Biri kız, biri erkek iki kardeşten erkek olanı Diyarbakır surlarını, kız olanı da Silvan surlarını yapmış. Kızın adı "Miya" imiş. Ona Silvan kızı anlamında "Miya Fakirin" demişler. Silvana'da onun adını vermişler. Diyarbakır surlarını yapan usta "Diyarbakır surları, dünya durdukça dursun, hiç yıkılmasın" diye dua etmiş. Silvan surlarını yapan ise böyle bir dua etmemiş: Bu nedenle Diyarbakır

surları sağlam kaldığı halde Silvan surları yıkılmış.

Deve Hamamı:

Mardin Kapı Semti'nde büyük bir hamamdır. Bir gün bir deve bu hamama girmiş ve bir daha çıkamamış ve orada kaybolmuş. Bu hamamda yıkanmak, yıkananlara uğur ve sağlık getirirmiş . Bu nedenle eskiden, özellikle "Gelin Hamamı" törenleri burada yapılırmış. Kapısından girerken salavat getirilirmiş. Bu hamam, yakın zamana kadar da kadınlar hamamı olarak kullanılmaktaydı.

Eshab-ı Kehf Mağarası:

Zalim kral Dekyanus'tan kaçan altı

Müslüman, Diyarbakır'a doğru gelmişler. Yolda arkalarına bir köpek takılmış. Onu

kovalamışlar. Fakat köpek dile gelmiş. "Beni kovmayın, size yardımım dokunur"

demiş. Bunun üzerine onun da gelmesine izin vermişler. Bu köpeğin adı "Emilhan" imiş

Rakım Dağı'ndaki bu mağaraya gelip saklanmışlar. Derin bir uykuya dalmışlar. Üç yüz

altmış yıl sonra uyanmışlar. Yanlarındaki köpek, üç yüz altmış defa tüy değiştirmiş.

Diğer aylar uyudukları için, her yıl mayıs ayında, bu mağara ziyaret edilir. Çocuğu

olmayan kadınlar ve başka dileği olanlar dilek dileyip, adak adarlar.

Dicle Nehri:

Dicle Nehri Allah'a giden yolmuş. Bu nedenle Kurban Bayramı akşamları, Kırklar Dağı Eteği'ndeki Ongözlü Köprüden insanlar, Dicle'ye yazılı dilekçeler atarlar. Bu dilekçelerle çocuğu olmayanlar çocuk, hastalar şifa,  sevgililer de sevdiklerini isterler. Dicle Nehri bu dilekçeleri, Allah'a ulaştırırmış.