Diyarbekir’de güzel şeyler olmuyor değil.

Tabii ki oluyor. Oluyor ama çalakalem yapılıyor diye düşünüyorum.

Örneğin, Elazığ yolu ile Urfa yolunu birleştiren ve halk arasında 75. Yol olarak adlandırılan yolun kenarına güzel şeyler yapılmaya çalışılıyor.

Örneğin bisiklet yolu yaya yolu yani kaldırım ve ayrıca kırmızı toprak döşenerek yapılan yürüyüş yolu. Bu yol yağışlı havalarda çamur; kuru havalarda toz duman. Ve yurdum insanı o çamurda yürümek ve o tozlu havayı solumak zorunda kalıyor. Yalnızca tozlu değil, o tozula birlikte yüzlerce mikrobu da solumak zorunda kalıyor. Spor yapıp sağlıklı olmak yerine farkında olmadan çeşitli hastalıklar sahibi oluyor. Sağlıksızlaşıyor.

Hal böyle olunca insanlar bu yolu kullanmıyor. Onca masrafla yapılan yol atıl vaziyette kaderine terk edilmiş duruyor.

Kaş yaparken göz çıkarmamak için en azından yürüyüş yolunu yumuşak bir zemin haline getirmek sanırım Diyarbekir halkı için çok görülmeyecektir. Bunun çeşitli yolları, çeşitli biçimleri vardır.

Benzeri Yenişehir belediyesi sınırları içinde bulunan Medya Mahallesi 1. Caddenin etrafına yapıldığı gibi onun aynısını Kayapınar Belediyesinin kendi tarafına yapması çevre insanını mutlu ve memnun edecektir.

&

Sahi aklıma gelmişken sorayım;

-Dağ Kapısı, Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi arası tramvay yolu ne alemde?

Bilgilendirilmek isterim.

Neyse onu da bir başka yazıda konu ederiz.

&

Bir bakalım kimler ne demiş.

Abdurrahman Kurt:

Pedagojiyi medagajiyi boş verin de insanların anadilini kullanmasına çeşitli kısıtlar koymak insanlığa ve İslamlığa aykırıdır, ben onu bilirim.

Bir insanın milliyetini sahiplenmesi, anımsaması kadar güzel bir şey var mı?

Türk-İş: "Yoksulluk sınırı 9 bin 219 lira oldu." demiş.

Bakın bunu DİSK söylemiyor Türk-İş söylüyor, İktidar yanlısı Türk-İş söylüyor.

M. Esat Bozkurt 18 Eylül1930 günü Ödemişin Gölcük Yaylasında konuştu ve Benim fikrim, kanaatim şudur ki, bu memleketin kendisi Türktür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır oda hizmetçi olmak, köle olmaktır.”

Ne diyelim ki…

&

Bir söz de benden

Emin olun insanlar, en iyiyi bulayım diye iyiyi de kaybettiklerinin farkında bile olmuyorlar. R.Y

&

Kulağa hoş gelen sözler

"En büyük düşman; kendi algınız, kendi cehaletiniz ve kendi egonuzdur." Revolver

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

&

Türkiye Ne Zaman düzelir

Dersimli Kürt kadın siyasetçi Dilan Yeşilgöz, Hollanda'da Ekonomik işler ve İklim bakanı oldu ve istediği bir fotografı odasına astı.

Yurdum insanı bu kadar özgür bırakıldığı zaman, Türkiye düzelir.

&

Ulu Camiye;

Engelli insanların da girebilmesi için

Rampa yapılmalı...

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Kirvem; 1850 li yıllarda şair eşref şöyle demiş..

Bir soğan soyuluyor yaşarıyor gözler..

Bir devlet soyuluyor aldırmıyor öküzler..

Aradan geçen 150 yılda ne değişmiş

Bir yanda toplumun %90’ında sefalet dibe vurmuş diğer yanda % 10 u lüksü en uç noktada yaşıyor…

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacakları

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.