Kira bedelleri, temizlik- kırtasiye giderleri, personel maaşlarında yaşanan artışlarla özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri zor günler yaşıyor. Parin Yakupyan kamu desteğinin günümüz ekonomik şartlarında çok yetersiz kaldığını söylüyor.

"Kurumlar çalıştırdıkları eğitimcilere hak ettikleri ücretleri ödeyemiyor.

Yoğun şekilde eğitimci bulma sorunu yaşanıyor.

Yaşanan ekonomik sıkıntılar ile kaliteli, nitelikli personel rehabilitasyon merkezlerinden ayrılıyor.

Büyükşehirlerden ayrılan eğitimci sayısı ciddi boyuta ulaştı.

Özel eğitimde çalışan eğitimciler son dönemde sektör değiştiriyor."

Çünkü özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine kamu desteği günümüz ekonomik şartlarında çok yetersiz kaldı. Kira bedelleri, temizlik- kırtasiye giderleri, personel maaşlarında yaşanan artışlarla kurumlar çok zor durumda.

Otizm Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Parin Yakupyan, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerini anlatırken "Eğitim her çocuk için önemlidir, ancak özel gereksinimli çocuklar için yaşam sebebidir" diyor.

22 yaşındaki bir otizmlinin de annesi olan Yakupyan, ayrıca bu merkezlerin ilk tanı almış ailelerin şekillendiği, geliştiği yerler olduğunu da hatırlatıyor.

Ancak aileler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ödenen kamu katkısının Türkiye'deki ekonomik göstergenin altında kalmasından şikayetçi.

"Sadece bu yıl asgari ücrete yüzde 94 artış yapılırken seans ücretine yapılan artışlar yüzde 65 düzeylerinde kaldı."

Aynı zamanda Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı olan Yakupyan, özel eğitim kurumlarının durumunu anlattı.

"Hayata başlangıç noktası"

Özel gereksinimli çocuklar, bireyler için özel eğitim kurumlarının önemi nedir? Özel eğitim çocuklar ve aileleri için ne ifade ediyor?

Özel gereksinimli bireyler ve aileleri için özel eğitim kurumları; hayata başlangıç noktasıdır. Çocuklarımız hayata uyum becerilerini, diğer yaşıtlarıyla olan farklılıklarını (tüm gelişim basamaklarında) buradan öğrendikleriyle gerçekleştirirler. Eğitim her çocuk için önemlidir ancak özel gereksinimli çocuklar için yaşam sebebidir.

Bireylerin, hayatta bağımsız yaşama yolunda, kendi kişisel özellikleri temel alınarak eğitim gördükleri yerdir. Çocuk iletişim kurmayı, özbakımını gerçekleştirmeyi, takıntılarını yönetebilmeyi, bilişsel olarak gelişmeyi özel eğitimle sağlar. Bekleme becerisi, komut alma becerisi, tehlike algısı vs hep aldığı eğitimlerle gelişir. Bunlar gelişmediğinde kaybolan çocuklarımız, şiddet gören çocuklarımız, kaza geçiren çocuklarımızın haberleri kaçınılmaz ne yazık ki.

Merkezler, ilk tanı almış ailelerimizin şekillendiği geliştiği yerdir.

"Kurumların sayısı artmalı"

Ayrıca sosyal hayatlarının önemli bir parçasıdır. Birçok kurumda yapılan sosyal etkinliklerle, çocuklarımızın ve ailelerimizin sosyal hayatı destekleniyor. Toplumda dışlanan çocuklarımız ve ailelerimiz burada rahat ediyor, arkadaşlık ilişkisi kurabiliyor, sosyalleşebiliyor.

Kurumlar, ailelerimizin kendilerini rahat hissettikleri, ötekileştirilmeden, dışlanmadan vakit geçirebildikleri, yeni sosyal çevre ve dostluklar kurdukları ortamlardır. Bireylerin kaynaştığı mekânlardır.

Ve tabii ki kurumlarda yapılan veli eğitimleri ile ailelerimizin bilgi ve beceri düzeyi arttırılıyor.

Yukarıda saymış olduğum nedenlerden dolayı, merkezlerin önemi büyük. Nitelik yönünden belli bir seviyeye gelmiş kurumlarımızın sayısının artması gerekiyor.

Türkiye'de çocuklar ne ölçüde özel eğitime ulaşabiliyor?

Amaç, özel eğitime ulaşmaksa, ihtiyacı olan her birey ulaşabilir.

Amaç, yoğun eğitime ulaşmaksa, maddi durumu iyi olan ailelerin bireyleri ulaşabilir maalesef.

Amaç, nitelikli ve kaliteli özel eğitime ulaşmaksa, parası olan ve belirli bölgelerdeki bireyler ulaşabilir, yine maalesef.

Özel gereksinimli çocuklarımızın hayata karışabilmesi erken çocukluk döneminden itibaren çok yoğun ve kaliteli eğitimle mümkündür. Özel gereksinimli bireyin topluma uyum sağlayabilmesi aslında devletimize de ileriki dönemlerde tasarruf sağlayacaktır. Beklentimiz; devletimizin özellikle erken çocukluk dönemine çok yoğun bütçe ayırması ve özel eğitime ayırdığı ödeneklerin eğitimcilerin kalitelerini artıracak düzeyde olabilmesidir.

Özel eğitim ülkemizde farklılıklar gösterebilen bir kavram. Nitelikli özel eğitime ulaşabilmek adına, yurt içi zorunlu göç yapan aileler de var.

Kırsal bölgelerde ya da küçük yerleşim birimlerinde yaşayan özel gereksinimli bireyler, büyükşehirlerde yaşayan özel gereksinimli bireylere göre dezavantajlı durumda. Buralarda eğitim adına neredeyse hiçbir şey yapılmadığını üzülerek gözlüyoruz.

"Her bireye aynı kalitede nitelikli eğitim"

Ve devletimiz her yere aynı ödemeyi yapıyor. Kaliteli eğitim veren de eğitim adına hiçbir şey yapmayan da aynı kısıtlı ödenekten yararlandığı için dengesizlik çok fazla bu anlamda da.

Bence amaç; eğitime ulaşmak olmamalı, özel gereksinimli her bireyin aynı kalitede yoğun nitelikli eğitime ulaşması olmalı.

Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ödenen kamu katkısı ne kadar yeterli? Türkiye'deki ekonomik gidişat ve enflasyondan özel eğitim alan çocuklar ve aileleri nasıl etkileniyor?

26 Temmuz 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yazı ile rehabilitasyon merkezlerine ödenen destek eğitim ücretlerine bir düzenleme yapıldı. Bireysel eğitim ücreti (8 seans) 1164 TL'den 1513 TL'ye, grup eğitim ücreti (4 seans) 326 TL'den 424'TL ye çıkarıldı. Sadece bu yıl asgari ücrete yüzde 94 artış yapılırken seans ücretine yapılan artışlar yüzde 65 düzeylerinde kaldı. Geçmiş yıllarda da benzer tablolar söz konusu olduğundan rehabilitasyon merkezlerinde ciddi kan kaybı oluştu.

"Eğitimci bulunamıyor"

Çünkü kira bedellerinde, temizlik giderlerinde, personel maaşlarında, kırtasiye giderlerinde yaşanan uçuk artışlarla kurumlar çok zor durumda kaldı. 2006 yılında rehabilitasyon merkezlerine, 6 seans karşılığı bir asgari ücret ödenirken, şimdi yüzde 27 asgari ücret ödeniyor. Bu sebeple kurumlar çalıştırdıkları eğitimcilere hak ettikleri ücretleri ödeyemiyor ve yoğun şekilde eğitimci bulma sorunu yaşanıyor.

Yaşanan ekonomik sıkıntılar ile kaliteli, nitelikli personel rehabilitasyon merkezlerinden ayrıldı. Büyükşehirlerden ayrılan eğitimci sayısı duyumlarımıza göre ciddi boyuta ulaştı. İnsanlar geçinebilecekleri şehirlere taşınıyor. Özel eğitimde çalışan eğitimciler son dönemde sektör değiştiriyor ya özel okullara ya devlete ya da farklı sektörlere gidiyor. Bu da demektir ki çocuklarımızla çalışan tecrübeli eğitimci sayısı her geçen gün azalıyor.

Kamu desteği ne yazık ki günümüz şartlarında çok yetersiz kaldı.

"Çocuklar belli alanlara sıkıştı"

Özel eğitimin dışında, Türkiye ekonomisindeki gidişattan otizmli çocuklar başka hangi yönlerden etkileniyor?

Hayat bir bütün. Ekonomik problemler hayatın bütününü etkiliyor. Bugün ekonomik sıkıntılar birçok ailenin almış olduğu ekstra seansların ve eğitimlerin iptaline neden oluyor.

Çocuklarımızın sadece bireysel eğitime ihtiyacı yok ki. Beslenme sorunu, duyusal problemleri olan, dil eğitimi ihtiyacı olan çok sayıda birey var. Bunların çoğu ekonomik temellerle alınabilecek eğitimler.

Ailelerin çoğu sadece yaşayabilmek adına, eğitimsel ve gelişimsel giderlerini minimize etmek zorunda kaldılar.

Ekonomik sorunlar ailelerin sosyal yaşamanı da etkiledi. Eskiden gezebiliyorken şimdi onu da yapamıyorlar. Çocuklarımız belli alanlara sıkışmak zorunda kaldılar.

Okul öncesi dönemde gittikleri kreşler, oyun grupları gibi etkinliklere katılmakta güçlük yaşamaktalar. Ekonomik sorunlar, belirli bir gelir seviyesinin altındaki insanların tüm yaşamını etkiledi. (BİANET)

Editör: TE Bilişim