Lübnan’da yaklaşık dört aydır, tüm siyasi sınıfa karşı toplumsal bir ayaklanma var. İsyan sonucunda hükümet düştü, 11 Şubat’ta yeni hükümet güvenoyu aldı. Protestolar sürüyor.

Lübnan Parlamentosu, Hasan Diab hükümetine güvenoyu verdi. Oturum gergin geçti. Sekiz saatlik oturumun sonucunda, hazır bulunan 84 vekilden 63’ü yeni hükümet kabinesine güvenoyu verdi. 20 vekil karşı oy kullanırken, bir vekil çekimser kaldı.

Oylamanın yapıldığı sıralarda sokaklarda protestolar vardı. Eylemciler oturumu engellemeye çalışıyordu. Güvenlik güçler, gaz bombaları ve TOMA’larla müdahale etti. Başkent Beyrut’ta protestolar sabah erken saatlerde başlamıştı. Eylemciler, yeni hükümet kabinesinin toplumsal hareketin taleplerine yanıt olmadığı tepkisinde bulunuyor.

370’i aşkın kişi yaralandı

Çıkan çatışmalarda Lübnan Kızılhaç’ına göre 370’i aşkın kişi yaralandı. Bu sert müdahaleye rağmen eylemciler parlamento önünde toplanmayı başardı. Yerel medyaya göre eylemciler, bakanlardan birinin aracına yumurta atarak “istifa istifa” diye slogan attı.

Protesto hareketi, siyasi sınıftan bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet talep ediyor. Mevcut kabine, haftalarca partiler arasında süren pazarlıkların sonucunda oluşturuldu. Parlamento çoğunluk İran yanlısı Hizbullah ile ittifaklarının elinde olduğu için, hükümet kabinesi de tek yanlı oldu.

Eylemler Ekim ayında başladı

Lübnan’daki protestolar Ekim ayında başladı. WhatsApp üzeri aramalara vergi getirilmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Hükümet ilkin şiddetle bastırma yolunu seçse de sokakların sesini bastıramadı. 17 Ekim’de başlayan protestolar sonucu 29 Ekim’de Başbakan istifa etmek zorunda kalmıştı. Aralık ayında yeni başbakan olarak Hasan Diab’ın belirlenmesi de tepkileri dindiremedi.

Diab, eylemcilerin istediği gibi bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma sözünü verse de, eylemciler Diab’ın yolsuz siyasi sınıftan geldiğini belirterek reddetmeye davam etti.

Libya’daki tepki, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve bankaların para çekmeye getirdiği sıkı kısıtlamalarla daha da büyüdü. Ülkenin borcu 90 milyar dolara yükseldi. Bu da yurt içi gayrı safi milli hasılasının yüzde 150’sinden fazlasına denk geliyor.

Dünya Bankası, Kasım ayında yaptığı bir açıklamada yoksulluk oranının nüfusun yüzde 50’sine varabileceği uyarısında bulundu. Ülke zenginlikleri ise küçük bir azınlığın elinde bulunuyor. Yedi milyarder, 13.3 milyar dolarlık servete sahip. Bu da orta gelirlin nüfusun yüzde 50’sinin sahip olduğu gelirden on kat daha fazlasına denk geliyor. Siyasiler ve devlet memurları arasında yolsuzluk endemik bir hal almış durumda. Bu nedenle protestocular, bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurulmasını istiyor. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim