Savaşa hayır demek ne haddime. Ben barışa evet diyorum, hançerelerim yırtılana kadar.

Ben adalet istiyorum. Özgürlüğe özlem duyuyorum. Ben düşünen, yazan çizenlerin, türkü söyleyenlerin, yurdu ve ulusu için fikir üretenlerin, taze beyinlerin içeride çürümesine hayır diyorum.

Ben;

-Aydın'da bir öğretmen intihar etti,

-Denizli'de 21 yaşındaki işsiz genç intihar etti,

-Astsubay Ç. Ö. eşini ve kendisini vurup intihar etti,

-İTÜ'de öğretim üyesi 5'inci kattan atlayarak intihar etti,

-Dicle Üniversitesi'nde bir doktor 6. kattan atlayarak intihar etti, türünde haberler duymak İSTE MİYORUM.

Bakın bir şehit annesi ne diyor;

     "Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece, size hep tatlı gelecek..."

İşte bu nedenle; gençlerimizin, çocuklarımızın, askerlerimizin anneleri ağlamasın diyorum.

Ve

Rusya'da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle güvenlik güçleri kadınlara çiçek dağıttı, sürpriz yaptı. Çok güzel görüntüler ortaya çıktı, işte o anlar...

Türkiye’de ise; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü’nde gözaltına alınan kadınlar, şiddet koridorundan geçirildi!..

İşte bizim hali pür- melalimiz.

Gene de diyorum ki Usta Ozan Akmet Arif’in deyişiyle;

"Dayan kitap ile,

Dayan iş ile,

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, düş ile,

Dayan rüsva etme beni.

                                       &

     Sen ne dersen de gönül bu ferman dinlemiyor. Diyarbekir sevdası galebe çalıyor yüreğimde. Değinmeden edemeyeceğim. Diyarbekir’de işsizlik diz boyu. Halk biçare, gençler işsiz. Babaların başı yerde. Eve gitmeye utanıyorlar. Artık bir çayı bile kahveciye yazdırır olmuşlar. Anneler kah evlat kayıbından, kah var olanı da kaybetmek endişesiyle yaşlı. Aslınsa gözleri kanlı demek yerinde olur.

Kahveler tıklım tıklım. Kahveciye soruyorum kalabalığı görünce;

-İşin iyi değil mi? Ve kahveci cevap veriyor;

-Bu kalabalığın hepsi işsiz, parasız, pulsuz. Bir çayla günü öldürüyorlar. Hele kimisi onu da yazdırıyor.

Ne gidenler çare aradı, ne gelenler çare buldu.

Turgut Cansever gibi düşünüyorum;

     “Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz; ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder."  Sayın yetkililer değerli muktedirler…

                                     &

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde;

Kirveme öğütler;

Kirvem, acıları; millet, din, dil, ırk, mezhep, renk ayırımı yaparak ayrıştıranlar, merhametsiz, vicdansız, insanlıktan nasibini almamışlardır…

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun       

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir Balıklıgöl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Suriçi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına

uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.