Koronavirüs salgını dünya genelinde yüzbinden fazla can aldı. Her gün on binlerce kişi salgına yakalanıyor ve binlerce kişi yaşamını yitiriyor. Salgınla birlikte bir şekilde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Ama önce bu virüsü ve salgını ciddiye almamız gerekiyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde insanların tedbirlere daha dikkatli riayet ettiğini görüyoruz. Ancak Diyarbakır, Van gibi şehirlerde durum çok daha vahim… Özelikle PTT ve banka girişlerinde sosyal mesafe diye bir şey kalmıyor. Pazar yerleri tıklım tıklım… Kimsenin sanki salgından haberi yok ya da ciddiye almıyoruz.

ABD'de yaşanan durum ortada günde 3-4 bin kişi hayatını kaybediyor. Avrupa'da yaşanan durum ortada… ABD ve Avrupa sağlık sistemlerinin en geliştiği ülkeler. Bu ülkeler bu kadar insanın ölümünün önüne geçemiyorsa bizim gibi kör, sağır, topal bir sağlık sistemi olan ülkelerde insanlar hastanede yatacak yer bile bulamaz. Bakmayın şu anda salgına yakalanan ya da ölenlerin sayısının az olduğuna.

Türk Tabipler Birliği defalarca üzerine basarak vurguladı; Türkiye Dünya Sağlık Örgütü'nün verdiği kodları kullanmıyor diye. ABD ve Avrupa'da koronavirüs belirtileri gösteren herkese koronavirüs uygulaması yapılıyor. Bu kişiler hayatını kaybettiğinde ise "koronavirüsten öldü" etiketi veriliyor.

Bizde öyle değil, resmi olarak Covid-19 teşhisi konulmadan ne kadar belirti gösterilirse gösterilsin ya da teste girmemişse ve ölmüşse direk "Salgın hastalıklardan öldü" denilip gömülüyor.

Türkiye'deki sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Diyarbakır, Van gibi bölge illerinde ise testler yeni yeni yapılmaya başlanıyor. Eğer salgına karşı kendimizi yeterince korumazsak, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına dikkat etmezsek çok vahim bir tablo ortaya çıkabilir.

Lütfen PTT kuyruklarına dikkat edin, lütfen banka ve market alışverişlerinizde dikkat edin. Lütfen pazarlarda dikkat edin. Şimdi almadığınız tedbirler ailece hepinizin perişan olmasına sebep olabilir.

Yetkililerin de bu konuda daha hassas olması gerekiyor. Diyarbakır'da özelikle güvenlik güçleri ve yetkililerin sosyal mesafe kuralarına uymayanlara cezalar vermesi gerekiyor. Hatta mümkünse en az 1 ay sokağa çıkma yasağı uygulanması gerekiyor. Bu yasakta tabi ki maddi durumu iyi olmayanların ihtiyaçlarının giderilmesi gerekiyor. Sosyal devlet anlayışı bunu gerektirir.