Bir daha güneşin beni yakmayacak,

Yağmurun ıslatmayacak.

Senden uzaklarda yaban ellerde,

Hasretin beni ne kadar yaksa da,

Yüreğim senin için, senle atacak.

Dar gelmezsin artık bana,

Volta attığım caddelerin sana kalsın.

Biliyem gurbet elde bulamam,

Havanı, suyunu, tadını, tuzunu,

Gidiyem diye kınama beni.

Belki seneler sonra gene gelırem,

Yeter ki yıkma kendini.

Hüzünlenmesin Yedikardaş’ın, Keçiburcu’n,

Ongözlü’n, Kırklardağı’n,

Bahtsız olsa da Bağlar’ın,

Küçelerın talan olmasın.

Efkârla okunsa da minarelerinden ezanlar,

Her duyduğun Sela’da, göçene, rahmet dile bensız.

Yüreğin kan ağlasa da,

Gururla ayakta dursun Dörtayaklı minaren,

Huzurla dolsun taşsın Ulucamii’n, her gün, beş vakitte,

Coşkun aksın, deli aksın Dicle’n,

Gaziköşk’ün selam versin Hevsel’e,

Şen olsun her karış toprağın,

Sevgiyle, saygıyla, hürmetle.

Karkuşların, taklaci, şatır güvercinlerın,

Özgürce kanat çırpsınlar semalarında,

Cahit Sıtkı’nın dedıği gibi,

Gün eksilmesin hiç bir pencerenden.

Hüzünden, kederden uzak olasın,

                         &

Bu gün gözi yaşli  ayrılıyem senden,

Her küçende bıraktığım ayak izlerım hatıra kalsın sana

Ben bu gidişe kader dedim

Sende ardımdan “Bu da vefasız çıktı, bıraktı getti” deme ne olur,

“Vah Malamıne” derken kendi halime,

Derdımi anlatmaya yetmez kelime,

Kahretsın, kahretsin, mecburam gitmeye.

Elveda Nebi’lerin, Sahabelerin, Peygamberlerin şehri,

Elveda taşı gibi bahtı karalım.

Sevginin, hürmetin, saygının, acının, kederin abidesi,

Elveda! tarihe ayna olan, toprağı verimlim, suyu gizemlim,

Elveda sahipsizim.

Elveda asil şehrim Diyarbekir!

Elveda “Vuşş kele” diyen analara,

Nasılsa sınıfta kaldım gidişimle,

Tembel bir öğrencin say beni.

Hayat kırık notlari çoktan dizdi karneme,

Mezun olamadım getti.

Bi Diplomam bile yok çerçevemde.

                       &

Yaşadıkça unutmam, unutamam,

Cımıka’lılar mahlesindeki kavgalarımı,

Mehmetoğlu Un Fabrikası’nı,

Bağlar Dörtyol’u, Ordaki karakol’u,

Küpeli, Yıldız, Dıngılhava’yi, Koşuyolu’nu,

Kulaksız Pito’yu, Üç dudakli Kemal’i,

Kuşçu Yasin’i, Ofisteki Özlem Apartmanı’ni,

İstasyoni, Stadi, kütüphane sokağıni,

Lise Caddesindeki, Turizm binasıni,

Berber İbe’yi, Alibaba’yi, Deli Yaşo’yi,

Yole’yle Lalo’yi, Qarete Kadri’yi,

Viktorya Apartmanı’ni, Rıza Dayi’yı,

Lunapark’i, Dilan, Emek, Yenişehir’i,

Anzele’yi, Tekkapi, Çiftkapi’yi,

Fiskaya, Çamlıca, Saraykapi’yi,

Ermeni Besim Amcayi, Henri’yi,

Sigortacı Salih Abi’yi, Hacı Örfü Amca’yi,

Kasap Akif abiyi, Günaçtı’lari,

Faik abi’yi, hocaların hocasi Deli Mevlo’yi,

Foto Bella Mustafa abiyi,

Kemikkıran’ı bile şimdiki nesil bılmez,

Nicesi gibi bende yaşadım, bende tanıdım,

Künyemdir, boynumda bir vebal gibi,

Benle gelmiş benle gider.

Zulamdaki aci tatli anılarım.

Ancak zalim ve hain olan inkâr eder geçmişini.

İnkâr eden dili arama bende.

Çünkü ben ne zalım ne de hainim.

İşte sahan söz, sözüm söz Diyarbekir!

Yüz sene de kalsam gurbette,

Bi gün mutlaka sana geri dönecağam,

Toprağında son nefesimi verecağam,

Bağrına gömülecağam.  

Sende o zaman bi fatiha’nı çok görmezsın bahan.