ABD – Çin ticaret savaşları tarafında ise iki ülke arasında imzalanan mini anlaşma oyunda önemli bir değişiklik yaratmayacak olsa da seçim yılında gümrük vergisi artışları ihtimali düşük olduğu için belirsizliklerin biraz daha azalmasını sağlayacak.

2018 yılında yüzde 3,5 olan ABD gümrük vergisi ortalamasının yüzde 7’de kalmaya devam etmesini bekleniyor. ABD’de kamu ve şirket borçlarının artmaya devam edeceği ön görülüyor. Demokratların hafif bir farkla seçimden önde çıkması bütçeyle ilgili risklerin artması ve ABD kaynaklı dış politika risklerinin azalmasıyla sonuçlanabileceği belirtiliyor. Mali politikaların daha da destekleyici olmasıyla ABD’nin GSYH büyümesi 2021 yılında yeniden yüzde 2’ye yaklaşabileceğini altı çiziliyor.

Euro Bölgesi’nde de büyüme

Euro Bölgesi’nde sanayi üretimi çok hafif bir toparlanma yaşayacağı için bölge ekonomisi 2020-21 döneminde yüzde 1,4’lük potansiyel büyüme oranının altında bir büyüme gerçekleşmesi bekleniyor.

Olumlu işgücü piyasası koşulları ve sağlam ücret artışları sayesinde tüketicilerin günü kurtarmaya devam edeceği düşünülüyor. İngiltere, büyüme üzerinde daha fazla baskı yaratan bir unsur olmayabilir ama Alman ekonomisinin geçirmekte olduğu zor dönem, birçok Euro Bölgesi ekonomisinde koalisyonların kırılgan olması, sosyal hoşnutsuzluğun ve ABD’nin bölgeden otomotiv ithalatına yönelik gümrük vergisi artışı tehditlerinin devam etmesi aşağı yönlü belirgin riskler olarak kalmaya devam edebileceği belirtiliyor.

Avrupa Merkez Bankası, Nisan 2020’de mevduat oranlarında bir kez daha 10 baz puanlık indirime giderek oranı – yüzde 0,6’ya düşürecek ve parasal genişlemeye dair 20 milyar Euroluk satın alımlarını yıl sonuna kadar sürdüreceği öngörülüyor. Çin Merkez Bankası ve gelişmekte olan ekonomilere ait birçok merkez bankası 2020 yılında para politikalarını gevşetmeye devam etmesi bekleniyor.

ABD dolarındaki beklenen yüzde 4’lük değer kaybı gerçekleşir ise gelişmekte olan ülke piyasalarındaki finansal araçları desteklenmesi bekleniyor. Düşük enflasyon, genişleyici mali politikalar ve para politikaları tarafından sağlanan sağlam güvenlik ağı ve ABD dolarının değer kaybedeceğine dair beklentiler, risk iştahlarında artışa sebep olarak gelişmekte olan ülkelerdeki finansal araçların diğerlerine göre daha iyi performans göstermesini sağlayabilir.

Editör: TE Bilişim