3. Gereğinden fazla besin tüketimi: Gereğinden çok yemek, kalori değeri yüksek gıdalarla beslenmek hayvansal proteinleri fazla kullanmak erken yaşlandırır.


4. Serbest radikal (oksidan) artışı: Aşırı oksidan madde birikimi hücrelerde harabiyet oluşturmak suretiyle yaşlandırır.

Antioksidanlar: Yukarda bahsini ettiğim oksidanlar hücrelerimizi dolayısıyla bizi hasar uğratır, yaşlandırır, paslandırır. Bunlara karşı amansız savaşçılar can dostlarımız antioksidanlardır. Daha kaliteli ve uzan yaşam için yol arkadaşımız olan antioksidanlar şunlardır likopen (domates), kateşinler (çay), polifenol ve flavonoid ailesinin tamamı (rengarenk sebze ve meyveler), kafeik asitler (propolis)... bunları elde etmenin en optimum yolu beslenmenizi rengarenk olacak şekilde çeşitlendirmenizdir mevsime göre her zaman bu çeşitleri soframızda bulundurabiliriz.