Değerli okurlar önceki haftaki  İran Kürtleri, Mahabad ve Mustafa Barzani ile ilişkilerin tarihsel arka planına devamı olan Sovyetler Birliği'nde yaşayan Kürtlerin Ekim Devrimi ile birlikte değişen toplumsal yaşantısını sizlere aktaracağım…

1917 Ekim Devrimi döneminde yoğun olarak Kafkasya'da yaşayan Kürtler Bakü gibi işçi sınıfının kitlesel güç oluşturduğu alanlarda çalışmaktayken, Çar yanlısı kimi önde gelenler bütün Kürtlerin devrime topyekûn katılmalarını engellemeye çalışmaktaydı. Çar'a bağlılık karşılığında "general" unvanına sahip varlıklı Kürtler de mevcuttu. Bu kesim geniş topraklara sahip olduğundan diğer emekçi Kürtlere söz geçirir konumda idi. Buna karşın Ferik Polatbekov, Erebê Şemo gibi isimler Kürtlerin Bolşeviklere destek vermesi için halk nezdinde çalışmalar yürüttü. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından Rusya egemenliğine geçen Kars Oblastı'nda çok sayıda Kürt yaşamaktaydı.

I. Dünya Savaşı öncesi Rusya egemenliği altında bulunan topraklarda, dünya savaşının patlak vermesi ve Çarlık iktidarının değişmesi neticesinde pek çok yeni gelişme meydana geldi; çok sayıda isyan ortaya çıktı, askerler birliklerini terk etti, yönetimler değişti, Erzincan Sovyeti örneği gibi yeni Sovyet hükûmetleri kurma girişimleri meydana geldi ve toplu katliamlar yaşandı.

I. Dünya Savaşı sırasında bölgede gerçekleşen gelişmeler nedeniyle bölgedeki Kürt nüfusun çoğunlukla yaşadıkları yerleri terk etmelerine karşın, Polatbekov gibi aktivistler ise Kars ve çevresinde devrim yanlısı faaliyetlerde bulundular. Bu dönemde gerçekleşen Ermeni Kırımı, Süryani Katliamı gibi Müslüman olmayan halklara karşı işlenen toplu katliamlar, Yezîdîlik inancına sahip Kürtler bulundukları bölgelerden göçmek zorunda kaldı. Bu koşullar altında 1918 yılında Yezîdî Kürtlerin çoğu Kafkasya'ya göç etti. Bu dönemde gerçekleşen Ekim Devrimi'nin akabinde Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'da Bolşevizm taraftarlığı güçlenmekteydi.

H. M. Çetoyev Sovyet Ermenistan'ı Kürtleri adlı eserinde Kızıl Ordu'nun Ermenistan'a müdahalesi döneminde başta Pamba Kurdu köylüleri olmak üzere birçok Kürdün Kızıl Ordu'ya öncülük yaptığını, Kürt Şamil Teymurov'un başkanlığındaki askerî birliğin Kızıl Ordu ile birlikte Sovyet hükûmetinin kurulması için aktif rol oynadığını ve Ermenistan'a giren 11. Ordu'yu coşkuyla karşıladığını aktarmıştır.

Erebê Şemo, Kürt Çoban adlı eserinde söz konusu dönemi "Kır ve düzlüklerde, vadi ve kayalar arasında yaşayan yoksul Kürtlere yalnızca Sovyet iktidarı mutluluk, esenlik ve ilerleme getirdi. İfadeleriyle anlatır.

Devrim sonrası yıllarda özellikle kırsal bölgelerde yaşayan Kürtler üzerinde geleneksel aşiret sistemi, ağaların ve oğullarının kitleler üzerindeki etkisi sayesinde devrim öncesi yıllarında olduğu gibi hâlen güçlü idi. Toprakların, otlakların ve yaylaların iyileri bu kişilerin elindeyken, işe yaramayanlar yoksul Kürtlere bırakıldı. Yeni sistemde ağalar doğrudan ezen ve sömüren olarak görünmemek için şeyhlerle birlikte hareket etmeye devam ediyorlardı. Sovyet sistemi ve devrim yanlısı Kürtler bu sistemin sisteminin yok edilmesine yönelik faaliyetlerde bulundu. Yoksul Kürtler kendi aralarında güçlü örgütlenmeler oluşturarak bu kişilere karşı mücadelelerde bulundular. 1925 yılında beylerin ve ağaların bütün siyasî hakları ellerinden alındı ve yönetim kademelerinden uzaklaştırıldılar. Ağalar ile birlikte beraberindeki şeyhler ve mollalar Sovyet yanlısı Kürtleri "baba-dede düşmanları" ve "gelenek hainleri" ilan ettiler, ancak Sovyet devleti bu kişilerin etkin olmasına izin vermedi.

1938 yılında yayınlanan Sovyet Kürdistanı belgeseli, Sovyetler Birliği'nde yaşayan Kürtlerin Ekim Devrimi ile birlikte değişen toplumsal yaşantısını konu almıştır.

Gelecek hafta ve son yazım Büyük Vatanseverlik Savaşı'nda Kürtler ile noktalayacağız. Saygılarımla