Türkiye, 1 Ağustos 1998 tarihinde Avrupa normları ve temel insan hakları çerçevesinde “Hasta Hakları”nı yasalaştırarak yürürlüğe koydu.

Sağlık Bakanlığı tarafından kamu ve özel tüm sağlık kuruluşlarına gönderdiği ve tüm hastaların görebileceği yere asmasını istediği yasa, ne yazık ki çerçevelerde kalmış durumda.

En azından Diyarbakır için öyle diyebilirim.

Nasıl mı?

Şimdi bu yasanın bir yığın maddesi var. Ama en can alıcı bölümünü alıp, meseleyi anlatacağım.

“Personeli Tanıma, Seçme ve Değiştirme” başlığını taşıyan “Madde 9” aynen şöyle diyor:

- Hastaya talebi halinde, kendisine sağlık hizmeti verecek veya vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimlikleri, görev ve unvanları hakkında bilgi verilir.

Mevzuat ile belirlenmiş usullere uyulmak şartı ile hastanın, kendisine sağlık hizmeti verecek olan personeli serbestçe seçme, tedavisi ile ilgilenen tabibi değiştirme ve başka tabiplerin konsültasyonunu istemek hakkı vardır.

Personeli seçme, tabibi değiştirme ve konsültasyon isteme hakları kullanıldığında, mevzuat ile belirlenen ücret farkı, bu hakları kullanan hasta tarafından karşılanır.”

Diyarbakır’da ne yazık ki bazı branşlarda bu maddenin hükmü yok!

Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Diyarbakır’da 18 yaş altı tam 536 bin çocuk var ama ne üniversite, ne devlet, ne de özel hastanelerde tek bir çocuk nöroloğu görev yapmıyor.

Geçen yıla kadar sayıları üç olan hekimler kentten gidince hastalar ve yakınları “Madde-9”dan mahrum durumda.

Doktor yok ki; tercihini yapsın.

Bu nedenle sinir ve beyin sistemini ilgilendiren ciddi bir sağlık sorunu konusunda hastalar çevre illere gönderiliyor.

Hastalara eziyet, yakınlarına külfet.

Madem kağıt üzerinde kalacaktı bu madde neden yasalaştı acaba?

Bu kentin ilgili ve yetkili kişileri, 536 bin çocuk sizi hiç mi ilgilendirmiyor?

Memleketi Ankara’da temsil eden vekiller; bu konudan haberdar mısınız?

Zahmet olmasa bu konuyla ilgilenir misiniz?