Pandemi öncesi, 2030 yılında, yoksul ülkelerdeki 200 milyon çocuğun okul eğitimine ulaşamamış olacağı tahmin edilirken, pandemi sürecinde ise tüm çabalara rağmen okul dışında kalmış olan çocukların sayısı 24 milyon artış gösterdi.

Uluslararası Pediatri Kurumu, çocukların okuldan uzak kalma ve eğitime sanal ortamda devam etme sürecinin uzaması halinde, çocukları ve ebeveynleri bekleyen tehlikenin boyutunu ruhsal ve fiziksel olarak detayları ile ele aldı.

Uluslararası Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, 149 ülkede bulunan kurumların sunduğu raporlar sayesinde son 1,5 yıllık süreci global olarak ele alabildiklerini dile getirerek, “Uzaktan eğitim sürecinde çocuklarımızın fiziksel aktiviteleri belirgin oranda kısıtlandı. Uyanık kaldıkları sürenin büyük bir kısmını sürekli olarak dijital uyaranlara maruz kalarak geçirdiler. Fakat çocuk gelişimine baktığımızda çocukluk dönemi sürekli değişim ve gelişimin olduğu bir süreçtir. Çocuğu erişkin bir bireyden ayıran önemli özelliklerden biri de budur. Yani okul çağındaki çocuklar okulda tek taraflı olarak eğitim almaz bu anlamda okul sadece eğitim demek değildir. Eğitimin yanında, karşılıklı olarak diğer arkadaşları ve akranları ile etkileşim halinde bulundukları yerdir. Bu etkileşim ise çocuğun bilişsel kapasitesini artırır. Dolayısı ile uzaktan eğitim sürecinde çocukların gelişimini olumsuz etkilendiği aşikârdır" dedi.

“Bu süreçte özel gereksinimi olan çocuklarımızın etkilenme riski daha yüksektir”

Otizmli, özgül öğrenme güçlüğü olan ve duyusal engelleri olan çocuklarımızın bu süreçten etkilenme riskinin sağlıklı akranlarına göre yüksek olduğunu belirten Hasanoğlu, “Tüm bu süreçler içerisinde çocuklarda obezite sıklığının hızlı bir şekilde arttığını belirtti. Ayrıca süreç, internet ve dijital oyun bağımlılığını da pekiştirdi. Arkadaşlık ve sosyal iletişimin sanal ortama taşınmasının olası sonuçlarından bazıları ise obezite, duruş bozuklukları, kronik yorgunluk, göz yorgunluğu/göz kuruluğu gibi fiziksel sorunlar ve içe kapanıklık, depresyon, anksiyete bozukluğu hatta bazı çocuklarda davranış bozuklukları, agresyon gibi psikolojik problemler sayılabilir” dedi.

Hasanoğlu, “Dünya çocuklarının yüzde doksanının okulların kapatılmasından olumsuz etkilendiğini ve okul çağındaki çocukların üçte birinden fazlasının uzaktan eğitime erişim imkanından mahrum kaldığını görmekteyiz. Unicef verilerine göre, pandemi öncesi, 2030 yılında, yoksul ülkelerdeki 200 milyon çocuğun okul eğitimine ulaşamamış olacağı yönündeydi. Pandemi sürecinde ise; tüm çabalara rağmen okul dışında kalmış olan çocukların sayısı 24 milyon artış göstermiştir. Elbette eğitsel olarak daha fazla olanağa sahip olan çocuklar uzaktan eğitim olanağı kısıtlı olanlara göre daha az etkilendiler. Fakat bu, sıklıkla bilişsel alanda görülen bir etki. Yani çocuğa verilen uyaran ve destek ne kadar çok olursa olumsuz etkilenme de o oranda az olacaktır" dedi.

Hasanoğlu, “Yaşanan ve yaşanacak tüm olumsuzlukları bertaraf etmek için, geçtiğimiz 1-2 yıllık süreçte etkilenmiş olan çocuklar hem aileleri hem eğitim kurumları tarafından akademik, sosyal ve fiziksel olarak desteklenmelidir. Bir an önce uygun enfeksiyon kontrol önlemleri ve koşulları sağlanarak çocuklar eskisi gibi yüz yüze eğitimde buluşturulmalıdır. Akranlarıyla bir arada oyun oynamalı, koşmalı, kahkaha atmalı, ders yapmalı, konuşmalı, tartışmalıdır. Bundan sonrasında da okulları kapatmak, diğer bütün seçenekleri değerlendirdikten sonra başvurulacak son çare olmalı ve uygun enfeksiyon kontrol önlemleri ve koşulları sağlanarak yüz yüze eğitim devam ettirilmelidir” dedi. (İHA)

Editör: TE Bilişim