Soğuk bir kış esintisi vuruyor yüreğimin en derin köşesine...

Yoruldum, hem de çok yoruldum. Gecenin zifiri karanlığı kalbimde korkunun resmini çiziyor. Sana kavuşmanın ümidiyle hayallere dalıyorum. Bir rüya mı yoksa düş mü sevgili beni benden alan güzelliğin tüm zarafetiyle karşımda duruyor. Sana ulaşmaya çalıştıkça batıyorum en derine... Hüsranım yüzümdeki tebessümü alıp götürüyor zifiri karanlığa...

Derinlerde, en derin köşelerde resmine bakarak kendimi avutuyorum. Günler akıp giderken avuçlarımdan kayıp giden bir yıldız misali karanlığa doğru sürükleniyorsun. Kendimi sende buluyorum. Hüzünle matem iç içe kaybolup gidiyor kitapların tozları arasında. Rüzgar tüm maharetiyle silip süpürüyor seni anıların arasından... Sonra sen ansızın çıkıveriyorsun karşıma.

Bir yıldız misali parıldıyorsun karanlığa inat bir şekilde. Sonra deniz kokan gözlerinle bana bakıyorsun. İçten içe bana gülümsüyorsun... İşte o an her şeyi unutuyorum, hüzün keder ne varsa kayboluyor. Sadece sen varsın diye baharda açan çiçekler gibi şen oluyor yüreğim. Kuşların cıvıltısı kulaklarımda yankılanıyor.

Sen geldin diye Mezopotamya'ya bahar geliyor. Çiçekler açıyor. Ağaçlar yeşil örtüyle bezeniyor. Sen güneş gibi ısıtıyorsun her tarafı. Aydınlatıyorsun yüreğimin karanlıkta kalan yanını. Sana olan sevdamla yüreğimin çarpıntısı gitgide artıyor. Kokunu içime çekiyorum. Sonra her yer sen diye kokuyor. Ağaçlar, çiçekler senin kokunla kendinde geçiyor ve aşkın sarhoşluğunu yaşıyor. Sonsuzluğa doğru uzanıyoruz seninle birlikte...

Ayrıldığımız günden beri gam ve keder beni esareti altına aldı. Senden ayrıldığımız andan beri geceleri rüyalarımda senin adını sayıklayıp durdum. Ayrılığın en acı yanını o günlerde yaşadım.  Sana kavuşacağım günü sabırsızlıkla bekledim ve en sonunda sen çat kapı geldin. Hüzünle mutluluk iç içe sarmaş dolaş oldu...

Sonsuzluğa doğru aşkın resmini çizdik seninle birlikte. Sen sevdamsın. Zifirimi karanlığımı aydınlatan parlak ayımsın. Gündüzümü bahara çeviren bana ışık veren güneşimsin. Seninle ayrı kalmaya dayanamıyorum...

Sadece sen ol hayatımda... Etrafıma neşe saç. Günler ve geceler sen varsın diye güzel... Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın. Sen tarifi imkânsızımsın. Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir ve ben sevgili sadece deniz gözlerinde boğulmak istemiyorum...