Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Evet,

Bu hesutluk değil mi ki Diyarbekirimin iki yakasını bir etmeyen.

Ah hasutluk ,Diyarbekirli ağzıyla hesutluk; Kızılkurt içesen içimizden gidersen.

Hasutluk, çekememezlik, kıskançlık, hasetçilik.

Hiç kimse darılmasın, gücenmesin sanırım bu hasetlik yerel deyişle hesutluk en çok biz Diyarbekirlilerde var.

Bu hesutluk da başkalarına karşı değil ha birbirimize karşı olan bir hesutluktur.

Bugünlük bu kadar yazayım gerektiğinde detaylandırırım.

&

Elektriğe ve doğalgaza yapılan zam

Elektriğe yapılan zam, doğalgaza yapılan zam hiç birine benzemez.

Sigaraya zam yaparsınız içinler kızar ama yine içer ya da başka yolla bu ihtiyacını giderir. İçkiye zam yaparsınız içenler içerlenir ama yine içmeye devam eder ekseriyeti. Ya da kimyager kesilir kendisi üretir ve içer. Bazıları da iyi ki zam yaptılar bizde üretmeyi öğrendik der.

Ama elektriğe zam, doğalgaza zam suya zam sizi bitirir. Sizi götürür. Sizi olduğunuz yerden alaşağı eder.

Çünkü yurttaş bunlara çare üretemez, ayrıca zorunlu olarak kullanmaktadır.

Elektriğe doğalgaza ve suya yapılan zam petrole, sigaraya, içkiye yapılan zam gibi değil. Doğalgaza elektriğe ve petrole yapılan zam insanı götürür iktidarı devirir.

Susuz abdest alamaz, soğuktan namaz kılamaz, karanlıkta Kuran bile okuyamaz en azından…

Bu zamlar insanı dinden imandan eder.

Sizleri de iktidardan eder bilesiniz.

Elektriğe yapılan zam zar zor pişirmeye çalıştığı kuru fasulyenin içindeki 1 parça olan eti de almak demektir. Suya yapılan zam inançları alıp götürmek demektir. Hani deriz ya Temizlik imandan gelir. Doğalgaza yapılan zam, sağlığa Hançer indirmek demektir.

Balzac diyor ki

“Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe…”

Balzac in bu sözüne dayanarak söylüyor ve uyarıyorum, elektriğe, suya ve doğaçlama yapılan zamlar geri çekilmelidir. Yoksa bu zamlar ne iktidarı dinler ne muhalefeti bekler. Alır götürür sandalyeyi altından. Fark bile edemezsin, nasıl oldu diye.

&

Bir bakalım kimler ne demiş.

Bir şehirde en önemli üç şey; kanalizasyon, hamam ve kütüphanedir.

Çünkü

Kanalizasyon şehrin kirini,

Hamam bedenin kirini,

Ve kütüphaneler de ruhun kirini temizler.

Fatih Sultan Mehmet

İşte size şehircilik üzerine söylenmiş bir veciz söz.

Başrahip manastırdaki kitapları ateşe verir ve şöyle der:

İnsanlar okursa öğrenir,

Öğrenirse içindeki korkuyu öldürür,

O zaman da kilise ölür.

Umbento Eco

Keşke her din adamı böyle düşünse…

Aç bırak itaat etsin, cahil bırak biat etsin.

Aziz Nesin

Ağzına sağlık Üstat…

Bakara ile makara yapan büyükelçi oluyor.

“Cumhurbaşkanımız Allah gibi geliyor” diyen vekil oluyor.

Erdoğan’a salavat getiren genel başkan yardımcısı oluyor.

AK Parti’ye atılan oyun ahireti kurtaracağını söyleyen bakan oluyor.

Adem ile Havva’ya “cahil” diyen şarkıcı dinsiz oluyor.

İsmail Saymaz

Aynen öyle…

&

Kulağa hoş gelen sözler

Fırıldak önceden bir oyuncak çeşidiydi.

Şimdilerde çoğu insanın yaşam biçimi oldu.

&

Bir söz de benden

Ülke, toplum, çevre, kadın, çocuk, hayvan, azınlık sorunlarına duyarlı gurur kaynağı sanatçılarımız Sezen Aksu ve Tarkan'a yapılan gerici, saldırıları şiddetle kınıyorum. Sezen ve Tarkan'ın yanındayım.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

AŞI OL KARDEŞİM

AŞI OL!

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Ne zaman ki herkes Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu gibi “Anadille ilgili bizim sorunumuz olmaz. Anadil herkesin en doğal hakkıdır. Ana sütü kadar temizdir ve haktır. “ derse işte o zaman Türkiye düzelir.

&

Ulu Camiye;

Engelli insanların da girebilmesi için

Rampa yapılmalı...

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde.

Kirveme öğütler

Bak kirvem Balzac ne diyor;

“Yoksulluğun hüküm sürdüğü yerde ne utanma kalır, ne namus, ne suç, ne de ruh.”

İçimizde bu iddia yalan diyecek biri var mı?

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.