CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ertelenmiş Diyarbakır gezisi 10 Mart’ta gerçekleştirildi. Daha önce yapacağı Diyarbakır gezisi ertelenen Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin Yolu Diyarbakır’dan Geçer” sözü gündemde tartışılmıştı. Bu anlamda daha önce de Diyarbakır, siyasetin ve bir çok politikacının güzergahı olmuştu.

Demokrasi Yolcusu olarak tanımlanabilecek CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır Gezisi, “Acaba evlat nöbetini HDP önünde sürdüren ve Diyarbakır Anneleri olarak tanımlanan anneleri de ziyaret edecek mi?” sorusuna gebeydi. Fakat Kılıçdaroğlu ‘Anneler Durağına” inmedi bu durağı ekspres hızıyla atladı, desek abartı olmamalı.

Diyarbakır’da esnafın sorunlarını dinleyen CHP Lideri, bir esnafın sorusuna, daha ‘helalleşeceğiz’ diye sarfetmiş sözünü şu şekilde daha da temellendirmiş:

Hiç merak etmeyin; öyle ‘İstanbul’u verin, Türkiye’yi alın’, biz o işlere pabuç bırakmayacağız. Asla ve asla. Ne demek İstanbul, ne demek? Türkiye’nin hepsi bizim… Öbürü, cebini düşünen adamın kendi ifadesidir. Biz, cebimizi değil milletin cebini düşünüyoruz. Milletin cebine helal para girmeli. Alın terinin karşılığı girmeli. Biz, bunu istiyoruz. Biz düzelteceğiz, beraber düzelteceğiz. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi hep beraber olacak. Kucaklaşacağız, helalleşeceğiz, bir araya geleceğiz. Bütün kırgınlıklarımızı gidereceğiz.”

Annelerle Kucaklaşmaması Demokratik Anlayışın Eksikliği

“Helalleşeceğiz, kucaklaşacağız” diyen CHP Lideri, evlat nöbeti tutan annelerle kucaklaşmadı. Nöbet tuttukları yerde, HDP İl Binasının önü, ziyaret edilmeyi bekleyen anneler öğretmenevine çağrıldı. Anneler de üç kişilik bir temsil heyeti oluşturarak hem dertlerini hem de tepkilerini, Türkiye’nin müstakbel cumhurbaşkanı adayı olan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na iletmek istediler.

Bunu neden yaptığı sorusuna şu cevabın muhtemel olduğu ileri sürüldü:

Diyarbakır ziyaretinde basının önünde kendisine tepki gösterilmesinden korkan Kılıçdaroğlu, programında çadır ziyareti yer almasına rağmen ailelerle öğretmenevinde görüşmek istedi.

Bu bir ihtimal ama bizce asıl neden Kemal Bey’in HDP’den gelecek olan tepkiden çekinmesi. Çünkü Diyarbakır Annelerinin nöbeti HDP Diyarbakır İl Teşkilatı binası önünde başladı ve hala orada devam etmektedir. Annelerle görüşseydi burada HDP’ye nasıl bir mesaj verebilirdi Kemal Bey ve HDP onun bu tavrına nasıl bir karşılık verecekti? İşte asıl karşı karşıya kalmak istemediği durum bu, bizce.

Diğer taraftan anneler heyeti ile Kemal Bey arasında gergin anların yaşandığı da basına yansıdı. Buna göre iki dakika süren görüşmede, ki böyle iddia ediliyor, Kemal Bey’in bir aileye “Senin oğlun zaten döndü, burada ne arıyorsun” diyerek ailenin diğer ailelere desteği sonlandırmayı gerektiği şeklinde yorumlanabilecek bir çıkışta bulunduğu belirtilmektedir.

Kemal Bey’in, her ne olursa olsun, evlatlarına kavuşmayı bekleyen annelerle görüşmesi beklenirdi. Eğer böyle bir ziyaret yapsaydı ki, programına aldığı da söylenmektedir,  bu konuda hakkında yapılan tartışmalara son verebilirdi. Bu bir fırsattı onun için. Ama bu fırsatı tepti ve demokrasinin bütüncül kucaklaşma anlayışında bir yara açtı. Ona bu konuda enformasyon verenler, onu yanlış yöne sapmasına yol açmışlardır.

Çeşitli saiklerin kuşatmasında kalarak politik liderlik vizyonu yakalanamaz. Böyle bir cumhurbaşkanı bütün Türkiye’yi demokratik bir şekilde yönetemez, herkesi kucaklayamaz. Halbuki Kemal Bey, her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek bütün Türkiye’nin cumhurbaşkanı olamadığını suçlamasını yapmıştır. Kemal Bey’e göre o makamda oturan birinin herkesin cumhurbaşkanı olmalıydı. Fakat tam da bu noktada Kemal Bey tabiri caizse alarm vermiştir Diyarbakır’da. Madem Demokrasinin yolu bu şehirde geçmektedir o halde bu nokta bu anlayışın denencesi olmalıydı.

Eğer Demokrasi yolu AB’nin başkenti Brüksel’den Diyarbakır’a ise bunun tali yolları da olmalı. İşte bu tali yollardan biri de evlat nöbeti bekleyen annelerin durağından geçmeliydi, ama olmadı.

saygıyla…