Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

  1. beyler; tek başına cumhuriyet yetmez. Öyle olsaydı Irak da bir cumhuriyetti. İran hala cumhuriyet. O zaman bize, özgürlükçü demokratik ve laik cumhuriyet gerek. Biz bu tür bir cumhuriyetin savunucusu, bu tür bir cumhuriyetin tahsis edilmesi çabası içinde olmalıyız. Türkiye’nin ihtiyacı olan budur.

Çünkü;

Cumhuriyet farklı bir şeydir. Cumhuriyet özgürlüktür. Cumhuriyet bağımsızlıktır. Cumhuriyet çoklu düşünmektir. Cumhuriyet çoklu hareket etmektir. Cumhuriyet değeri bilinirse bir sevdadır. Cumhuriyet siyasetten uzak tutulursa, evin direği bir yurdun semasıdır. Gökyüzüdür, cumhuriyet. Cumhuriyet hak edenleri ondurur. Kendi yararı için bir kurum olduğunu düşünenleri çukurlarda boğdurur. Cumhuriyet haktır, hukuktur. Eşitliktir cumhuriyet.

Demokrasinin kılıcı değil. Tekil ve tekelci olmadığı gibi bir ağız iki dudak hiç değil. Sahiplenirsen seni sırtlar, bir tarafa itersen maazallah ezer geçer, er geç.

Suistimal edilmeye hiç gelmez. Zinhar basit ucuz çıkarlar uğruna kullanılmaya hiç gelmez. Cumhuriyet dürüst, becerikli, namuslu ellerde yönlendirilirse o ülkeyi abat eder. Suiniyetli, basiretsiz, misyoner ellerle yönetilirse; hem kedisi, hem de yönettiği ülkenin burnu b.ktan çıkmaz.

Cumhuriyet böyle bir şeydir işte.

Cumhuriyet fırsat eşitliğidir.

Cumhuriyet bir anlamda kimsesizlerin kimsesidir, umududur, güvenlidir.

Cumhuriyet güven duymaktır.

Kısacası Cumhuriyet bir erdemdir.

Cumhuriyet demokratikse, cumhuriyet özgürlükçüyse ve cumhuriyet laikse ancak o zaman bu tanımlarda anlam bulur. Bunu unutmamak gerekir.

Cumhuriyetin miras yedicisi olmak yerine, cumhuriyete katkı sunan olmadıkça Cumhuriyeti anlamlaştırılmış olmayız.

Cumhuriyet böyle bir şeydir işte...

Yoksa çocuklarımıza, yarınlarımıza hiç de doğru bir gelecek çağrısında olamayız.

Cumhuriyeti kutlamak ve övgüler dizmek değil, eksiklerini, yanlışlarını konuşmamız, bundan sonra nasıl bir demokratik cumhuriyet inşa edebileceğimizi tartışmamız gerek.

Görüyorum, bir cumhuriyettir tutturmuş gidiyoruz.

Hangi cumhuriyet?

Muz cumhuriyeti mi?

Öteden beri insanları kandırılarak faşizmin uygulandığı geri kalmış ülkelerde uygulanan cumhuriyet mi?

Yoksa

Özgürlükçü,

Demokratik

Ve de laik bir cumhuriyet mi?

Adını koyalım. Çocuklarımıza, torunlarımıza hatta kendi beyinlerimize nasıl bir cumhuriyet istediğimizi açık seçik anlatalım.

Yoksa yalnızca cumhuriyet demekle yetmez.

Tekrar söylüyorum İran da bir cumhuriyet.

Irak da bir cumhuriyetti, Saddam zamanında…

Cumhuriyetin içini doldurmasanız cumhuriyet ‘Tek adam diktatörlüğü’nden bir adım ileri gitmez.

Sonuç;

Ne istediğimizi bilelim. Ne istediğimizi bilmezsek, onlar bize istediklerini yedirirler.

&

Bir bakalım kimler ne demiş.

Anadilim Kürtçe'de, "Deng" sestir. "Bêj" ise sese biçim verendir, sesi söyleyendir.

Mehmed Uzun

Barış Yarkadaş; CHP ve iyi partiyi HDP seçmeninde de oy isteyeceksin. HDP’yi meşru görmeyeceksin yok böyle bir dünya.

Ne demiş Hitler’in dahi propaganda bakanı Goebbels:

“Aydınları hedef almayın, propagandanın hedefi her zaman kalabalık toplum kitleleri olmalıdır. Halkın zihni her zaman sıcak tutulmalıdır, soğumasına ve işlerin olağan akışına dönmesine izin verilmemelidir.

Gürültüye devam.”

Dünden bugüne?...

“İnsan: Düşüncesini eyleme çeviren, itiraz eden, hayır demesini bilen ve başkaldırandır”

Albert Camus

&

Kulağa hoş gelen sözler

Fikir tartışmasının yenmek için değil, fikir geliştirmek için yapılması gerektiğini bilmek gerek.

&

Bir söz de benden

Farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edip asgari müştereklerde birleşmeliyiz.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

AŞI OL KARDEŞİM

AŞI OL!

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

“Devlet; tüm yurttaşlara, tüm inançlara tüm partilere, tüm fikirlere eşit mesafede olunca Türkiye kurtulur.

&

Ulu Camiye;

Engelli insanların da girebilmesi için

Rampa yapılmalı...

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Bak kirvem;

Eleştirmenin saldırmak, eleştirilmenin de saldırıya uğramak anlamına gelmediğini bilmek gerek.

Yoksa her kesi ve her sözü yanlış anlarsın.

Kulağına küpe olsun…

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinın aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.