Diyarbakır’ın hafızası güçlüdür. Diyarbakırlı, insani değerlere hep sahip çıkmıştır tarih boyunca. Bir adıma iki adımla gitmiştir hep.

Hiç unutmam, 1990’lı yıllarda bir vali gelmişti Diyarbakır’a. İsmi Doğan Hatipoğlu’ydu. Devleti temsil eden makamda kapısı hep açıktı. Ulucami önündeki kahvehaneye gidip yaşlı amcalarla sohbet eder, Dağkapı’da halkla ciğer yer, ayakkabısını Nebi Cami önündeki boyacılarda boyatır, Dörtyol’da meyan kökü şerbetini içerdi.

Halkla iç içeydi. Toplumla iyi iletişim kurmuştu. Her ne olduysa 2 yıl sonra merkeze alındı. Üzgündü Diyarbakır. Kent halkı ilk kez bir “vali geri gelsin” diye imza kampanyası başlatmıştı.

O gitti, sonra dillere destan bir emniyet müdürü geldi.

Onun da ismi Gaffar Okan’dı.

Karanlık güçler, halkla iç içe olan bu cesur yüreği sindiremedi.

Şehit ettiler…

Diyarbakır, bu ismi ebediyete değin yüreğine gömdü. Kentte ilk kez on binlerce kişi bir emniyet müdürünün cenazesini kaldırdı. Aradan geçmiş 20 yıl. Fotoğrafları hala pek çok işyerinde asılı. Binden fazla Diyarbakırlı (biri de yeğenim) yeni doğan çocuklarına Gaffar Okkan ismini verdi. Her yıl da Sakarya’daki mezarına gider, onu yad ederler.

Tüm bunları niye anlattım;

12 Haziran 2020’deki Valiler Kararnamesi’yle bu kente yeni bir vali atandı.

İsmi Münir Karaloğlu.

Henüz kendisiyle tanışma fırsatına erişemedim. Ancak yakından takip eden biri olarak, kısa sürede Diyarbakırlıların sevgisini ve saygısını kazandığını söyleyebilirim.

Nasıl mı?

Valilikte henüz devir işlemi yapılır yapılmaz sosyal hesaplarından bir paylaşım yaptı.

Kentin sorunlarını sadece bürokratlara, tozlu raflardaki raporlara bakarak anlamaya çalışmadı.

Twitter’daki resmi hesabından yaptığı paylaşımda “kentin sorunlarını lütfen yazın” diye Diyarbakırlılara seslendi.

O notlara tek tek baktı, notlar aldı. Kurumları ziyaret ediyor şimdi.

Ardından yine twitter hesabından “Diyarbakır’ın Bülbülü”, Dengbêj Seyitxanê Boyaxçi için taziye mesajı yayınladı ve bir klam bıraktı askıya…

Bir yandan kenti tanımaya çalışırken, değerlerlere hassasiyetle yaklaşıyor Sayın Münir Karaloğlu.

Bu vesileyle kendisine çözüm bekleyen, kentin en önemli sorunlarından birini aktarmak istiyorum buradan.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arzusu ve onayıyla Diyarbakır’da Türkiye’nin ilk Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. 105 adet sanayi parseli bulunan Tekstil İhtisas OSB’de 61 firma ile sözleşme yapıldı. 1.2 milyar TL’lik yatırım yapan firmalar, 8 bin 687 kişiye istihdam sağlanacağı taahhüdünü verdi.

Diyarbakır’ı tekstil, giyim ve hazır giyim sanayisinde önemli bir üs haline getirecek olan OSB’de şu ana kadar dört firma üretime hazır durumda, diğer 57 firma ise inşaat sürecini hızla devam ettiriyor. Ancak bu süreçte gelin görün ki devletin zirvesinin canlı yayınlarda övdüğü Türkiye’nin ilk örnek OSB’sinde skandallar yaşanıyor. Alt yapı yok, üst yapı yok, elektrik deseniz Allah’a emanet. Tüm bunlar bir yana tabelası asılan Tekstilkent’in giriş kapısı bile yok. Her gün oraya giden işverenler ve işçiler, ana kavşak olmaması nedeniyle olası bir kaza ile karşı karşıya kalıyor.

Tüm bu sorunların yanında tekstilciler ivedi olarak elektrik sorununun giderilmesini bekliyor.  Sorunun giderilmesi için DTSO ve GÜNTİAD bünyesinde enerji sağlayıcısı olan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) yetkilileri ile yapılan tüm görüşmelerden şu ana kadar sonuç alınmış değil.

Geçici olarak sağlanan elektrik nedeniyle kesintilerin olması milyon dolarlık cihazların bozulmasına neden oluyor. O nedenle üretim şimdilik sıfır.

Kentin en önemli sorunu işsizlik iken ve fabrikalar üretim yapmak istiyorken yaşanan skandal durum, tezatlık değil de nedir?

Sayın Valim, iş camiası, tekstil dünyası ve iş bekleyen binlerce işsizin gözü kulağı sizde.

Saygılarımla