İlk insanların yerleştiği 9 bin yıl öncesinden bu güne kadar hep dinamik bir kent olan Diyarbakır, tarihi boyunca birçok inancı içinde barındırmış ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Diyarbakır'da hakimiyet kuran her inanç ve medeniyet kendi mitini yaratmış. Bazı mitolojik inanç ve anlatılar unutulsa da, dilden dile günümüze kadar ulaşan bu inançların etkisini günümüzde de anlatılan masallarda ve Diyarbakır surları üzerine işlenmiş figürlerde görmek mümkün. Diyarbakır mitolojisinde yer alan birçok olay, kahraman ve anlatıda ise dini etkiler ön plana çıkıyor.

Diyarbakır, binlerce yıllık tarihi içinde savaşları, medeniyetlerin ulaştığı refahı, her dinden inancı ve mitleri de içinde barındırır.

Pek yazılmayan Diyarbakır mitolojisi bazı tarihçiler, ilahiyatçılar ve akademisyenler tarafından incelenmiş ve bunların bir kısım yazıya dökülmüş. Bunlar arasında Prof. Dr. M.Akif Arslaner, Prof. Dr. RudrickSamuel gibi araştırmacıların yanı sıra, akademisyen Hayreddin Kızıl'ın araştırmaları ön plana çıkmakta. Özellikle Kızıl'ın hazırladığı "Diyarbakır ve Çevresindeki Dini Anlayışta Mitolojik Unsurların Etkisi" adlı araştırmada, Diyarbakır mitolojisinde İslamiyet, Hıristiyanlık, Êzidilik ve Yahudiliğin etkilerini görmek mümkün.

Mitolojik anlatılar dilden dile günümüze ulaştı

Her toplum günümüzde de anlatılan mitolojileri ile anılırlar. Bu mitolojiler bazen bir kent, bazen bir nehir, bazen bir dağ, bazen bir göl üzerinedir. Tanrıları, melekleri, savaşları ve kahramanlıkları anlatan masalların yanı sıra insan ve doğa ilişkisi üzerine anlatılan mitler de mevcut.

Bin yıllardan bu yana dilden dile aktarılan mitolojik kahramanlar ve olaylar, halen bile Diyarbakır'da yaşlılar tarafından hatırlanmakta.

Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili halk hikayesi olan mitos, efsaneleşen kahraman, kişi veya olaya ismini veren mitlerin genelini kapsar. Masal, öykü, efsane anlamına da gelen Mitos, söz ve bilim anlamına gelen logos kelimesi ile birleşerek mitolojiyi oluşturur. Mitoloji mitleri araştıran bir disiplinin yanı sıra, mitlerin toplamına da verilen isimdir aynı zamanda.

Mitoloji, toplumların aynasıdır

Mitolojide, başlangıçta inançlar ve tapınma biçimlerine bağlı kalınırken, sonraları, Tanrıların soy şeceresinden, varlıkların türeyişine kadar pek çok konuda mantıksal düşünce ve tasarımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu yönüyle mitoloji, sistematik felsefî düşüncenin henüz şekillenmediği dönemde, evrenin oluşumu, yıldızların evreleri ve hareketleri, tabiat olaylarının olacak olaylara yorulması gibi konularda insanları aydınlatıcı vazifeyi üstlenmiştir. Bu nedenle mitolojilere sadece bir masallar yığını gözüyle bakmak mümkün değildir. Çünkü mitolojiler, bütün özellikleriyle ait olduğu toplumun düşüncelerinin, inançlarının, korkularının, sevinçlerinin bir aynasıdır.

Mitolojide hayal ürünü ve gerçeklik

Mitoloji, insanın  evreni anlama, anlamlandırma ve algılamaya yönelik çabasında her ne kadar hayal gücünün son sınırlarına kadar geniş bir perspektife dayalı olsa da, kaynakları ve ortaya koyduğu varlık düşüncesinin verileri tarih boyunca sistematik felsefi düşüncenin varlık felsefesine kaynaklık etmede önemli bir unsur olduğu ortaya çıkmıştır. Her toplumun kendine özgü mitolojisi vardır ve bunlar temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler toplumdan topluma ya da dinden dine farklılık gösterdiği gibi ortak yanları da çok bulunmaktadır. Mitolojide anlatılanların çoğu hayal ürünü olsa da, bunların içinde gerçeklik payı olan birçok olayın olduğu da bir gerçek.