2015 yılının Ocak ve Ağustos ayları arasında Akdeniz'de yaşamını yitiren mülteci-göçmen sayısı 3030 olduğu düşünüldüğünde, krizin boyutu küçülmüş gibi görülebilir. Ama hala her gün Avrupa'ya ulaşmaya çalışan insanların ölüm haberleri gelmeye devam ediyor.

2015 yılında art arda çok sayıda aşırı kalabalık teknenin Akdeniz'de batışına tanık olduk.

En kötüsü Nisan ayında yaşandı ve o yılın Nisan ayında neredeyse 1500 kişi denizde boğularak öldü.

Sadece Libya açıklarında batan bir teknede 800 kişinin yaşamını yitirdiği düşünülüyor.

Teknelerin batışında en önemli faktörün, kapasiteden çok fazla yolcu taşımaları olduğu düşünülüyordu.

Bu yıl IOM'in tahminlerine göre denizde ölenlerin sayısı 554'e ulaştı ve bunların çoğu Tunus ve Libya'dan yola çıkan teknelerin Orta Akdeniz'de batmasıyla hayatlarını kaybetti.

IOM'e göre, 71 kişi Doğu Akdeniz ve 83 kişi de Batı Akdeniz'de öldüler. 5 batma vakasıyla ilgili ayrıntılar hala belirginleşmedi.

2019 yılında Avrupa Birliği Akdeniz'de göçmen kurtarma amacıyla gezen deniz devriyelerini askıya aldı.

Sebebi de AB hükümetlerinin bu operasyonların daha fazla insanı yaşamlarını tehlikeye atarak göçe teşvik edip etmediği konusunda anlaşamamalarıydı.

Teknelerin limana yanaşması engellendi

Gerek İtalya gerekse Malta mülteci taşıyan teknelerin limanlarına yanaşmasını engelledi.

2020 yılında ise Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, Akdeniz'de karadan ve denizden göçmeye çalışanlar arasında en fazla Tunus vatandaşı var.

Bu yılın başından bu yana 6 bine yakın Tunuslu Avrupa topraklarına ayak bastı. Bunların çoğu yoksulluk, işsizlik ve ülkelerindeki siyasi istikrarsızlıktan kaçmaya çalıyan genç erkeklerdi.

İtalya hükümeti şu anda iktidar boşluğu bulunan ve çatışmaların yaşandığı Kuzey Afrika ülkesi Libya'dan çok Tunus limanlarından göçmen geldiğini söylüyor. Tunus aynı zamanda Sahraaltı Afrika'dan akan göçün de geçiş noktasını oluşturuyor.

2015 yılında Avrupa'ya ulaşan göçmen-mülteci sayısında büyük bir sıçrama görülmüştü.

Onu izleyen yılların tümünde rakamlar daha düşük oldu, ama yine de her yıl mevsimlerden kaynaklanan farklılıklar oluyor; zira insan kaçakçıları yaz aylarında denizin daha sakin olmasının yarattığı fırsatı kullanarak daha çok geçiş yapmaya çalışıyorlar.

Aylık olarak bakıldığında en büyük göç 2015 yılının Ekim ayındaydı. O ay Avrupa'ya 220 binden fazla mülteci geldi. Göçün en düşük olduğu ay ise 10 bini aşkın kişiyle 2020 yılının Temmuz'uydu.

2015'in Ekim ayındaki büyük mülteci dalgasından iki ay önce Almanya Başbakanı Angela Merkel ülkesinin kapılarını mültecilere açmış ve "Altından kalkacağız" demişti. Bu açıklamadan sonra Almanya'ya bir milyonu aşkın mülteci geldi.

Açık kapı politikası

Merkel'in "açık kapı" politikası, partisi Hristiyan Demokratik Birlik (CDU) seçmenlerinin çoğundan destek bulmadı ve bunun sonucu da aşırı sağcı Almanya'nın Alternatifi (AfD) hareketine desteğin artması oldu.

Angela Merkel 2015'te aldığı kararından geri dönmedi ama 2016'da partisinin kongresinde bu durumun bir daha tekrarlanmaması gerektiğini söyledi.

Almanya o günden sonra mültecilerin topluma en iyi nasıl entegre edilebileceği sorusuna yanıt arıyor.

Almanya İstihdam Araştırmaları Enstitüsü'nün (IAB) yakınlarda yaptırdığı bir araştırma, iş bulabilen mülteci sayısının giderek arttığını gösteriyor.

Araştırmacılar 2013 ile 2018 arasında Almanya'ya gelen 8 bin mültecinin durumunu inceledikten sonra bunlardan yüzde 49'unun ülkeye gelişlerinden itibaren beş yıl içinde kalıcı birer iş bulabildiklerini gördüler.

Almanya Federal İş Bulma Kurumu'na göre Mart ayında Almanya'daki bütün işsizlerin yüzde 9'u mültecilerden -ve genellikle de genç ve erkek mültecilerden- oluşuyordu.

İş bulmak ciddi şekilde zorlaştı

Koronavirüs salgını Mart ayından itibaren iş bulmayı ciddi şekilde zorlaştırdı.

2015 yılında kara Avrupası ile Britanya adası arasındaki Manş Denizi'ni kamyonlar ya da başka araçlara saklanarak geçmeye çalışan mülteciler hayli çok olmakla birlikte denizden geçmeye çalışana pek rastlanmıyordu.

2018 yılında Avrupa'dan Britanya'ya küçük teknelerle geçmeye çalışanların sayısında ciddi bir artış yaşandı. 2020 yılı içerisinde bugüne kadar 350'yi aşkın tekne ile en az 4500 kişinin Manş Denizi'ni aşmaya çalıştığı biliniyor.

6 Ağustos günü 235 kişinin bu yolla geçmeye çalışmasıyla bir rekor kırıldı.

Fransa'dan çıkış yapan araçlarda ve limanlarda güvenlik önlemlerinin artırılması ve daha sıkı arama yapılmasının mültecileri taşıyan kaçakçılık örgütlerini ve mültecileri bu çok tehlikeli deniz yolculuğuna ittiği düşünülüyor. (BBC)

Editör: TE Bilişim